Arınç, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tarafsızlığını yitirdiği eleştirilerine yaptığı yorumla şaşırtarak Erdoğan'ın Bursa'daki konuşması için "eleştiriye de müsait bir cümle" dedi.
Abone olİNTERNETHABER.COM
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, CNN TÜRK ekranlarında yayınlanan Akif Beki ile Baştan Sona programında gündemi değerlendirdi.
Arınç, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tarafsızlığını yitirdiği eleştirileri üzerine sorulan soruya ilginç bir yanıt verdi. Erdoğan'ın Bursa'daki konuşmasında, seçimlerde isim vermeden AK Parti'ye oy istemesini değerlendiren Arınç "eleştiriye de müsait bir cümle. Bırakalım herkes ne söyleyecekse söylesin." dedi. Arınç, Başkanlık sistemi tartışmaları içinse ilginç bir çıkış yaparak Parlamenter düzenden yana olduğunu vurguladı. Arınç, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın seçimlerde milletvekili adayı olmak için görevinden istifa ettiği iddiası için de "Bence Hakan Fidan gibi önemli bir isim sadece milletvekili olmak için görevinden ayrılmamalı. Ancak eğer bakanlık düşünülüyorsa anlamlı olabilir." dedi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın sözleri şöyle:
ERDOĞAN'IN SÖZLERİ ELEŞTİRİYE MÜSAİT!
Ben konuşma süresince karşısındaydım, birbirimize çok yakındık ve çok büyük bir dikkatle takip ettim. Yani hangi partiye 400 milletvekili verilmesi gerektiğini söylemedi inanın. Parti ismi de telaffuz etmedi. Yani gönüllerden geçen faraza Ak Parti ise Ak bile demedi. Yani sizde herhalde Anadolu Ajansı'nın haberlerine girdiğiniz zaman herhangi bir partiyi ima yoluyla bile kastetmediğini anlayacaksınız. Yani böylesine ince bir konuşmanın bir parti tarafını tuttuğuna dair herhangi bir beyanda bulunan varsa onu ayrıca değerlendirmek lazım. Bu zarif ifadelerimle ne anlatmak istedğimi hepiniz çok iyi biliyorsunuz. Yani hiçbir partinin isminden bahsetmedi ama bir anayasanın yapılabilmesi için gerekli olan nitelikli sayıyı söyledi. Bu bildiğiniz gibi en az 330'dur Meclis'ten çıkanı referanduma götürmek için, en fazlası 367'dir doğrudan Meclis'te kabul edilebilmesi için. Ama hedef biraz daha büyük konuyor ki çok daha rahat bir yeni anayasa yapılabilsin diye. Biraz yoruma müsait, yani bunu bir cumhurbaşkanının anayasanın 101, 102, 104. maddelerinde, özellikle Meclis'te yaptığı and içmeye aykırı bulanlar olabilir ama bunlar baştan da zaten söylüyorlardı. Şimdiki bu ifadelerinin de yani belli bir hedefi gösteriyor, yeni anayasa ve bu anayasa içerisinde başkanlık veya yarı başkanlık sisteminin gerçekleşmesi için 400 milletvekilinin gücü elinde bulunduran bir iktidarda mevcut olması lazım diyor. Ben böyle anlıyorum. Eleştiriye de müsait bir cümle. Bırakalım herkes ne söyleyecekse söylesin.
Arınç, "Baştan söylüyorum. Yani bu herkes tarafından kabul edilebilecek, doğru bulunabilecek bir iddia sayılmayabilir. Bizim hoşumuza gider de yani ben şahsen AK Parti adına bunu düşündüğümde bu kadar büyük bir güçle parlamentoda olmanın, güçlü bir iktidar olmanın çok avantajlı olacağını düşünürüm" diye konuştu.
PARLAMENTER SİSTEMDEN YANAYIM
Başkanlık sistemi tartışması için ilginç bir çıkış yapan Arınç "Ben eski kuşaktan bir siyasetçiyim. Biz parlemantoda gözümüz açtık. O nedenle şahsen parlamenter sistemden yana olduğumu söyleyebilirim." dedi.
Hükümet olarak, haziran seçimlerine neyle gideceklerini bir araya gelerek kararlaştıracaklarını dile getiren Arınç, "Partinin Merkez Yürütme Kurulu vardır, bu konu orada görüşülür, Bakanlar Kurulu vardır, bu konu orada görüşülür. Ben, ikisinde de birinci önceliğin Başkanlık sistemi olduğuna dair hiçbir işaret almadım" dedi.
BURHAN KUZU'NUN "GIRTLAKYASIM GELİYOR" SÖZLERİNE GÖNDERME
Arınç şöyle dedi:
Sayın Cumhurbaşkanımız, Başkanlık sistemini benimsiyor, bunun doğru ve gerekli olduğunu söylüyor, hatta sisteme karşı olanları da ağır bir şekilde eleştiriyor. Anlaşılıyor ki Sayın Cumhurbaşkanımız, 'Bu seçim sonucunda öyle bir netice meydana gelsin ki Başkanlık sistemini gerçekleştirecek bir Anayasa yapılabilsin' diyor. Biz, hükümet tarafıyız ve AK Parti tarafıyız. Bir partimiz var, bir hükümetimiz var. Burada Sayın Başbakanımızın ne düşündüğü önemli. Bizim kişisel düşüncelerimiz de var, başka milletvekili arkadaşlarımız da bol bol konuşmalar yapıyorlar. Aşırı taraftar olanlar var, hatta bunlardan çok iyi bildiğimiz birisi, 'Gırtlaklayasım geliyor' filan diye de geçen günlerde karşıt düşünceleri beğenmediğini ifade etti. Allah saklasın, yakın olmamaya bakıyorum, ters bir tarafına gelir de başımıza iş açacak diye
"SÜPERMEN GÖREVİ VERİLMİŞ İNSANIN VEKİL OLMASI İSRAFTIR!"
"Bence Hakan Fidan gibi önemli bir isim sadece milletvekili olmak için görevinden ayrılmamalı. Ancak eğer bakanlık düşünülüyorsa anlamlı olabilir. Çözüm sürecini yürüten kurumun başında kendisi, MİT gibi bir kurumu ıslah etti, tam etti diyemeyiz belki ama olabildiği kadar ıslah etti. Ben yaptığı görevin önemli bir görevin olduğunu düşünüyorum. Sıradan bir vekil olarak kalacaksa Başbakan olması mümkün değil. Önümüzdeki dönemin Başbakanı bellidir. Doğru mudur? Bana göre o da yanlıştır. Bakan olabilir mi? Her bakanlık için uygun değildir. Sadece milletvekilliği için hiç gerek yok. Ne işi var parlamentoda. Şahsen kendisinin bakan olmasını uygun görmüyorum. Süpermen görevi verilmiş bir insanın bir vekil olarak parlamentoya girmesini israf olarak görüyorum. Kendime rakip olarak görmüyorum. Sevdiğim için söylüyorum. Ayrıca, Sayın Başbakan'ın bilgisi olmadan böyle bir istifa düşünülemez. Başbakan'la görüşülerek bu karar alınmıştır."
.