BIST 9.185
DOLAR 34,38
EURO 36,85
ALTIN 2.968,42
HABER /  POLİTİKA

Arınç ile Erdoğan arasındaki gerginlik ilk değil!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç arasındaki fikir ayrılıkları ilk değil. İşte basına yansıyan o olaylar...

Abone ol

“Bir yerde Hükümet Sözcüsü olarak konuşurken o kadar sıkılıyorum ki… Neden? Bir yerde yanlış yapmayayım diye.”

Bülent Arınç bu sözleri Kasım 2013’te TRT’ye verdiği mülâkatta söylemişti.

O günlerde Arınç yine hükümet sözcüsüydü ve dönemin Başbakan’ı Recep Tayyip Erdoğan’a ait olduğu iddia edilen ve uzun tartışmalara sebep olan bir konuşmayı yalanlamıştı. Erdoğan ise 12 saat geçmeden Arınç’ı yalanladı. Boşa çıkan Arınç TRT’ye verdiği bu mülâkatta işte bunun sıkıntısından bahsediyordu.

"Bana karşı (Erdoğan’ın) davranışı toplumda yanlış anlaşılmıştır. Benim bir özgül ağırlığım var ve bu özgül ağırlığım başkalarından farklıdır" diye de eklemişti.

arinc_meclis_aa.jpg
Arınç, AK Parti’de Erdoğan ile bazı konularda farklı düşündüğünü belirten neredeyse tek isim. Son olarak çözüm sürecine ilişkin fikir ayrılığında olduğu gibi, kolun kırılıp yenin içinde kalmadığı durumlar ikili arasında sık sık gerçekleşmeye başladı. Fikir ayrılıklarının objektifler önünde dile getirildiği ve Arınç’ın özgül ağırlığını ortaya koyduğu ilk mevzu 1 Mart 2003 tezkeresiydi.

1 - 2003 tezkeresi

1 Mart 2003 yılında, AK Parti henüz iktidarının başındayken, ABD ordusunun Irak işgali sırasında Türk topraklarını kullanmasına izin veren Meclis tezkeresi reddedildi. Erdoğan'ın tezkerenin onaylanması talebine rağmen Bülent Arınç ve Abdullah Gül gibi isimler kendilerine yakın vekillerden bu tezkereye "hayır" demesini istedi. "Evet" diyenler, tezkerenin geçmesi için gereken vekil sayısının 4 oy altında kaldı.

Arınç açıkça karşısında olduğu bu tezkere ile ilgili olarak; “1 Mart, ABD ile yeni ama çok sağlıklı bir dönemi başlattı... 1 Mart hayırlara vesile oldu” açıklamasını yaptı. Arınç bu oylama esnasında Meclis başkanıydı ve özgül ağırlığı bugüne nazaran hayli fazlaydı.

2 - 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimi

2007 yılında gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Arınç aday gösterilecek kişinin Erdoğan, Abdullah Gül ya da kendisi olması gerektiğini söyledi. Erdoğan'ın aklında başka isimler olsa da Arınç'ın talebine olumlu yanıt verdi ve Abdullah Gül'ün adaylığını onayladı. Gül 11. Cumhurbaşkanı olarak Çankaya Köşkü'ne çıktı.

3 - Tutuklu vekiller

Arınç seçilmiş ve mazbatasını almış olmasına rağmen, parlamentoya gelerek ant içme fırsatı bulamayan milletvekilleri için üzüldüğünü, onların içeride tutuklu kalmasının milli iradeye saygısızlık olduğunu sık sık dile getirdi. Erdoğan 1 Ekim 2012’de “Bizim bu düşünceyi paylaşmadığımız ortada zaten. Çünkü bu insanlar arazide çalışarak milletvekilliğini kazanmış olan insanlar değiller” diyerek yanıt verdi.

4 - Gezi Parkı

İstanbul Gezi Parkı’na alışveriş merkezi inşa edilmek istenmesi üzerine 29 Mayıs 2013’te başlayan olaylar, Başbakan Erdoğan’ın Kuzey Afrika gezisinde olduğu sırada patlak verdi. Olayları yatıştırmak isteyen ve Erdoğan’ın koltuğuna vekâlet eden Bülent Arınç şu açıklamayı yaptı;
“Burada AVM istemiyoruz' diyenlere biber gazı sıkmak yerine ikna edici çalışmalar yapılmasını faydalı görüyorum."

Cumhurbaşkanı Gül'ün gösteriler için "mesaj alınmıştır" sözü Arınç ile uyumlu görüldü. Bunun hükümetin genel tavrı olmadığı Erdoğan’ın açıklaması ile ortaya çıktı. Erdoğan'a göre olaylar ideolojikti. "Ben mesaj almadım" sözünün hedefi Gül'dü. Polisin biber gazı kullanımının arkasında duran Erdoğan'ı eleştirenler, örnek tavır olarak Gül ve Arınç'ı gösterdiler. O dönemde bir gazetede yer alan habere göre Arınç, Erdoğan ile Gezi olayları nedeniyle tartışmış, istifaya kalkışmış ancak Cumhurbaşkanı Gül araya girerek önlemişti.

