BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,75
ALTIN 2.968,40
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Arınç'ın içindeki kuşku büyüyor

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 2009’da ortaya atılan kendisine yönelik suikast iddiasıyla ilgili konuştu.

Abone ol

Başbakan Yardımcısı Arınç, kendisine yönelik suikast iddiasının başka bir kumpasın aleti olması için uydurulmuş olabileceğini açıkladı.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Habertürk televizyonunda önceki gece yayınlanan ‘Gündem Siyaset’ programında konuştu.

"Paralel yapı" ile mücadele de sorulan Başbakan Yardımcısı Arınç, Fethullah Gülen ile 1975-76 dan beri tanıştığını, İzmir'de vaizlik yaptığı dönemlerde kendisini takip ettiğini belirtti.

Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir toplantıda "arkadan vurmaktan" bahsettiğini, "aldanmışız, aldatılmışız" dediğini anımsatan Arınç, "Aynı şeyleri benim de söylemem lazım. Çünkü o belki benden daha az tanıyor. Benden daha mesafeli durmuş da olabilir. Fakat biz bu konuda kendisine ne söylemişsek o da samimiyetle buna inandı, onlara çok yardımcı oldu, onlar için bütün desteği o sağladı" dedi.

KROKİDEKİ YAZI İLE SUBAYIN EL YAZISI TUTMADI

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a “suikast girişimi” iddiasıyla Aralık 2009’da başlatılan ve Özel Harp Dairesi’ne bağlı Seferberlik Tetkik Kurulu’nda günlerce süren aramalara, devlet sırrı niteliğindeki belgelerin deşifre olmasına neden olan “Kozmik oda” soruşturmasında 5. yıl dolmak üzereyken dikkat çeken bir gelişme yaşanmıştı. 9 Aralık 2014 tarihli Cumhuriyet gazetesinde yer alan habere göre, Çukurambar’da gözaltına alınan ve “Arınç’ın evinin krokisi” olan kâğıdı yutmakla suçlanan subayın el yazısı ile kâğıt üzerindeki yazının uyuşmadığı ortaya çıktı. Söz konusu subay, ifadesinde, “kâğıdı polis cebime koymuştu” iddiasında bulunmuştu

Arınç, 2009'da kendisine yönelik suikast iddiası için başlatılan soruşturma anımsatılarak, "Bu, paralel yapının kozmik odaya girmek için gerekçesiymiş" diye düşündünüz mü?" sorusu üzerine, "Öyle bir şey zaman zaman aklıma geldi" dedi.

Bunun suikast teşebbüsü olmadığına o sıralar karar verdiğini, yakalanan kişilerin gözetleme yaptığını ama bunun ne için olduğunu bilemeyeceğini kaydeden Arınç, o zamanlar Ergenekon ile ilgili sert söylemleri nedeniyle bu gözetlemenin yapılıyor olabileceğini düşündüğünü söyledi.

İÇİMDEKİ BİR ŞÜPHE BÜYÜMEYE BAŞLADI

Arınç, aradan geçen süreçte konuyu takip etmediğini, savcıların değiştiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Bu süreç ilerledikçe ve bu darbe teşebbüsü ortaya çıktıktan sonra kafama takılan soru şu oldu; 'Acaba benim üzerinden bir operasyon mu yaptılar?' Çok çirkin bir tabir ama kullanmak zorundayım, 'acaba kullanmak mı istediler? Yani kozmik odaya girmeleri gerekiyordu da böyle bir ciddi olayı kamuflaj aracı olarak mı kullandılar' diye. Yalan söylemem gerekmez, içimdeki bir şüphe büyümeye başladı. Çünkü bazı olayların kumpas olduğu söylendi ve iddialar da bir nebze ortaya çıktığı için bunlar bana niye bir suikast yapsınlar? Böyle bir şey varsa da niye bunlar hala dava açmadı? Ya dava açsınlar ya takipsizlik kararı versinler de şu dosya kapansın herkesin sorgusu sualinden bıktım diye de feryat ettim."

DELİL ÜRETME KAMPANYASININ ALETİ

Olayın nasıl bir seyir izleyeceğini bilmediğini belirten Arınç, "Ama emsali olaylarda birtakım mizansenler kullanıldığı için savcı ve hakimlerin işbirliğiyle isimleri bilerek yanlış verildiği için bazı dinlemeler de yapıldığına göre, bunlar da bir şekilde bir delil üretme kampanyasının aleti olabildiğine göre, içimdeki kuşku büyüyor. Acaba bu olay sebebiyle benim üzerimden bir başka operasyon yapmış olabilirler mi diye."