Üçüncü köprünün adının değiştirilmesini isteyenlere Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'tan cevap geldi.
Abone olBaşbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 3. köprüye adı verilen Yavuz Sultan Selim isminin değiştirilmesinin şu anda söz konusu olmadığını söyledi.
Arınç, bir televizyon kanalının canlı yayınına katılarak, kendisine yöneltilen soruları yanıtladı.
BAŞKANLIK SİSTEMİNEN BAHSEDEMEYİZ
TBMM'de yürütülen yeni anayasa çalışmalarına ilişkin bir soru üzerine "sürecin sahibinin TBMM" başkanı olduğuna işaret eden Arınç, AK Parti'nin iyi niyetli çalıştığını ancak CHP'nin bu sürece adım attırmadığını belirtti. Komisyonun kendi içtüzüğünde 4 partinin üzerinde anlaşamadığı konuların anayasa girmeyeceği yönünde mutabakata vardıklarını hatırlatan Arınç, "Başkanlık sistemi bizim teklifimiz ve diğer üçü de karşı çıkıyorsa, daha bunu ilan etmediler, komisyonda buna ilişkin ne rezerv koydular, ne kabul gösterdiler. Üçü de, ikisi de veya tek başına bir parti reddedecekse zaten Başkanlık sisteminden bahsedemeyiz" diye konuştu.
AK Parti'nin gerekli zamanı ve imkanı bulabilirse elindeki taslakla CHP'ye, MHP'ye gidebileceklerini ve reddedilmesi durumunda ise BDP'ye teklif götüreceklerini ifade eden Arınç, "Ama BDP ile işbirliği yapıp bu konuyu geçirmek hem çok zor. Hem de iç politika ve bazı hesaplar nedeniyle doğru da olmayabilir. Onların sayısı bizim ki ile birleşse yine 367'yi geçmiyor. Ve referandumu göze alarak yapacağımız bir iş, ne kadar gerçekçi olabilir" değerlendirmesinde bulundu.
Arınç, bunlardan netice alınamaması durumunda genel seçimlerde milletten yeni anayasa yapmak için 367'nin üzerinde milletvekili sayısı isteyeceklerini dile getirerek, "Başka ne yapalım. Uykusuz kalacak halimiz yok" dedi.
3. KÖPRÜNÜN ADININ DEĞİŞMESİ GİBİ BİR ŞEY YOK
"Yavuz Sultan Selim" isminin 3. köprüye verilmesinin tartışmalara neden olduğu belirtilerek, "Köprünün dağının değişmesinin söz konusu olup olmadığının" sorulması üzerine Arınç, "Böyle bir şey şu anda yok" yanıtını verdi. Konu ile ilgili farklı farklı şeyler söylendiğine dikkati çeken Arınç, Alevilik üzerine çok çeşitli değerlendirmelerde bulunan kesimler olduğunu, kendisinin de beğendiği ve takdir ettiği Prof.Dr. İzzettin Doğan gibi Cem Vakfı bünyesinde gerçek Alevileri temsil ettiğine inandığı ayrı, önemli özel bir grup da bulunduğu belirtti. Bütün Alevilerin 'Yavuz Sultan Selim' ismine karşı topyekün bir taleple karşılarına gelmediklerine işaret eden Arınç, Hükümete böyle bir talep gelmesi durumunda ise bunu değerlendireceklerini bildirdi.
ALEVİ YURTTAŞLARIN TAVSİYE EDECEĞİ İSİMLERİ BİR BAYKA TESİSE VEREBİLİRİZ
Arınç, caddelere, mahallelere, semtlere ismi verilen Yavuz Sultan Selim'e bir kaç grubun itirazının doğru olsa bilse çok genel kabul gören bir talep olduğunu düşünmediğini kaydederek, "Yavuz Sultan Selim ismi orada kalır. Belki Alevi yurttaşlarımızın bize tavsiye edeceği isimleri en az 3. köprü kadar önemli bir başka tesise, kamu kurumuna, kuruluşuna verebiliriz yani. Niye vermeyelim?" dedi.
Önerilen isimlerin hepsinin çok güzel olduklarını dile getiren Arınç, tekliflere kapalı olmadıklarını vurguladı.
Arınç, "Alevi açılımı"nın sorulması üzerine AK Parti'de Alevi milletvekilleri bulunduğunu ve çok önemli görevlerde bulunduklarını hatırlatarak, dünyanın yeniden keşfedilmeyeceğini, dönemin Devlet Bakanı Faruk Çelik'in konuya ilişkin çalıştaylar yaptığını ve raporların da yazılı hale getirildiğini söyledi. Pratik olması bakımından ilk olarak Madımak Müzesi'nin müzeye dönüştürülerek "jest" yapıldığını aktaran Arınç, Diyanet'in Alevi dedelerinden yurt dışında ve içinde istihdam yaptığını anımsattı.
CEMEVİ İBADETHANE OLAMAZ
Konuya ilişkin Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ın çalışmalar yaptığını ve bazı konularda adımlar atacağını dile getirerek, "Cemevlerinin ibadethane sayılması bir dinin ibadetinin yapıldığı yer anlamına gelmesine hükümet olarak sıcak yaklaşmamız mümkün değil. Ama cemevleri de bir gerçek. Cemevlerinde kendilerine göre bir ritüeller, bir inanç, kültür mozaiği, saygı, dua ve niyaz var" ifadelerini kullandı.
AYRI BİR DİN HALİNE GETİRME GAYRETLERİNE SICAK BAKMAYIZ
Arınç, İzzettin Doğan'ın, "Camiler namaz yeriyse, cemevleri de niyaz yeridir" dediğini anımsatarak, cemevlerinin bir niyaz, erkan ve inanç merkezi olarak kabul edilmesinin doğru olacağını bildirdi. Arınç, cemevlerinin ibadethane olmasındaki maksadın, Aleviliği ayrı bir din ve ulus haline getirme gayretleri ise buna sıcak bakmanın mümkün olmadığını söyledi.