5 - Diyarbakır Emniyet Müdürü

Diyarbakır'a atanan Emniyet Müdürü Recep Güven, "Teröriste ağlamayan insan değildir" dediğinde, Arınç bu sözleri "takdirle" karşıladığını açıkladı. Erdoğan ise Başbakan Yardımcısı'nın tam tersini düşünüyordu. Erdoğan "Terör saldırısında ölen terörist için ağlamadık, ağlamayız" dedi.

6 - İmralı Tutanakları

Çözüm sürecinde BDP milletvekilleriyle Öcalan'ın yaptığı görüşmenin tutanakları Milliyet gazetesinde yayınlandığında, Arınç bunu "gazetecilik başarısı" olarak değerlendirdi. Başbakan Erdoğan ise açıkça, "Bülent Bey böyle bir şey söylediyse yanlış yapmıştır" dedi.

7 - Öğrenci evleri

AK Parti’nin Kızılcahamam toplantısında Erdoğan’ın “Üniversite öğrencisi genç kız, erkek öğrenci ile aynı evde kalıyor. Bunun denetimi yok. Muhafazakâr demokrat yapımıza bu ters. Vali beye bunun talimatını verdik. Bunun bir şekilde denetimi yapılacak” dediği basına yansıdı.
Arınç bu açıklamanın gerçeği yansıtmadığını söyledi. Başbakan Erdoğan’ın Başdanışmanı Yalçın Akdoğan da “Kız ve erkeklerin aynı evde kalmasına yönelik bir denetim söz konusu değil. Evleri nasıl kontrol edeceksin, yok böyle bir şey” diye Arınç’ı doğruladı. Ancak Erdoğan her ikisini de yalanladı ve “Kızınıza, çocuğunuza böyle bir şeyi eğer siz uygun buluyorsanız, sizin için hayırlı olsun. Eğer bir yasal düzenleme yapılması gerekiyorsa, biz konuyla ilgili yasal düzenlemeyi de yaparız. Şu anda valiliklerin bu konuda inisiyatifleri varsa, bu inisiyatifleri de kullanması gerekir” dedi.

Arınç’ın özgül ağırlık tepkisi bu açıklamanın ardından geldi ve şunları söyledi:

"Ben de sadece bakan değilim. Meclis başkanlığı yapmışım, demokrasi yolunda gençliğimi, ailemi, siyasi hayatımı feda etmişim, ben çok şeyi temsil ediyorum. Benim yıpranmamam, hiçe sayılmamam lazım."

8 - Türk bayrağının indirilmesi

Haziran 2014’te Diyarbakır’ın Lice ilçesinde, askeri bölgede bir Türk bayrağı PKK taraftarlarınca indirildi. Askerin buna neden engel olmadığı tartışması üzerine Arınç şunu söyledi:
"Devlet Bahçeli 'vurmak haktır, helâldir' diyor. Helâlliğine karışmam ama hukuk bu değildir. Türkiye’de idam cezası kalkmıştır, bayrak indirmenin cezası da alnının çatısından vurmak değildir."

Ama Erdoğan’ın yorumu şu şekilde oldu:

“Çocuk olması bizi ilgilendirmez. Bir çocuk bizim kutsalımız olan bayrağı alma mahareti gösteriyorsa karşılığı mutlaka olacaktır. Bedeli neyse onu oraya gönderenler de bunu ödeyecektir. Çocuktur diye kutsalımıza bu şekilde saldırmak suretiyle buna sesiz kalmak mümkün değil. Bir bayrağı elinden düşürmüyor, direğe tırmanıyor, bayrağı indirme cüretinde bulunabiliyor. Orada görevli olan askerdi, komutandı, bu teftişten sonra hepsi bunun bedelini ödeyecektir. ”

9 - İzleme heyeti

Erdoğan ve Arınç arasındaki son tartışma ise çözüm süreci kapsamında görev yapacak izleme heyeti ile ilgiliydi. Erdoğan bu heyetle ilgili gelişmelerden habersiz olduğunu ve buna karşı olumsuz baktığını söyledi. Arınç, Erdoğan’ın tüm girişimlerden haberdar olduğunu ve açıklamalarının hissi olduğunu söyleyerek ona yanıt verdi. Bülent Arınç bu savını bir kez daha tekrarladıktan bir gün sonra yeni bir açıklama yaptı. Açıklamasının bir hükümetin görüşü olmadığını ve Davutoğlu ile istişare olmadan ve ondan habersiz olarak bu açıklamayı yaptığını belirtti.

2003'ten 2015'e değin ağırlığını az ya da çok ortaya koyan Bülent Arınç'ın bunlar dışında da Erdoğan ile farklı düşündüğü noktalar oldu. AK Parti tarihinde hiç kimse, Erdoğan'ın bazı tercihlerinde farklı düşünmek ve bunu ifade edebilmek konusunda Arınç kadar önde ve etkili olamadı. Hatta Erdoğan karşısında özgül ağırlığını ortaya koyma konusunda tüm parti içi isimlerin toplamından daha fazla öne çıktı.