Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İstanbul merkezli yürütülen rüşvet ve yolsuzluk operasyonuna ilişkin, "Bu operasyon niçin bu zamanda yapı...
Abone olBaşbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İstanbul merkezli yürütülen rüşvet ve yolsuzluk operasyonuna ilişkin, "Bu operasyon niçin bu zamanda yapılıyor? Hükümeti yıpratmak, zor durumda bırakmak için. Bizim bugüne kadar en çok başarıyla gerçekleştirdiğimiz yolsuzluklar konusunda kamuoyunun gözünden düşürülsün diye. Bu kanaatimizi pekiştirecek delilleri, bu işi yapanları da en kısa zamanda bulacağız. Devlet içerisinde kümelenmiş ve yuvalanmış illegal bir örgüt söz konusuysa bunları ortaya çıkarmak da boynumuzun borcu" dedi.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Başbakanlık Yeni Bina’da düzenlediği basın toplantısında, İstanbul merkezli yürütülen rüşvet ve yolsuzluk operasyonuna ilişkin açıklamalarda bulunarak, "Eğer bir yolsuzluk, rüşvet, kara para aklama söz konusuyla bunu yargı en iyi en adil şekilde aydınlatmalıdır. Bu konuda da siyasi iradesinin yargı sürecinde de her zaman arkasında olacaktır. İsimler kim olursa olsun, geçmişte veya bugün hükümetimizle ne kadar iyi ilişkiler içinde bulunduğu farz edilirse bizim nazarımızda her şey nötrdür. Yargı sürecinin vereceği karara her zaman saygılı olacağız. Çete ve mafyalarla mücadele eden hükümetimiz her konuda yargının arkasında olacaktır. İsimlerin hükümete yakın olduğu iddiaları bizi ilgilendirmiyor. Bir iddia varsa bu ispatlanmalı, gerçek ortaya çıkarılmalıdır. Bu konuda muhalefete bir cümle söylemek istiyorum, hükümeti eleştirmek, hükümette yer alan bakanlar üzerinden hükümetin yıpratılmasını istemek, önümüzdeki mahalli seçimlere kırık bir şeklide gitmesini isteyebilirler. Bu olay dikkatle takip edilmelidir. Eleştiriler her zaman yapılmalıdır. Henüz ispatlanan bir şey yokken peşinen hükümlü, suçlu saymak muhalefete yakışmaz. Yolsuzluk iddiaların süratle araştırılmasın isteyebilirler. Bu tür olaylara yol açtığı iddia ediliyorsa eleştirilerini yapabilirler. Hükümeti bu olay sebebiyle sorumlu tutmak doğru bir davranış olamaz. Kamuoyunda kendilerini de hükümeti de zor durumda bırakacak işler yapmasınlar" ifadelerini kullandı.
“KARARI SABIRLA BEKLEYECEĞİZ"
"Bize düşen sabırla ama biran önce de yargının elindeki delillerle suçladığı kişilerle yüzleşmesi” diyen Arınç, “Ciddi bir adil yargılama sonucunda deliller yeterli midir, bu konuda karar verilmesidir. Bu kararı sabırla bekleyeceğiz" dedi.
Bir soruşturma sürecinin olduğunu anlatan Arınç, bu gizliliğe şu anda uyulmadığına işaret etti. Geçmişte başka kişilerin yine bu usullerle suçlanmış olabileceğini söyleyen Arınç, o günün mağdurlarıyla bugünün mağdurlarının farklı olduğunu ifade etti. Arınç, yargı sürecinin hakkaniyete uygun bir şekilde ve süratle gerçekleştirilmesini beklediklerini bildirdi.
"Bir İçişleri Bakanını oğlunun gözaltına alındığını basından duyması kadar acıklı bir şey olabilir mi" diyen Arınç, "Bir İstanbul Emniyet Müdürünün, İstanbul Valisinin yapılanlardan saatler sonra haberdar olmasının ne anlamı olabilir? Batıda da böyle oluyor’ deniliyor. Kolluk güçlerimizin görevlerini ifa ederken üzerlerine aldıkları görevle ilgili sıralı amirlerine bilgi vermesi gibi bir mükellefiyet var. Rütbene bakarak bir üst rütbedeki insanın senin görevinle ilgili bir kanaate ulaşması gerekebilir. Bazılarının hakkında görevlerini kötüye kullandığı iddiasıyla soruşturma açılmıştır" dedi.
