BIST 9.627
DOLAR 35,20
EURO 36,64
ALTIN 2.958,60
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Arınç Gül'e sahip çıktı! En iyi Tayyip Erdoğan bilir

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Abdullah Gül'ün Ak Parti'ye dönüşüne ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Abone ol

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, A Haber'de katıldığı canlı yayında ''Eğer mesele Abdullah Gül ise, değeri karşılığında bu partide yer bulacaktır." dedi. Arınç AK Parti MYK'sının aldığı kararı doğru bulduğunu vurgularken gerkeçesini şöyle açıkladı:

Eğer araya iki, üç gün, beş gün koyarsanız dedikodu olur, küslük olur, bölünmeler olabilir. Bunu en iyi bilecek şahıs da Tayyip Erdoğan’dır.

Bülent Arınç'ın açıklamalarının satırbaşları şöyle:

Yeni yetmelerin mevhum bazı değerler üzerinden aslında öyle olması gerekir aslında şöyle olması gerekir diye hesaplar yapması bizim aramızdaki yıllardır süren kardeşliği zedeleyebilir. Herkesin bu tür insanlara karşı onlara ayıplayıcı şöyle yapın deyici bir tavır alması lazım.

ÜÇ DÖNEM KURALI

Zorlamaya gerek yok. Bu çok güzel bir kural. Ben bunun ne kadar faydalı olduğunu, ben kendi adıma siyasete ara vermem gerektiğini ifade ettim. Biz Ak Parti’de üç dönem değil onun öncesinde de vekil olmuş insanlarız.
Bu partiyi siz kurdunuz, sizin isminiz çok önemli… Bu parti kadro partisi. Bir insanı sorumlu bir yetkide denemediğinizde onun kapasitesini ölçme imkanını bulamazsınız.

Tekrar söylüyorum. Eğer mesele Abdullah Gül ise, değeri karşılığında bu partide yer bulacaktır. Bunu da kimsenin engellemesi mümkün değildir. Ama MYK’nın aldığı karar isabetlidir. Biz tarihimize baktığımız zaman, süreklilik esastır. Evrende boşluk kabul etmeyen tek şey siyasettir.

DEDİKODU OLUR, KÜSLÜK OLUR, BÖLÜNMELER OLABİLİR

Eğer araya iki, üç gün, beş gün koyarsanız dedikodu olur, küslük olur, bölünmeler olabilir. Bunu en iyi bilecek şahıs da Tayyip Erdoğan’dır. Bugün ben yarın sen, yarın hemen kongreyle değerli arkadaşımıza teslim edersek, hiçbir sıkıntı şikayet yaşanmadan yolumuza devam edeceğiz.

BAŞBAKANIMIZ GÜÇLÜ BİR LİDER

Bence bir Genel Başkan ve Başbakan'ın Recep Tayyip Erdoğan’dan sonraki konumunun zor olduğunu söylemek istiyorum. Başbakanımız çok güçlü bir lider. Hiçbir partide olmayan liderlerden birisi. Başbakan gece gündüz çalışıyor topluma faydalı işler yapıyor. Onun arkasından binlerce insan göz yaşı döküyor, coşuyor.

Böylesine kitleleri heyecanla sürükleyen insanın arkasında genel başkan ve başbakan olacak kişinin, liderlikten daha çok iyi bir genel başkan ve başbakan olması lazım. Liderlik vasıfları doğuştan ve siyasetin verdiği bir imajdır. Yüzde 60’la kazanacağım diyorsunuz sonra ertesi gün diyorsunuz. Kılıçdaroğlu gibi evde çıkmıyorsunuz. Bahçeli gibi şezlongdakiler düşünsün diyor. Oysa sayın Erdoğan her şeyi hesap ederek, sonunda halka giderek siyaset yapıyor.

