Meclis Başkanı Bülent Arınç Ermeni konferansının yapılmasını protesto edenlerle aynı düşünüyor. Ancak Arınç'ın onlardan ayrıldığı bir nokta var.
Abone olTBMM Başkanı Bülent Arınç, ''Türkiye müzakere sürecine başlayacaktır, AB'nin tam üyesi olacaktır'' dedi. Arınç, Manisa'da gazetecilere yaptığı açıklamada, 3 Ekim'de Türkiye'nin AB katılım müzakerelerine başlayacak olmasını, 40 yılı aşkın AB sürecinde en önemli noktalardan birisi olarak gördüğünü belirtti. Bülent Arınç, geçen yıl 17 Aralık zirvesinde Türkiye'nin müzakerelere başlama tarihi almasının, büyük bir başarı olduğunu söyledi. Kıbrıs Rum Kesimi'nin, AB'ye üye olması nedeniyle Türkiye'ye karşı bazı durumları tartışma konusu haline getirmeye gayret ettiğini kaydeden Arınç, Türkiye'nin ek protokolü imzalamasının ve arkasından bir deklarasyonla hukuksal ve siyasi alanda Kıbrıs Rum Kesimi'ni tanımadığını ilan etmesinin, AB'nin bazı üyelerince eleştiriyle karşılandığını hatırlattı. Bunların hiçbirinin, Türkiye'nin müzakerelere başlamaması için yeterli bir sebep olmadığını kaydeden TBMM Başkanı Arınç, şöyle konuştu: ''AB, kendi içinde ilkelerine bağlı kalacak ve Türkiye, ne kadar süreceğini bilmediğimiz, ama sonunda tam üyelikle noktalanacak müzakere sürecine başlayacaktır. Bu tartışmaları bu bakımdan doğal buluyoruz. Ancak AB'nin kendi prensiplerini ihlal edercesine diğer ülkeler için söz konusu yapmadığı bazı hususları Kopenhag siyasi kriterlerini tamamen yerine getirmiş olmasına rağmen Kıbrıs gibi, Ermeni meselesi gibi, Türkiye'nin önüne AB'nin bir sorunuymuş gibi getirmesi, yakışık almamaktadır.'' -''TÜRKİYE EŞİTLİKTEN YANA''- TBMM Başkanı Bülent Arınç, Türkiye'nin eşitlikten yana olduğunu ifade ederek, ''Diğer ülkeler için uygulanan kriterler neyse, Türkiye, onlar için büyük reformlar başarmış, parlamentosuyla hükümetiyle büyük adımlar atmıştır'' dedi. AB ülkelerinin birçoğunun, geçen yıl Ekim ayında ''Masanın üzerinde Türkiye'nin yapacağı hiçbir şey kalmadı. Kopenhag kriterlerini de yerine getirdiler'' dediğini hatırlatan Arınç, bunun üzerine herhangi bir konuyu tartışmayı gereksiz, lüzumsuz ve sevimsiz bulduklarını ifade etti. Arınç, ''Türkiye müzakere sürecine başlayacaktır, AB'nin tam üyesi olacaktır. Bizim çağdaşlaşma projesi olarak 40 yıldır takip ettiğimiz hedefimiz budur'' diye konuştu. -ERMENİ KONFERANSI- TBMM Başkanı Arınç, Türkiye'de bir üniversitenin I. Dünya Savaşı sırasında yaşanmış olayları konuşmak, tartışmak istemesine idari mahkeme tarafından yürütmeyi durdurma kararı verilmesinin ardından başka bir üniversitenin ev sahipliğinde 2 gün çalışma yapılmasının, kamuoyunda tartışıldığını söyledi. Türkiye'nin içeride ve dışarıda prestij kaybına uğrayacak bazı görüntülere sahne olduğunu belirten Arınç, şunları kaydetti: ''Ermenistan ve Ermenistan dışında yaşayan Ermeni diasporasının yıllardır sürdürdüğü bir iddia var. Türkiye'nin, Osmanlı döneminde I. Dünya Savaşı sırasında 1915 yılında 1 milyondan fazla Ermeni'yi maksatlı olarak öldürdüğünü, bunun soykırım olduğunu savunuyorlar. Bu iddianın arkasındaki Ermeni diasporası, bütün dünyayı harekete