BIST 9.660
DOLAR 34,60
EURO 36,38
ALTIN 2.923,51
HABER /  POLİTİKA

Arınçtan ilginç benzetme

Moskova'da bulunan Meclis Başkanı Arınç, Erdoğan ile Putin'in ortak yönlerini açıkladı

Abone ol

Rusya Federasyon Konseyi Başkanı Sergey Mironov'un daveti üzerine Moskova'da bulunan Meclis Başkanı Bülent Arınç, Erdoğan ile Putin'in ortak yönlerini anlattı.

TBMM Başkanı Bülent Arınç, mecliste 1983 yılından beri ilk kez 5. yasama yılını göreceklerini söyledi. Bülent Arınç, Rusya Federasyon Konseyi Başkanı Sergey Mironov'un daveti üzerine resmi bir ziyaret için geldiği Moskova'da, Rus-Türk İşadamları Birliği Başkanı Ali İhsan Akıskalıoğu'nun onuruna verdiği akşam yemeğinde konuştu.

TBMM'nin tatile girdiği ve olağanüstü bir durum olmaması durumunda Anayasa gereği yeni yasama dönemine ekim ayında başlanacağını belirten Arınç, şunları kaydetti: ''Parlamentomuz güçlüdür. Partilerimiz muhalefet olsun, iktidar olsun 4 yılı başarıyla kapattılar ve 1983'ten sonra ilk defa 5. yasama dönemini göreceğiz. Anayasada vardır ama bugüne kadar muvaffak olunamadı. 1987, 1991, 1995, 1999 ve 2002, hep erken seçim yüzünden 4 sene veya 3.5 yıllık yasama dönemleri oldu. Şimdi şeytanın bacağını kırdık. Şimdiden 4. yılı bitirdik. Kısmet olursa ekim ayından sonra 5. yasama yılına başlayacağız. Meclisimiz itibarlı ve saygın bir kuruluş haline geldi. Bundan da hepimiz Türk halkı olarak büyük bir memnuniyet duyuyoruz.''

-TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİ-

Arınç, Türkiye ve AB ilişkilerine de değinerek, ''AB ülkeleriyle 40 yıldan bu yana bir ilişkimiz var. Düşe kalka 2 adım ileri 1 adım geri Mehter marşı gibi bir AB ilişkisi devam etmiştir'' dedi. Ancak, Türkiye'de bugüne dek tüm hükümetlerin AB'den yana olduğunu ve bu işten vazgeçtiğini açıklamadığını kaydeden Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''İlk ciddi atılım rahmetli Özal döneminde olmuş. Üyelik müraacatı onun döneminde. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gibi gelişmeler onun dönemindedir.

Ondan önceki dönemlerde fırsatlar yeterince değerlendirilmemiş, aksak düşe kalka bir noktaya kadar gelmiş. Biz teslim aldığımız zaman 1999'larda Helsinki'de aday ülke olarak kabul edilmiştik. Ama ilerleme raporları vesaireler yine aksak gidiyordu. Önümüze Kopenhag hukuki ve siyasi kriterleri gibi bir ev ödevi konmuştu. Bu çok haklı ve doğal birşey; girmek isteyen biziz. Önümüze konan da üyelik şartlarıdır.

Siz Rus-Türk İşadamları Derneği'ne üye olmak isterseniz bile şartları bellidir. Siz şu özellikleri taşırsanız aidat öderseniz üyeliğe kabul edilirsiniz şeklinde. Bizim önümüze de AB ile ilgili şekilde bir şartname konmuştu. Maastricht ekonomik kriterleri ile Kopenhag siyasi ve hukuki kriterleri gibi. Adamlar dürüst biçimde önümüze koydular. Bunları yaparsanız adaylık müzakere süreci ve tam üyelik gerçekleşebilir.''

TBMM'de hem iktidarın hem muhalefetin büyük bir işbirliğiyle özellikle 2 yılda 40'dan fazla bir Anayasa değişikliği ve 100'den fazla da yasa değişikliği yaptıklarını hatırlatan Arınç, ''Çok şükür bunları önüne koyduk ve biz bunları yaptık diye. Şaşırdılar önce, inanamadılar. İnanamadıkları için belki de aday ülke statüsü devam ederken bu ağır ev ödevleri önümüze geldiğinde ya pes edecekler ya birbirlerine düşecekler ya bu işi başaramayacaklar diye düşünüyorlardı'' dedi.