Ortada bir iddianın olduğunu belirten Arınç, "Bu iddiada kimlerin ismi geçiyorsa, hükümetimizle ilgili olanlarından ilgisi olmayanlara kadar bu iddialar sonuna kadar araştırılmalıdır. Kim hakkında deliller var ve suçlanacaksa, kim hüküm giyecekse bizi ilgilendirmiyor. Biz hükümet olarak bugüne kadar yolsuzluklara karşı savaş vermiş, bunu varlık sebebi saymış bir hükümetiz. Yargıya düşen bir an önce ifadelerin alınması, sorguların yapılması, gözaltılardan serbest bırakılacaklar mutlaka olacaktır. Bu konularda gerekenlerin yapılması ve hakkında ciddi deliller bulunuyorsa bunların da yargı gereğini yapacaktır" şeklinde konuştu.
"DEVLET İÇİNDE KÜMELENMİŞ İLLEGAL BİR ÖRGÜT SÖZ KONUSUYSA BUNLARI ORTAYA ÇIKARMAK BOYNUMUZUN BORCU"
"Bu operasyon niçin bu zamanda yapılıyor" diye soran Arınç, "Hükümeti yıpratmak, zor durumda bırakmak için. Bizim bugüne kadar en çok başarıyla gerçekleştirdiğimiz yolsuzluklar konusunda kamuoyunun gözünden düşürmek diye. Biz biliyoruz. Bu kanaatimizi pekiştirecek delilleri, bu işi yapanları da en kısa zamanda bulacağız. Devlet içerisinde kümelenmiş ve yuvalanmış illegal bir örgüt söz konusuysa bunları ortaya çıkarmak da boynumuzun borcu" dedi.
Bir gazetecinin, kabine revizyonunun olup olmayacağını sorması üzerine Arınç, "Son Bakanlar Kurulu toplantısından sonra sormuştunuz. Aday olacak bakanlarımız olursa görevlerine devam edecek mi, yoksa ayrılacak mı? O zaman çelişkili bir durum vardı. Yüksek Seçim Kurulu ’Bakanların istifalarına gerek yok’ demişti. Biz de önceki beyanlarımızda ’istifa etmeleri gerekir’ demiştik. Sayın Başbakanımızla konuşmuştuk, kendisiyle bakanlar aday oldukları takdirde Ocak ayından itibaren aday olarak çalışacaklarını, bakanlıktan ayrılacaklarını söylemişti. Bunun için Aralık sonu olabilir’ diye konuşmuş olabilirim. Sayın Başbakanımızın takdiri o zaman öyleydi. Şimdi ne düşünecek onu Başbakanımızın takdiriyle öğreneceğiz" dedi.
“Soruşturmanın selameti açısından bazı şube müdürlerinin görevden alındığını söylemiştiniz. İsmi geçen bazı bakanların istifa etmesi gerekir mi” şeklindeki soruya Arınç, Emniyet Genel Müdürlüğü yürütme içerisinde olan İçişleri Bakanlığımıza bağlı kurumdur. Gerek görmüştür, haklarında soruşturma açılmışsa bir insanın haklarındaki soruşturmanın selameti bakımından bulunduğu yerden başka bir yerde görevlendirilmesi de bizim idare hukukumuzun bir gereğidir. Bu konuyla ilgili bakanların ne yapacağı konusundaki kararı Sayın Başbakanımız verecek" cevabını verdi.
"ŞU ANDA KANAATİMİZ, HÜKÜMETİN YIPRATILMASINA YÖNELİK PLANLI BİR HAREKET OLDUĞU YÖNÜNDEDİR"
Başka bir gazetecinin, "Operasyonun hükümeti yıpratmak için yapıldığını söylediniz. Devlet içinde varsa bir örgütten bahsettiniz. Bununla ilgili operasyon hazırlığı mı var" sorusuna Arınç, "İdari araştırmalar, soruşturmalardır. Milli İstihbarat Teşkilatımız, Emniyet Genel Müdürlüğü, Başbakanlık Müsteşarlığı, bizim bakanlıklarımızda bu konularda bir çalışma yaparlar. Biz operasyon makamı değiliz, biz yargı da değiliz. Biz, emniyetçilerin bir kısmının yaptığı gibi bunu alıp oraya götürmek bizim işimiz değil. Bizim işimiz yapacağımız idari soruşturmalarla bu işin içinde görev aşımı varsa, bir başka maksat için bu yapılmışsa bu kişileri tespit etmektir. Şu andaki kanaatimiz hükümetin yıpratılmasına yönelik planlı bir hareket olduğu, bunun bir psikolojik savaşa döndüğü yönündedir" cevabını verdi.
Emniyet müdürlerinin görevden alınması görevlerini ihmal etmeleri noktasında olduğunu söyleyen Arınç, "Bir emniyet müdürü yapılacak bir işten haberdar değilse, başındaki daire başkanı Emniyet amiri veya müdür yardımcısı kimin nereye gittiğinden veya ne yapılacağından habersizse bu yollar kesilmişse bu ne amaçla yapılmıştır’ diyerek bir araştırma yapılmasına herhalde ihtiyaç var" dedi.
