BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Arınç'tan şehitler için acı itiraf!

Bülent Arınç, Bingöl'de meydana gelen saldırıda, zırhlı araç kullanılmamasının zaiyatı artırdığını söyledi.

Abone ol
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bilgöl'de meydana gelen ve 8 polisin şehit edilmesiyle ilgili saldırıda, zırhlı araç kullanılmamasının zaiyatı artırdığını söyledi. Terörle mücadelede yıl sonunda önemli bir mesafe katedileceğini ifade eden Arınç, PKK'lıların Suriye ve İran'dan geldiğini söyleyerek, bazı ülkelerin terör örgütüne arka çıktığını söyledi.
 
Arınç, hafta sonunu geçirdiği Bursa'da dün katıldığı ve bugün banttan yayımlanan Bursa TV'deki ''Nesli Yaşam'' programında soruları yanıtladı. Devletin, terör örgütü PKK'ya karşı mücadelede daha etkili ve sonuç alınabilecek şekilde tüm imkanlarını güncellediğini söyleyen Arınç, terör olaylarında dış desteğe dikkat çekti. Teröristlerin bir kısmının Suriye kökenli olduğunu bir kısmının ise İran'dan geldiğini söyleyen Arınç, bu teröristlerin bu ülkelerden sırf eylem yapmak için Türkiye'ye gönderildiğini kaydetti. 

ZIRHLI ARAÇ İTİRAFI

Terör eylemlerine karşı ''kirpi'' denilen mayına dayanıklı araçları riskli bölgelerde daha fazla bulundurduklarını belirten Arınç, terörle mücadelede istihbaratın önemine vurgu yaptı. Bölgede iyi yetişmiş özel güvenlik güçlerinin görev yaptığını da hatırlatan Arınç, Bingöl'de meydana gelen ve 8 polisin şehit olmasıyla ilgili saldırıda, polislerin zırlı araç içerisinde olmadığını hatırlattı ve "zırhlı araç kullanılsaydı bu kadar zaiyat vermezdik" diye konuştu. 

ARINÇ YIL SONUNU İŞARET ETTİ
 
Türkiye'nin dışında, terör ve teröristle mücadele eden başka birçok devletin de olduğunu dile getiren Arınç, PKK'nın 2012 yılıyla birlikte toplu hedeflere ve can alıcı suikastlara yöneldiğini söyledi. Terörle ilgili endişelerin, ülkede karamsarlığa dönüşmediğini de iddia eden Arınç, terörle mücadelenin devam ettiğini söyleyerek, yıl sonuna kadar bu konuda önemli mesafeler katedileceğini anlattı. Arınç sözlerini şöyle sürdürdü:

"Terör var, terörle mücadele ediliyor. Sonunda mağlup olan, yenilen bu örgüt olacak. Bu eylemler bir gün bitecek. Bütün bunları halkımız ile birlikte yaşadığımızı görüyoruz. Türkiye'de makroekonomik göstergelerde diğer sosyal yaşamda da eksiye gidiş gözlenmiyor. Biz umuyorum ki bu yılın sonuna kadar inşallah terörle mücadelede çok iyi bir noktaya gelmiş olacağız. Bunun şartlarının Türkiye için hazırlanmasının gayreti içindeyiz. Ümidimiz budur. Hazırlığımız buna yöneliktir, konjonktürün buna müsait olduğunu zannediyoruz. Esasen örgütün son çırpınışlarıdır. Bir intihar ediştir, bir akrebin kendisini sokması diye tarif ediyorum ben.''

"BM ANGELİNA JOLİE'Yİ GÖNDERİYOR"

Suriye'deki iç savaştan kaçarak Türkiye'ye sığınan mültecilerin durumuna da değinen Arınç, kamplarda yaklaşık olarak 80 bin kişinin barındığını söyledi.

Arınç, Suriye'de bir insanlık trajedisi yaşandığını belirterek, Esed yönetiminin kendi halkına silah çektiğini ve şu ana kadar 25 bin insanın hayatına son verdiğini ifade etti.
Birleşmiş Milletler (BM) yetkililerinin kamplara yaptıkları ziyaretleri de değerlendiren Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

''BM maalesef şimdilik sadece Angelina Jolie'yi gönderiyor. Birkaç televizyon ekranı ile onlar da bu trajediyi dünyaya tanıtmaya çalışıyorlar. Ama şu ana kadar Türkiye, hükümet olarak 300 milyonluk harcama yaptı. Arkası gelir mi gelmez mi bilmiyorum ama biz gelenlere, 'Ben sana sığındım' diyenlere kapımızı kapamayız. Şimdi bizden farklı bir davranış istemesinler. Sayın Kılıçdaroğlu halen bizim Suriye politikamızı eleştiriyor. Suriye'de yaşanan trajediyi de hiçbir şekilde ağzına almıyor. Ama biz böyle değiliz. Suriye'de rejim kendi insanını öldürüyor. İnşallah BM, ABD, AB... Şimdi mülteciler yüksek komiseri de geldi. Onun gelmesi bir hayra alamettir. Çünkü bizzat kendi gözüyle gördü. Hepsi Türkiye'yi tebrik etti. 'Dünyada böyle bir şey yok, bu sığınmacılara sağlanan imkanlar sebebiyle Türkiye'yi tebrik ediyoruz' dediler. İyi kardeşim tebrik et de sen de işin ucundan tut bakalım diyoruz onlara. Tutarlar, tutmazlar biz kendi işimizi yapıyoruz.''