BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Arınç ODTÜ'deki olaylara sert çıktı!

Arınç, ODTÜ'deki yaşanan olayları bağnazlık olarak nitelendirdi.

Abone ol

İNTERNET HABER- Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ODTÜ'de yaşanan olayları barbarlık olarak nitelendirdi. Suriye'de insanlık dramı yaşandığını söyleyen Arınç, müdahale konusunda ise 9 Eylül'ün beklenmesi gerektiğini kaydetti. Arınç, PKK'nın çekilmeyi durduğu yöndeki haberlerin takipçisi olduklarını anlattı.

Arınç, Başbakanlık Merkez Bina'da, Diplomasi Muhabirleri Derneği Başkanı Serkan Demirtaş ile yönetim kurulu üyelerini kabul etti.
 
Diplomasi muhabirliğinin, son yıllarda çok önem kazandığını ifade eden Arınç, diplomasinin, geçmişteki değerinden hiçbir şey kaybetmediğini, aksine daha çok değer kazandığını söyledi.
 
ODTÜ'deki, başörtülü kız öğrencilerin çıkarılması görüntülerine ilişkin değerlendirmesi sorulan Arınç, "Bunları sormanıza bile gerek yok. 'Bu görüntüler çok iyi oldu' diyecek birisini ben, bunu cevap olarak kullanacak birisini Türkiye'de artık tahmin etmiyorum. Bu barbarlık, çok yanlış bir şey" diye yanıt verdi.

"BARBARLIK, BAĞNAZLIK..." 
 
Artık kılık kıyafet özgürlüğünün, özellikle üniversitelerde tartışma konusu olmaktan çıktığını belirten Arınç, sözlerine şöyle devam etti:
 
"Uzun yıllar sürdü, çok canlar yaktı. İnsanlar üzüldüler ve kahroldular. Öğrenim özgürlüğü maalesef bilinçli bir şekilde kısıtlandı. Ama Türkiye son yıllarda üniversitelerimizin hiçbirisinde kılık kıyafet sınırlamasının, kısıtlamasının olmadığı günlere kavuştu. Bu önce bir zihniyet beraberliğiyle oldu. Bütün siyasi partiler, siyasi partilerin mensupları, bürokrasi, üniversitelerde özellikle kılık kıyafetlere geçmişte olduğu gibi bir sınırlama getirilmemesi konusunda uzlaştılar. Bu Türkiye'nin geldiği iyi bir nokta, görebildiğim kadarıyla...
 
Ama ODTÜ'de sayıları az da olsa birkaç öğrenci veya mezun bilemiyorum, özellikle başları örtülü olarak gelen, bir kısmı kaydını yaptırmış yeni öğrenci, bir kısmı belki daha önceki yılların öğrencisi, bunlara karşı ellerindeki pankartlarla kısıtlayıcı, ayrımcılık yapan ve maalesef onlara sözlü diyebiliriz, çünkü ellerindeki pankartlarda 'Sizi istemiyoruz' diye yazıyor, şifahi olarak konuştular, bunlara da sözlü diyebiliriz. Bu şekilde 'Sizi burada görmek istemiyoruz' sözlerinin bir kötü davranış olduğunu, incitici davranış olduğunu, hatta barbarlık olduğunu, çünkü çıkan münakaşa sırasında, karşılıklı görüşmelerden bir bağnazlık seziyorum. Bunlar hiçbir üniversitemize yakışmadığı gibi hele hele gelenekleriyle, yetiştirdikleriyle şu kadar yılın üniversitesi olan ODTÜ üniversitesine hiç yakışmamıştır. Bu konuda sayın rektörün de YÖK'ün de gereken ilgiyi göstereceğini ve bu vandallığı yaşatanları ikaz edeceğini düşünüyorum."
 
