BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Arınç’tan Balyoz değerlendirmesi

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Bireysel başvuru olmasaydı bugün yaşadığımız olayı yaşamamış olacaktık.” dedi. <br/>Başbakan Yardımcısı A...

Abone ol

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Bireysel başvuru olmasaydı bugün yaşadığımız olayı yaşamamış olacaktık.” dedi.
Başbakan Yardımcısı Arınç, BGC’nin ödül gecesinde yaptığı konuşmada Balyoz kararını değerlendirdi. 12 Eylül referandumu ile birlikte Anayasa Mahkemesi’nde yaptıkları değişikliklerle bireysel başvurunun önünü açtıklarını anlatan Arınç, “Aynı zamanda pek çok Avrupa ülkesinde olan ama bizde o zaman bile düşünülemeyen bireysel başvuru hakkı tanındı. Bu da yürürlüğe girdi. Anayasa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve diğer uluslararası anlaşmalar içerisinde herhangi bir hak ihlali olduğunda AİHM’e gitmeden masraf dahi yapmadan Anayasa Mahkemesi’ne başvuruyor. Bundan önce uzun tutukluluk süreleri itibariyle dün verilen kararlar da hak ihlali noktasında Anayasa Mahkemesi bazen oy birliğiyle, bazen oy çokluğuyla önemli kararlar verdi. Bir davanın 20 yıllık, 18 yıllık hükümlüsü olan kişiler bugün hepsi tahliye edildi. Siyasi noktadan bakarsak bunu yanlış bulanlar olduğu gibi doğru bulanlar ve alkışlayanlar da olacaktır. Ama bireysel başvuru olmasaydı bugün yaşadığımız olayı yaşamamış olacaktık. Dolayısıyla bunu bir ileri demokrasi noktası görüp, birey haklarını genişleten bir iş olarak kabul edenler bence bugün kazandılar. Ama bu meseleye sadece siyaset ideolojisi noktasında bakıp ‘hayır’ diyenler bugün ne kadar sevinseler de hak noktasında kayıptalar“ diye konuştu.

"ANAYASA MAHKEMESİ’NİN KARARLARINA SAYGILI OLACAĞIZ"
Her zaman insan odaklı, bireysel hakları geliştiren bir demokrasi anlayışı içinde olmak gerektiğini ifade eden Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sevmediklerimiz olabilir ama bireysel başvuruyla Anayasa Mahkemesi onları haklı bulabilir. Anayasa Mahkemesi’nin kararını elbette saygılı olacağız. Onun verdiği kararların bireyi koruyan kararlar olduğunu düşüneceğiz. Mesela yargılama süresinin uzun olmasını, tutukluluğun istisnai olmasını, 2, 3 yıldan beri çok yüksek sesle söylüyorum. Birileri beğenmemiş, birilerinin hoşuna gitmiş olabilir. Biz demokraside fikirlerimizi karşılıklı olarak birbirimize anlatmak zorundayız ki gelişmeler ancak bununla mümkün olsun. Çevremizde olan pek çok olaydan, Türkiye’de yaşadığımız pek çok toplumsal olaya kadar birbirimizi anlamak, dinlemek bunun önünde sevmek noktasında olmalıyız.”

"ŞİDDET, BASKI OLMASIN, HERKES İSTEDİĞİ GİBİ KONUŞABİLSİN"
Basın mesleğinin demokrasinin olmazsa olmazı olduğunu kaydeden Arınç, “Basın da bizi bilgilendiren, gözümüz, kulağımız, dilimiz mesafesinde önemli bir kurum. Basının sansür edilmeyeceği ilk Anayasa’dan beri yazılıdır. Şimdi onu tahkim edecek, güçlendirecek işler yapmalıyız. Ancak ‘Cezaevinde şu kadar var. Neden bu kadar var?’ noktasında yasalarımızın ne durumda olduğunu görmeden bunu sadece bir konuşma mevzusu yaparsak gerçekçi olmayız. Türkiye’de hala terörle mücadele kanunu var. Bu kanunda değiştirdiğimiz ama değiştiremediğimiz maddeler var. Mesela propaganda unsurunun içerisine şiddete, silaha sevk eden beyanları ve eylemleri suç konusu yaptık. Ama böyle bir unsur yoksa propaganda serbest hale geldi. Milliyetçi düşüncenin sahipleri bundan dolayı bizi eleştirebilir. Ama çağı yakalamak zorundayız. Zaman tünelinde kalmamışsak zamanı iyi okumak noktasındayız. Bu bayrak denen şeyler de nereden çıktı? Birileri bunu kullandıkları için söylüyorum. Neden şu adamın ismini alkışlıyorlar? Neden bu adama sevgi duyuyorlar? Bu çağda bunları konuşacak noktada değiliz. Şiddet olmasın, silah olmasın baskı tehdit olmasın, her şey konuşulabilsin. Herkes birbirine istediği dilde hitap edebilsin” dedi.

"SIKILI YUMRUKLA EL SIKIŞILMAZ"
Mesleki sorunlar ve bunların çözümleri için derneklerle sık sık bir araya geldiklerini belirten Arınç, “Bazı kuruluşlar var. Meseleye gazetecilik mesleği ve sorunları açısından bakmıyorlar. Maalesef ideolojik pencereden bakıyorlar. Karşı karşıya gelsek bile ellerimiz birbirine uzanmıyor. Sıkılı yumrukla el sıkışılmaz. Sektörle ilgili konularda paydaşların bir araya gelmesi samimi işbirliği yapması gerekir. Bunları gerçekleştirebilirsek güzel işleri gerçekleştirebiliyoruz. İnternet haber siteleriyle ilgili konuyu biz 2 yıldır çalışıyoruz. İki senedir bu konuya ilgi duyan bütün kuruluşlarla bir araya geldik. Geçtiğimiz günlerde adalet komisyonunda tartışmasını yaptık. Meslek kuruluşlarının önerileri doğrultusunda da bazı maddelerde değişiklik yaptık. İnşallah kanunlar sonunda göreceksiniz ki sektörün paydaşları bu kanunda kendilerini rahatlıkla bulabilecekler. 2011 yılında çıkardığımız RTÜK Kanunu da aynı şekilde iş birliğiyle çıkmıştı. Bugün de başarıyla uygulanıyor” diye konuştu.
(İHA)