Ama kendilerinin istenen tüm ödevleri yaptıklarını söylediklerinde birtakım görüşmelerde ve konuşmalarda kriterlerin içinde olmayan ama Türkiye için özel olarak getirilen engellerle karşılaştıklarını ifade eden Arınç, şunları kaydetti: ''Tabii Türkiye farklı bir ülke. 2004 yılı mayıs ayında üye olan 10 yeni ülkeyle beraber 25 ülke içinde kimliği Müslüman olan tek ülkeyiz. Nüfusu en yüksek, en kalabalık olan ülkelerden biriyiz. Ekonomimiz, dış borçlarımız, genç iş gücümüz, bizim Ortadoğu'da komşularımızla olan ilişkilerimiz ve Ortadoğu'daki komşularımızın siyasi durumu gibi konular AB içinde derin tartışmalara yolaçtı. Ben sayın Erdoğan'ı takdir ediyorum. Genel başkanlığı döneminde bile bu ülkeleri 2 defa dolaştı. Başbakanlığı döneminde ısrarla geliyor, konuşuyor.''

-''ERDOĞAN VE PUTIN'İN ORTAK NOKTALARI''-

Rusya ile Türkiye arasındaki siyasal ve ekonomik ilişkilerin gelişmesinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Başbakan Erdoğan'ın özel katkısı olduğunu ifade eden Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Yani bunu bir basın bir başka türlü anlatır diye endişe ediyorum. Bugün Rusya'da bir dostumuz, Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkilerin güçlenmesini Putin ve Erdoğan arasındaki bazı benzerliklere dikkat çekerek anlattı.

O özellikleri izin verirseniz basın bir şekilde kullanır diye endişe ediyorum ama çok önemli: Genç olmaları, dinamik olmaları, halklarına güvenmeleri, halkın desteğini önemsemeleri, kendi kültürlerine ve inançlarına sahip çıkmaları ve bölgede iki dinamik insan olarak belirleyici olmak istemeleri bence çok önemli. Sayın Putin parlamentoyu ziyaretinde dostane görüşmeler yaptık. Bu konuları tek tek ele aldık.''

Rusya'da faaliyet gösteren Türk işadamlarına iki ülke arasındaki ticaretin gelişmesine katkıda bulunacak yasaların çıkarılmasını kendilerine aktarmaları durumunda parlamentonun bunun gereğini hemen yerine getireceğini ifade eden Arınç, şöyle konuştu: ''Siz bunları bize getirirseniz, biz bunları 1 gün içinde parlamentodan geçiririz. Vize konusu, çalışma ve oturumlar konusunda alınacak izinler mi veyahut karşılıklı yatırımların güçlendirilmesi mi, çifte vergilendirmenin önlenmesi mi, buna benzer pek çok ticari anlaşmalar varsa iyi, yoksa yapılması gerekiyorsa da bütün bunlarda yol gösterici olmanız lazım. İnşallah burada da muvaffak olacağız.''

-''BEŞİKTAŞ BU YIL ŞAMPİYON OLUR MU?''-

Arınç, konuşmasının sonunda salonda Beşiktaş posterlerini ve futbol takımının resimlerini göstererek, kendisinin de eski bir Beşiktaşlı olduğunu belirterek, Beşiktaş'ın bu yıl şampiyon olup olmayacağını sordu. Arınç, koyu bir Beşiktaş taraftarı olan Türkiye'nin Moskova Büyükelçisi Kurtuluş Taşkent ve RTİB Başkanı Akıskalıoğlu ile bir süre futbol hakkında konuştuktan sonra akşam yemeğine geçildi. Arınç ve beraberindeki heyet, yarın sabah kahvaltılı basın toplantısının ardından ENKA inşaat şirketi tarafından yapılan ve hissesinin büyük bölümü ENKA'ya ait olan Moskova Swissotel'i gördükten sonra Türkiye'ye hareket edecek.