BAŞBAKAN ERDOĞAN’IN USULSÜZ OLARAK DİNLENDİĞİ İDDİALARI
Arınç, ’soruşturmanın 14 ay sürdüğü ve bu süre zarfında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın usulsüz olarak dinlendiği iddialarına’ ilişkin, "Başbakanımızın dinlendiğine yönelik somut konuşma yapılmadı. Genel olarak bu konular üzerinde duruldu. Bu olaylarla ilgili olarak bir taraftan muhalefet, bir taraftan basın bir taraftan da kamuoyu hükümetten bir açıklama bekliyor. İlgili bakanları Sayın Başbakanımız davet etti, konu üzerinde duyumlarımız ve elimizdeki bilgileri değerlendirdik. Bunun dışında ’yasadışı dinlemeler olabilir mi’ bunlar araştırılacaktır" ifadelerine yer verdi.
"BAKAN ARKADAŞLARIMIZ ’BİZE MÜSAADE’ DİYEBİLİRLER"
Çocukları sebebiyle soruşturmada ismi geçen bakanların Başbakan Erdoğan’a istifa taleplerini iletip iletmediğinin sorulması üzerine Arınç, "Bu da dahil olmak üzere yapılacak bir işlem varsa, Biz sayın bakanlarımızı seviyoruz ve masum olduklarına inanıyoruz. Bir suça karışmışlarsa veya çocuklarıyla ilgili iddialarda onların da dahili varsa bu onları koruyacağımız anlamına gelmez. Bir insanın suçluluğu hükmen sabit olmadıkça bizim nazarımızda o masumdur. Ancak, siyaseten bu bakan arkadaşlarımız ’bize müsaade’ diyebilirler veya Sayın Başbakanımız onlardan böyle bir talepte bulunabilir" diye konuştu.
Bir soru üzerine Arınç, "Bunu cemaatle karşı karşıya getirecek bir anlam yüklemek doğru değil. Dolayısıyla biz fitnenin söndürülmesinden yanayız. Bu işin ne kadar doğru olduğunu görebiliyoruz. Cemaatin Türkiye’ye hizmetler yaptığını, başındaki insana olan sevgimizin ne kadar büyük olduğunu, onun Türkiye sevdasından başka bir şey düşünmediğini her yerde söylemiş insanız. Eğer bir alçaklık söz konusuyla bu alçaklığı onlara hamletmek bence çok büyük bir yanılgı olur. Bu sözleri konuşmayalım. Bazıları kendilerini hedef yaparlarsa onu ayrıca tartışırız" şeklinde konuştu.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yaptığı açıklamanın iki boyutunun olduğunu anlatan Arınç, "Bazı illerimizde emniyet personelimizin görev yerleri haklarındaki görevleri kötüye kullandıkları iddialarıyla ilgili soruşturmalar nedeniyle değiştirilmiş. Bunu İstanbul için anlayabiliriz. Başka illerde de bu yapılacaksa idari gereklilik nedeniyle farklı yerlerde görevlendirilmişlerdir. İkisini de kapsayacak bir cevabı vermiş Emniyet Genel Müdürlüğü. Bunun üzerinde şu açıdan durmamızda fayda var. Birileri emniyette birilerinin tasfiye edildiğinden ısrarla bahsediyorlar. Yani onlar pasifize edildiler, onlar görev yerlerinde kalmadılar dolayısıyla bu operasyonu kendi üzerine alıp hükümeti hedef tahtasına koyanlar vardı. Hiç de tasfiye edilmişler gördüğünüz gibi, hepsi görevinin başında kalmış" ifadelerine yer verdi.
Başka bir gazetecinin, ’Kamu bankası genel müdürünün evinde para kutularının çıkmasını nasıl değerlendiriyorsunuz’ sorusuna Arınç, "Bir bankanın genel müdürünün aldığı maaş bellidir, sarf etti para bellidir. Evinde veya iş yerinde para bulundu deyince benim aklıma Sinan Aygün geliyor. Burada para makinesi mizansen midir, yoksa gerçeklik payı mı vardır? Yani parayı çok seviyor da sürekli bir makine içinde sayımını mı gerçekleştiriyor? Çok gülünç şeylerle meşgulüz. En iyisi yargı ne yapacaksa bir an önce yapsın da elimizdeki görüntülerin gerçekliğini anlayalım. İnsanlar haysiyetleriyle yaşarlar. Umarım yanlış çıkar, doğruysa da bunun karşılığı neyse adalet onu versin" karşılığını verdi.