TÜSİAD Başkanı Boyner'in dün bir gazeteye verdiği röportaj, Bakan Arınç'ın tepkisine neden oldu!
Abone olTürban bir kez daha polemik konusu. Polemiğin tarafları bu kez Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner... "Adı Ümit ama tüm ümitlerimizi boşa çıkardı" diyen Arınç'a yanıt veren Boyner, "Sözlerimde özgürlükçü bulmadığı konu nedir, açıklarsa sevinirim" dedi.
Türban polemiğinin tarafları bu kez Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner.Bu tartışma TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner'in bir gazeteye yaptığı ''Türbanın kamuya gelmemesi mümkün değil'' açıklamasıyla başladı.Bu açıklamaya eleştiri ise Bülent Arınç'tan geldi. Arınç, Boyner'in türban konusundaki açıklamalarını sert bir dille eleştirdi.Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, "Hanımefendi isabet buyurmuş. Adı Ümit ama tüm ümitlerimizi boşa çıkardı. Bendeki kredisini tamamen tüketmiş durumda. Dünkü mülakatını okuyunca tüylerim diken diken oldu. Yanlış düşünceler, bunlara katılmıyorum'' dedi.
ARINÇ'IN SÖZLERİNE CEVAP GEÇİKMEDİ
TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, türban konusunda yaptığı açıklamalara yönelik Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın sert çıkışını değerlendirdi.
"Ben son yaptığım söyleşi de ’Türkiye’de herkesin eşit eğitim hakkı olmalıdır. Türban yasağı, 18 yaşını geçmiş bir genç kadının, kıyafeti yüzünden eğitim hakkından mahrum kalması kabul edilebilir bir şey değildir’ dedim. Bunun üzerine de şunu söyledim, ’Bu eğitim hakkından sonra bu kadınların, kızların kamuda istihdamı konusu da gelecek gündeme. Bunun da mutlaka konuşulması, tartışılması lazım. Neticede Türkiye’nin gelmesi gereken nokta bireylerin yaşam tarzlarının toplumsal veya kamusal baskılara maruz kalmayacağı bir noktaya gelmesidir’ dedim. Yani burada özgürlükçü bulmadığı sayın bakanın nedir ben bilmiyorum. Açıklarsa çok sevinirim" yanıtını verdi.
Boyner, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye’nin gelmesi gereken nokta şudur. Eğitimde tüm bireylerin eşit hakkı olması lazım. Kimse kıyafetinden dolayı üniversite eğitiminden dışlanamaz.
Burada tabi ki aslında hukuki bir düzenleme yapılması veya Anayasayla bunun kişisel özgürlükler bağlamında düzenlenmesi, Türkiye’nin sorununu daha yapıcı bir şekilde çözecektir."