Kıyaslamaya bakıldığı zaman Erdoğan şöyleydi sen böylesin denecektir. Hiçbir zaman Erdoğan’ın karizmasını doldurmayacaktır. Bu yaradılıştan gelen bir şey. Böyle bir profilde pek çok arkadaşımız var. benim söylemek istediğim şudur. 27’sinde bir genel başkan seçilecek o aynı zamanda başbakan seçilecek. Hayırlı olsun. bu kişinin seçiminde, MKYK’da herkes bir isim yazdı. Ben de yazdım. Belki bazı arkadaşlarım başbakana bırakmıştır. Belli isimleri yazdık zannediyorum. Bu il başkanlarıyla da yapılacak. Belediye başkanlarıyla da yapılacak. Bu bir temayül yoklamasıdır. Burada çıkacak isim mutlaka genel başkan olacak kişi değildir. Bu bir veridir. Bu veri en iyi şekilde değerlendirilecek.

Ama biz kısıtlamalar getiriyoruz. Mesela genel başkan olacak kişinin başbakan olması. Peki bu kişi bu önümüzdeki seçimlere kadar mı genel başkan ve başbakan olacak, yoksa sonra devam edecek mi? Belki tercihen bugün seçilecek başbakanın 2015’te güçlü şekilde geldiği takdirde devam edilmesi doğrudur. Bir yıllık deneme süresinde, partiyi nasıl yöneteceği, partiyi nasıl başarılı kılacağını görmekte de fayda var. 2015 seçimlerinden önce kitleleri yürütebilecek, karizmasıyla gücüyle yeni bir genel başkan doğduğu takdirde, yeniden olağanüstü kongreye gideriz. O zaman bugün genel başkan ve başbakan olacak kişinin, 2015’te üç dönem kuralına takılan insanlardan olması da mümkündür.

Yani değerlendirmelerimizi 2015’te tekrar gözden geçirmemizde fayda var. Almanya’da üç senede bir gündem değişiyor, bizde sabah öğlen akşam farklı. Bence çok iyi bir şey değil. ama suni ve yapay gündemlerin yanında, her an yeni bir şeyle karşılaşabiliriz. Şimdi Maliki krizi, adam gitmemekte direniyor. Şiiler başka bir başbakan buldu. Dışişleri bakanımız bugün Cidde’de. Bu biraz bölgemizden biraz da bizim yapımızdan geliyor.

27 ağustos’ta seçilecek kişinin, hiçbir kısıtlama olmadan, mevcut kadrolarımız içerisinden seçilmesinde isabet görürüm. Deneme o şahıs için hoş olmayan bir tabirse bundan vazgeçebilirim. En azından 2015 seçimlerine göre performansını ölçmekte fayda var. ne yaptı, ne yapmadı, neden yapmadı, geldiğimiz nokta nedir… bütün bunları da bir başbakan için elbette yapmalıyız. Bunu Tayyip Erdoğan için yapmamıza gerek yoktu, grafik hep yükseliyordu. Hiç kimsenin eleştirmeye hakkı da yoktu.

Bizim tekrar iktidar olmamız lazım. 2015’te iktidar olmaya mecburuz, mahkumuz. İktidar değişikliği Türkiye’nin aleyhine olur. Koalisyonlar dönemine dönersek çok şeyler kaybettirir.

AKLINIZDAN KİM GEÇİYOR?

Bir genel başkan olması, başbakan olması, artı artı şunları da koyabiliriz. İsmi geçenlerden birisi de bensem böyle bir şey yaparsam farklı anlaşılır. AK Parti tabanı kimi istediğini çok iyi bilecektir. Siyasette her noktaya geldim. Kimsenin çantasını taşıyarak gelmedin. Aslansın kahramansın diyerek de gelmedin. Sen bu işe layıksın gel dediler, yapmaya çalıştım. Bir beklenti içinde değilim. Görev noktasında hepimizin söyleyeceği şey şudur. Bize görev düşerse en iyi şekilde yapmaya çalışırız.