Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Bursa'da seçim çalışmalarını yürütürken kendisine sorulan bir soruya ilginç bir karşılık verdi
Abone olDevlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, terör örgütü başı Abdullah Öcalan'ın, internet sitelerine de yansıyan sözleriyle ilgili soru yönelten gazeteciye, ''O adamın ismini anarak başlama bu sabah'' dedi.
Arınç, Birlik Vakfı Bursa Şubesince verilen kahvaltı öncesinde bir gazetecinin soru yöneltmek istemesi üzerine, ''Dün akşamki sorudan başlamayacaksınız inşallah'' diye konuştu.
Gazeteciden ''Evet, efendim'' yanıtını alan Arınç, ''Başlama. O adamın ismini anarak başlama bu sabah. Bu sabah, güzel bir sabah. Birlik Vakfında kahvaltımız olacak, güzel bir soruyla başlayın, isterseniz Hıdırellez ile'' dedi.
Arınç, gazetecinin ''Ben yine de sormak istiyorum'' demesi üzerine, ''Güne güzel başlayalım'' diye konuştu.
Başka bir gazetecinin, ''Bugün gazetelerin manşetlerinde bu konu var'' hatırlatmasına karşılık Arınç, ''Ne var? Hıdırellez kutlamaları mı? Bütün gün beraberiz'' dedi.
FELAKET TELLALLARI GİBİ
Arınç söylediği gibi öğleden sonra Öcalan ve Tuğluk'un açıklamalarını değerlendirdi. İstanbul'da bir açıklama yaptığını hatırlatan Arınç ilave olarak, "Türkiye terörle mücadele ediyor. Hükümetimiz güçlü, güvenlik kuvvetlerimiz de her türlü ihtimale karşı, teyakkuz halinde görevinin başında, ülkenin güvenliğini sağlayacak noktada. Hiç kimsenin endişesi olmasın" dedi.
''Bahsedilen kişinin'' konuşmalarına bir hükümet üyesi olarak cevap vermesinin mümkün olmadığını ifade eden Arınç, şunları kaydetti:
''Biz bu tür şeylere hiçbir zaman tevessül etmedik, ancak şunu söylemek istiyorum; Türkiye'de huzur, barış istiyoruz. Türkiye'de huzur ve barışı isterken, herkes demokratik taleplerini, ortaya koyabilir, düşüncelerini ifade edebilir. Bunlar bize zıt gelse de hoşumuza gitmese de suratımızı buruştursak da dinleriz. Eğer bunlar haklı, makul şeylerse bunları gerçekleştiririz. Dolayısıyla demokratik taleplerini konuşma konusunda kimsenin önünde engel yok. Toplantı ve gösteri yürüyüşlerini yapabilirler. Ama ellerine silah almadan, şiddet ve teröre yol açmadan, can güvenliğini ortadan kaldırmadan, suç işlenmesini tahrik etmeden bunları yapmaları lazım. Yoksa felaket tellalları gibi 'şu olacak bu olacak' sözleriyle, toplumu gerginliğe götürmek, toplumsal ayrışmaya yol açmak, hiç doğru bir şey değil.
Dolayısıyla o kişinin sözlerine veya o kişiye önem veren toplumdaki bazı noktalara, mihraklara benim tavsiyem şudur; Türkiye bir hukuk devletidir, güçlüdür, hükümetimiz de görevinin başında ve gücünün bilincindedir. Dolayısıyla güvenliğimizi tehdit eden bütün olaylara karşı, her türlü ihtimali düşünerek, tedbirlerimizi aldık. Vatandaşlarımız kuşkuya düşmesinler, can ve sokak güvenliklerinden dolayı kimse endişe etmesin. Suç işleyenler mutlaka cezalarını görürler. Ancak, bu tür konuşmalara önem verenler için söylüyorum; Türkiye'de artık özgürlükler genişlemiştir. Her türlü taleplerini, sivil itaatsizliklerini, demokratik ölçüler içinde yapabilirler, bunu zorlayabilirler, eleştirilerini en son noktasına kadar söyleyebilirler. Ama şiddet yok, terör yok, güç kullanmak yok, demokratik ölçüler içinde bunları yapacağız. Hiç endişe yok.''
SOKAKLARDA TERÖR ESTİRENLERE TAVSİYE
Arınç, Bursa sokaklarındaki sevginin, samimiyetin, birliğin ve bütünlüğün tamamının, bütün Türkiye'de bulunduğunu vurgulayarak, ''Sokaklarda terör estiren, insanların can güvenliğini tehlikeye düşüren insanlara da tavsiyem şudur, gittikleri yol, yol değil. Bundan vazgeçsinler. Elbette ki güvenlik güçlerimiz, suç işlendiği zaman buna müdahale edeceklerdir'' dedi.
KİMSENİN HAKKI DA DEĞİL HADDİ DE DEĞİL
Bir gazetecinin ''Bu mesajları tehdit olarak algılıyor musunuz?'' şeklindeki sorusunu ise Arınç, şöyle yanıtladı:
''Kimsenin Türkiye devletini de hükümetini de sokaktaki vatandaşı da tehdit etmeye hakkı yok. Kim nasıl anlıyorsa, onlar için söylüyorum; hem bahsettiğiniz kişi hem onun yolundan gidenler hem onunla irtibatta olanlar için söylüyorum; suç işlemeyin. Talepleriniz eğer doğruysa, demokrasi içinde konuşulması gereken şeylerse bunları her türlü şekilde yapabilirsiniz, ama tehdit, baskı, şantaj seçim güvenliğini tehlikeye düşürmek, kimsenin hakkı da değil haddi de değil.''
Öcalan' da Aysel Tuğluk gibi kötü şeyler söylemişti. Terör örgütüne yakınlığıyla bilinen ANF'de yer alan demeçte Öcalan bakın ne diyordu?
ÖCALAN: YA MÜZAKERE YA KIYAMET
"15 Haziran son tarihtir. 15 Haziran'dan sonra ya anlamlı bir müzakere dönemi başlar ya da büyük bir savaş başlar, kıyamet kopar. Her ikisi de çok büyük olur. Müzakere olursa büyük ve anlamlı bir müzakere olur, savaş olursa da büyük bir savaş olur. Her ikisi de büyüktür, anlamlıdır ve kutsaldır."