Arınç terör olaylarının tam ortasında bir konuştu. Öyle bir konuşma yaptı ki, hem ağladı hem ağlattı.
Abone olTBMM Başkanı Bülent Arınç klasik siyasetçinin ötesinde bir konuşma yaptı Kocatepe Camii Konferans Salonu'da. Kendine özgü farklı bir portre çizen Arınç'un duygu yoğunluğu bir hayli fazlaydı. Konu Hz. Muhammed'in (S.A.V.) doğum yıldönümüydü.
Yüzyılar öncesinden Veda Hutbesi'nden alıntılar yaptı Arınç. Kardeşlik mesajlarını sundu davetlilere ve basın aracılğıyla da kamuoyuna. Ne diyordu Arınç, "Türkiye'de düzenlenen Peygamber'e sevgi mitinglerinin en muhteşemi Diyarbakır'da yapılmıştır. Hiçbir etnik köken farkını ortaya koymadan Resulullah deyince koşan onun sevgisini büyüten insanları örnek gösteriyorum."
Çok şey mi istiyordu acaba? Herkesin dile getirdiği bir duyguyu bir kez daha haykırıyordu salonda. Zaman zaman ağlamaklı sesiyle cümleleri zor bitirdi. Orada bulunanların da boğazlarında Arınç'ın o titrek kelimeleri sıra sıra dizilmiş bir düğüm olmuştu.
Ama toplum son günlerde o kadar gerildi ki kardeşlik çağrıları birçoklarına itici geliyordu. Aklı selim insanlar bile şiddet denizinde fırtınaya kapılan yolcular gibi rotasını şaşırmış durumda. Bizler emniyetli bir limana sığınmaya öylesine muhtacız ki. Kasvetli gecenin karanlığını yırtan o deniz Deniz Feneri'nin o ışığını almaya o denli mecburuz ki...
Sahi ne oldu bizlere? Neyi paylaşamıyoruz Bu ülke hepimize yetmiyor mu? Ayrılık neyi çözecek? Birbirimize olan bu nefret neden? Arınç'ın bir sözü dikkat çekiciydi: "Siyasi partiler olarak her gün televizyonlarda en öldürücü darbeyi nasıl vururuz diye ne kadar büyük gayretler içindeyiz. Ben de dahil olmak üzere... Ama peygamber sevgisi hepimizi kucaklıyor. Bir ricam daha var. Bu gül demetinden, kendilerine görüşmemek üzere ambargo koyduğunuz siyasi partiyi de ihmal etmeyin.''
Belki birçoklarımız Arınç'a kızacak hayıflanacak. Bunlar 'sahte gözyaşları' diyecek. Karnımız tok diyecek bu süslü laflara. Peki hiç mi haklı yönleri yok Arınç'ın? Kafayı öne koyup özeleştiri yapma vakti gelmedi mi? Herkesin ama herkesin doğulusundan batılısına kadar 'biz nerede hata yapıyoruz' fikrini sorgulamasını istiyoruz.
Sevgi, kardeşlik, kucaklama, paylaşma bizlerin öz değerleri değil miydi? Bu topraklar değil miydi Mevlanalar'ı, Yunus Emreleri, Hacı Bektaş-ı Veliler'i yetiştiren. Bu öz değerleri, medeniyeti dini yeşerten yine bu topraklardı. Bu öfke girdabının içinde kıvranan bizler için Arınç'ın sözlerini biraz olsun düşünme vakti geldi de geçiyor bile...
Oktay Sağlam/İnternethaber