Yurt dışındaki Türk gazetecileri buluşturan “3. Avrupa Medya Buluşması” için Paris'e giden Bülent Arınç'tan önemli açıklamalar.
Abone olAvrupa'daki Türk medyasıyla 3. kez yapılan konferans için Paris'te bulunan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Uluslararası Araştırmalar Merkezi CERI'de düzenlenen 'İnsan Hakları ve Türkiye'de Değişim Süreci' konulu konferansta konuştu.
GERÇEK LAİKLİĞİN TADINI ALDIK
Arınç, "Sizin anladığınız manada laiklik Türkiye'de yoktu. Şimdi 2 - 3 seneden beri iktidara geldiğimizden sonra kademe kademe uygulanan özgürlük anlayışıyla gerçek laikliğin tadını almaya başladık" dedi.
Batının tüm ülkelerinde farklı laiklik uygulamaları olduğunu hatırlatan Bülent Arınç, Türkiye'deki laiklik uygulamasının en çok Fransa'ya benzediğini vurgulayarak, ''Fransa laiklik konusuda Türkiye'ye en çok benzeyen bir ülkedir ama biz sizin bile gerinizde kaldık'' diye konuştu.
Arınç, ''Sizin anladığınız manada laiklik Türkiye'de yoktu. Şimdi 2 - 3 seneden beri iktidara geldiğimizden sonra kademe kademe uygulanan özgürlük anlayışıyla gerçek laikliğin tadını almaya başladık. Laikliğe yüklediğiniz anlam, din ve vicdan özgürlüğüyse bütün inançlara saygılı olmaksa, farklı inanç gruplarının da özgürce kendisini ifade etmesiyse, hatta ben inançsızım demekse bunların hepsine saygı göstermektir'' şeklinde konuştu.
ANAYASA ÇALIŞMALARI
Yeni anayasa çalışmalarının de devam ettiğini belirten Arınç, uzlaşma komisyonunda her partinin eşit sayıda üyesi olduğunu hatırlattı. Birinin reddettiği konunun mutabakat olmadığı için kabul edilemeyeceğini vurgulayan Başbakan Yardımcısı, ''Yani Papa seçimi gibi birşey bizimki. Bacadan beyaz duman tütene kadar bekliyoruz. Ama bugüne kadar hep siyah duman tüttü'' ifadelerini kullandı. Bir anlaşma olmaması halinde gereğini yapacaklarının da altını çizen Arınç, ''Parti olarak çoğunluğumuz neyi gerektiriyorsa yeni bir anayasa konusunda o adımı atarız. Bu anayasada laiklik ilkesi olacak mı? Biz olmasını istiyoruz. Önemli olan laikliğin hayata geçirilmesidir. Biz bunun Türkiye için önemli olduğunu düşünüyoruz'' diye kaydetti.
ÇÖZÜM SÜRECİ
Çözüm sürecine de değinen Arınç, Abdullah Öcalan'a örgüt ve bir kısım yerli halkın hala sempati duyduğunu belirterek, ''Bu sempatiden istifade etmek suretiyle Öcalan'a bağlılığını bildiren örgütün silahlı grubu, dış siyasi kanadı ve örgütle ve Öcalan'la bağlılığını baştan beri ikrar eden parlamento içindeki bazı mileltvekilleriyle ilişki kurarak bu sorunun çözümü konusunda adımlar atıldı. 4. defa milletvekilleri Öcalan'la görüşüyorlar. Ondan aldıkları mektupları veya talimatları örgüte götürüyorlar. Örgüt, Öcalan'ın iradesine bağlı olduğunu ifade ettiği için de Öcalan'ın sözlerini esas alıyorlar'' dedi.
21 Mart'ta Nevruz kutlamalarında Öcalan'ın mesajının yüzbinlerin karşısında okunduğunu ve topluluk tarafından kabul edildiğini söyleyen Başbakan Yardımcısı, ''Öcalan orada 35 yıl sonra bizim hepimizin silahlar sussun, barış gelsin, insanların fikirlerini düşüncelerini siyaset yoluyla konuşsun dememizi kendi ifadeleriyle ortaya koydu. Öncelikle örgüt eylem yapmamayı kabul etti. Örgütün 3-4 aydır geçmişte yaşandığı gibi mayın patlaması, karakol baskınları, canlı bombalar veya yol üstünde pusu kurmalar, bunlar olmadı" diye konuştu.
İkinci aşamanın ise silahların tamamen bırakılması ve Türkiye'deki militanların Türkiye dışına çıkarılması olduğunu söyleyen Arınç, bunun da kabul edildiğini fakat henüz uygulanmadığını, bugünler de belki birşekilde uygulanacağını söyledi. Bundan sonrasının ise gelişmelere bağlı olduğunu belirten Başbakan Yardımcısı, ''Bu çabalarla şu ana kadar aldığımız mesafe önemli bir mesafedir. Bunu kimse görmezden gelmesin. Eğer bu şekliyle devam ederse sonucunda Türkiye'nin terörden kurtulacağı ve insanların şiddetten, silahtan uzak fikirleriyle düşünceleriyle rahatlıkla kendilerini ifade edebilecekleri bir dönem gelecek'' diye kaydetti.
AVRUPA BİRLİĞİ
Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğiyle ilgili de Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''AB üyeleri içinde bu kadar uzun süreyi geçirmiş bu kadar engelle karşılaşmış, meselenin yokuşa sürüldüğü başka bir notayı göremiyoruz'' diye konuştu. Halkın da temel hedefinin AB üyeliği olduğunu söyleyen Arınç, 2005'ten bu yana bütün ev ödevlerini yapmış, müktesebatı tamamen kabul etmiş, anayasanın 70'den fazla maddesini değiştirmiş, 100 den fazla kanunda değişiklik yapmış ve hayata geçirilmiş bir Türkiye'de bizim önümüze konan engeller halkın istek ve arzusunu gittikçe köreltiyor''dedi. Arınç, özellikle Fransa'da Nicolas Sarkozy ve Almanya'da Merkel tarafından engellemeler yaşandığını belirterek, ''Artık bahaneleri kalmadı. Ev ödevini yapmış Türkiye'ye ileri sürecek mazeretleri yok. Çünkü AB kendi derdine düştü'' dedi. Bu arada, Bülent Arınç konuşması sırasında bir grup tarafından protesto edildi.