"SURİYE'DE İNSANLIK DRAMI YAŞANIYOR"
 
Dört çeker araçların, seferberlik halinde toplanacağı konusunun Bakanlar Kurulu'nda görüşülüp görüşülmediği sorusu üzerine Arınç, "Her türlü hazırlığımız tamamdır. Bu hazırlıkların tek tek neler olduğunu söylemek durumunda değilim. Bu, kamuoyunu tedirgin edebilir. Ama ülkeyi iyi yöneten bir hükümetin her şart altında Türkiye'nin ve vatandaşlarımızın can güvenliğinin sağlanması konusunda her türlü tedbiri almakla mükellef olduğunu biliyorum" diye konuştu.
 
Arınç, "Bu tedbirler de Başbakanımızın daha önce yaptığı toplantılardaki her kuruma düşen görevler olarak şimdi de kurumların kendi içinde, Türk Silahlı Kuvvetleri de dahil olmak üzere bitirildiğini söylemeliyim. Biz kötü şartlara göre kendimizi hazırlıklı tutmalıyız. İyi şartlar zaten kendiliğinden meseleyi çözecektir" değerlendirmesinde bulundu.
 
9 EYLÜL'Ü İŞARET ETTİ
 
Dış İlişkiler Komisyonu'ndaki oylamada bu konunun geçtiğini ve sürecin Obama'nın istediği doğrultuda devam ettiğini kaydeden Arınç, şunları kaydetti:
 
"9 Eylül'de bu iş biter mi yoksa daha sonrasına sarkar mı ve bir müdahale, yaptırım olacaksa bunlar hangi şartlarda yapılacak, doğrusu bu konu ABD'nin, Obama'nın ve bir gönüllüler koalisyonu ondan sonra teşekkül edecekse, burada o ülkelerin birlikte yapabilecekleri, anlaşabilecekleri konuların belirlenmesine bağlı.
 
Şu anda sayın Başbakan bu konuda açıklamalar yaptı. Onları geçerli kabul etmemiz lazım. Ama bunun ince detaylarına girebilecek noktada değiliz. Türkiye sadece şunu arzu ediyor. Suriye'de bir insanlık dramı yaşanıyor. Binlerce insanın öldüğü bir trajedi yaşanıyor, milyonlarca insanın ülkesinden ayrı kaldığı bir trajedi yaşanıyor. Sadece Guta'ya yapılan kimyasal silah saldırısı sonucunda ölen 2 bine yakın insan değil, 100 bini geçkin insanın bombalarla, balistik füzelerle, helikopterden atılan bombalarla öldürüldüğü bir ülkeyi konuşuyoruz. Bir an evvel silahlar susmalı, şiddet susmalı ve bu cinayetleri işleyenler şüphesiz siyasi sonuçlarına katlanmalı."

"KONUNUN TAKİPÇİSİYİZ"
 
Bir gazetecinin "Birkaç gündür Kandil PKK üst yönetiminden özellikle Cemil Bayık'tan 'geri çekiliriz, çekilmeyi durdururuz' gibi tehditler geliyor. Bir samimiyetsizlik seziyor musunuz geri çekilmelerde ve iç politikaya dönük malzeme olarak da değerlendiriliyor önümüzdeki seçimler nazara alındığında. Bu yoruma da katılır mısınız? sorusuna Arınç, şöyle cevap verdi:
 
"Geçenlerde bir canlı yayında televizyonda konuyu biraz da fazlasıyla işlemiştik. Amma sorunuza 'Cemil Bayık isimli kişi şöyle bir konuşma yaptı' diye başlayınca bu soruyu bana sormanız ve benden de bu soruya bir cevap gelmesi uygun değil. Ben Cemil Bayık'ın muhutabı değilim. Ben Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin Başbakan Yardımcısıyım. 'Filan kişi böyle bir şey söyledi, siz ne derseniz, sorarsanız' benim de ona cevap vermem, onu bana muhatap yapar. Bu doğru değil. Kim nasıl bir açıklama yaparsa yapsın, bunun herhalde cevabını verecek veya bunu tahlil edip, bunu sonuçlandıracak bir merci vardır. O şu arada ben değilim. Ama çözüm sürecini bir bütün olarak, global olarak düşündüğümüzde bu konunun takipçisiyiz."