geçirmiştir. Bazı ülkelerin parlamentoları, bu soykırım iddiasını maalesef kabul etmiştir. Ben Parlamento Başkanı Bülent Arınç olarak, 'Bu soykırım iddiaları kocaman bir yalandan ve maksatlı bir propagandadan ibarettir' diyorum.'' -''TARİHİN HİÇBİR DÖNEMİNDE YAŞANMADI''- Tarihin hiçbir döneminde Türk milletinin kendi içinde yaşayan Ermeni vatandaşlara soykırım yaşatmadığını belirten Bülent Arınç, şöyle dedi: ''Kimsenin maksatlı olarak ölümüne yol açmamıştır. Soykırım hukuki bir tabirdir ve unsurları vardır. 1915'te yaşanan olayları hukuk unsurları bakımından 'sağlıklı' olarak nitelendirmek mümkün değildir. Bu iddia gerçeklerle uyuşmaz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne karşı maksatlı bir propagandadan ibarettir.'' Arınç, bu konuda TBMM'de uluslararası bir konferans düzenlediğini, gerçekleri delilleriyle açıklanan birçok kitabın dünyaya dağıtıldığını, parlamento başkanlarına mektuplar gönderildiğini, Mart ayında mecliste iktidarı ve muhalefetiyle yapılan toplantıdan sonra deklarasyon yayınlandığını söyledi. TBMM Başkanı Arınç, şöyle devam etti: ''Türkiye'de 'Benim sözlerim de böyle' diyen varsa, ağızlarını zorla kapatamayız, onların toplantılarına zorla engel olamayız. Bu, kendimize saygısızlık olur. Çünkü biz özgürlüklerden yana, temel haklardan, ifade özgürlüğünden yanayız. Ben nasıl ki 'Soykırım yok, bu bir yalandır' diyorsam, düşüncesi ve tezi olanların da kimsenin canına kastetmeden, suç işlemeden, tahrik etmeden, kamu düzenini bozmadan düşüncesini açıklama özgürlüğü var. Üniversitede karşıt düşünceler konuşulacak. Bundan korkmamamız lazım. Mecliste anayasanın 30'dan fazla maddesi ile 100'den fazla yasa değişikliği yaptık. Bunu süs olsun diye yapmadık. Kanunlar uygulansın diye yaptık. Herkes düşüncesini rahatlıkla ifade edebilsin. Kendi çıkardığımız kanunlara aykırı hareket edemeyiz.'' -''FİKİRLERİN AÇIKLANMASINDA YARAR VAR''- Düşüncelerin konuşulmasında, fikirlerin açıklanmasında yarar gördüğünü belirten Arınç, ''Onların söylediklerine inanmıyorsam, yanlış buluyorsam bile konuşmalarına engel olmam. Konuşmalarına engel olduğum zaman onların düşüncelerine set çekmem icap eder. Böyle bir şeyi hiçbir zaman yapmam'' diye konuştu. Dün ve bugün Hatay'da ''medeniyetler buluşması'' yapıldığını kaydeden Arınç, ''Farklı inançlar, farklı kültürler, farklı dinler bu topraklar üzerinde serbestçe ifade edilmekte ve yaşanmaktadır'' dedi. I. Dünya Savaşı sırasında Ermeniler içinde bir kısım çetelerin Osmanlının düşmanlarıyla ittifak yaptığını, birçok Müslüman Türk köyü ve kasabasında insanların şehit olduğunu bildiren Arınç, bu olaylara müdahale amacıyla çıkarılan ''tehcir yasası''nın uygulanması sırasında bazı trajik olaylar yaşandığını kaydetti. Arınç, ''Müslümanlardan ve Ermenilerden ölenler oldu. Bu, savaş şartları içinde cereyan eden bir olaydı. Soykırım olarak nitelendirmek, koca bir yalandır'' diye konuştu. Kaba kuvvet kullanılmaya kalkışılmasını, yumurta ve domates atılarak protestoda bulunulmasını kınadığını belirten Arınç, Türkiye'nin bu sınavdan geçerli not aldığını sözlerine ekledi.