TBMM Başkanı Bülent Arınç, Türkiye'nin AB sürecinde üzerine düşeni eksiksiz yerine getirdiğini belirterek, şimdi sıranın Avrupa Birliği'nde olduğunu söyledi.
Abone olArınç, gazetecilerin AB Zirvesi sonuç bildirisi taslağında Kıbrıs ile ilgili yer alan ifadeler konusundaki sorularını yanıtlarken, 17 Aralık Zirvesi yaklaştıkça Avrupa'nın bazı ülkelerinde siyasetçilerin ve toplumun diğer kesimlerinin görüşlerini dile getirdiğini kaydetti. Arınç, şunları söyledi: "Biz Türkiye olarak AB sürecinde üzerimize düşeni eksiksiz yerine getirdiğimize inanıyoruz. Masanın üzerinde hiçbir şey kalmadı. Şimdi sıra AB'dedir. Hükümet veya devlet başkanları zirve toplantısında, Türkiye'nin müzakerelere başlaması konusunda karar vereceklerdir. Hükümetle bu kararı beklemeliyiz. Onun için Türkiye'nin başardığı reformlar ve AB sürecinde alınan mesafe Türkiye'nin haklılığını ortaya koyacak ve Türkiye Kopenhag'da verilen karar uyarınca gecikmeksizin en kısa sürede katılım müzakerelerine başlayacak. Biz Türkiye olarak, iktidarıyla, muhalefetiyle, parlamento olarak Türkiye'nin demokratikleşme, insan hakları ve özgürlükler konusunda herşeyi çok büyük bir başarıyla yaptığına inanıyoruz. 17 Aralık'ı sabırla, sükunetle bekliyoruz." Belçika Temsilciler Meclisi Başkanı ile yaptıkları görüşmede yabancı bir gazetecinin Kıbrıs ile ilgili soru sorduğunu kaydeden Arınç, şöyle devam etti: "Kıbrıs ile ilgili konu, Kopenhag Siyasi Kriterleri'nin hiçbirinde yer almamaktadır. Bu, ancak bir tavsiye niteliğindedir. Bu tavsiye de Türkiye tarafından yerine getirilmiştir. Türkiye hükümeti, Kıbrıs'ta yapılan toplumlararası referandumda, Türk kesiminin 'evet' oyu kullanması için, Annan Planı Türk tarafını ve Türkiye'yi tatmin etmemesine rağmen, barıştan, çözümden yana oy kullanılmasını talep etmiştir. Kıbrıs Türk toplumunun yüzde 65'i de buna olumlu olarak karşılık vermiştir. Rum kesiminin 'hayır' dediği, fakat kendi içinde ihtilaflı bir toprak parçasının, bir ülkenin AB'ye alındığı bir günde hala Türkiye'ye 'siz bu sorunu çözün' demek gerçeklerden kopmak demektir, gerçekleri bilmemek demektir. Vicdanlar böyle birşeyi kabul etmez.