BIST 8.619
DOLAR 34,28
EURO 37,50
ALTIN 3.021,71
HABER /  GÜNCEL

Arınç +18'lik tartışmayı böyle savundu

TBMM Genel Kuruluna damga vuran ve bugün bazı yayın organlarına +18 olarak yansıyan tartışmayla ilgili Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'tan açıklama geldi.

Abone ol

KAMER GENÇ VE BÜLENT ARINÇ'IN UÇKUR KAVGASI!

Bütçe görüşmeleri devam ederken dün akşama CHP'li Kamer Genç ve Bülent Arınç'ın mesir macunu tartışması damga vurdu

27341.jpg

Kadın vekilin sözü Arınç'ı çok utandırdı!

TBMM 2013 Bütçe görüşmelerinde Bülent Arınç ve CHP'li Aylin Nazlıaka arasında ilginç bir diyalog yaşandı...

TBMM 2013 Bütçe görüşmeleri oldukça hararetli geçti. Bülent Arınç, CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın kendisine bakarak soru yöneltmesinden rahatsız oldu.

aylin-nazliaka-cinsel-organ.jpg

Dün TBMM Genel Kurulu'na Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve CHP'li Kamer Genç arasındaki tartışma damgasını vurdu.

Arınç bugün o tartışma ile ilgili konuştu.

Yaşanan tartışmanın faydalı olduğunu söyleyen Arınç,''Hadsize haddini bildirmek bizim görevimizdir. Biz vazifemizi yapıyoruz.Herkes söylediği sözün altında kalır.Alnım açık başım dik''dedi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Meclis Genel Kurulu'nda dün yaşanan tartışmayla ilgili ''Herkes söylediği sözün altında kalır. Tutanaklara yansıyan ifadeler o kişinin kendi malıdır. Edepsizlik yapan edepsizliğini, doğru söyleyen doğru söylediğini rahatlıkla görebilir'' dedi.

Arınç, Yoksullara Yardım ve Eğitim Vakfı'nın (YOYAV) Yoksullarla Dayanışma Haftası dolayısıyla düzenlediği toplantıya gelişinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.

+18 OLARAK YANSIDI

Bir gazetecinin ''Dün Meclis Genel Kurulu'nda CHP'li milletvekiliyle tartışmanız oldu. Bu tartışmalara bazı yayın organlarına 18 olarak yansıdı'' sözleri üzerine Arınç, '' 18 ne'' diye sordu.

ÇOK FAYDALI BİR TARTIŞMA OLDU

Gazetecinin ''Müstehcen. Siz de mahcup olduğunuzu söylediniz, nasıl değerlendiriyorsunuz'' sorusu üzerine Arınç, ''Çok yanlış biliyorsunuz. Meclis tutanakları herkese açıktır. İnternet sitesine girin akşamki tartışmalara da kim ne söylemiştir, bunları rahatlıkla görebilirsiniz. Aslında çok güzel, çok faydalı bir tartışma oldu. Herkes söylediği sözün altında kalır. Tutanaklara yansıyan ifadeler o kişinin kendi malıdır. Edepsizlik yapan edepsizliğini, doğru söyleyen doğru söylediğini rahatlıkla görebilir. Alnım açık, başım dik'' diye konuştu.

HADSİZE HADDİNİ BİLDİRMEK GÖREVİMİZDİR

20 yıldır parlamentoda 40 yıldır siyasette olduğunu ifade eden Arınç, ''Hadsize haddini bildirmek bizim görevimizdir. Biz vazifemizi yapıyoruz. 18, 28 onları bilmem Meclis'te konuşulan sözlerin 28 olanlarını kimin sarf ettiğini, tutanaklara girerek bulabilirsiniz. Her akşam parlamentoya kafayı çekerek gelen, söylediği sözün nereye varacağını bilmeyen bir parlamenter, ne Cumhuriyet Halk Partisi'ne yakışıyor ne Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne yakışıyor. Ben Sayın Genel Başkan Kılıçdaroğlu'na hem bu kişi hem de daha önce ismi geçen ve hakkında dokunulmazlık dosyası bulunan kişi hakkında gereğini yapmasını rica ediyorum'' ifadelerini kulandı.

ÖZAL'IN ÖLÜM RAPORU

Bülent Arınç, Adli Tıp Kurumu'nun 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile ilgili hazırladığı rapora ilişkin soru üzerine Arınç, ''Adli Tıp Kurumu'nun vereceği rapor şu anda sizin, benim bileceğim bir rapor değil. Konu yargısal süreçten geçiyor'' dedi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın rapora göre işlem yapacağını, ya zehirlenme şüphesi üzerine soruşturmayı genişletme kararı ya da kesin bilgi ve somut belge olmadığı için takipsizlik kararı vereceğini belirten Arınç, şunları kaydetti:

''Adli Tıp Kurumu verdiği rapor konusunda bir açıklama yapmadığına göre savcılık da 'Bu raporu aldım, rapor şöyledir' demediğine göre bizim bu aşamada söyleyeceğimiz bir şey yok. Konuşulanlar, yazılanlar rapor üzerindeki tartışmalar muhtemelen içeriden sızdırılan bir takım bilgilerin konuşulmasıdır. Ben doğrusu o sızdıranları da sızdırdıkları bilgilerin de ne olduğunu bilmiyorum.

Ancak bir avukat olarak şunu söyleyeyim, daha önce bu tür davaları takip etmiş bir arkadaşınız olarak Adli Tıp Kurumu'nun burada yapacağı şey, kesin ölüm nedeninin belirlenmesidir. Çünkü dava buna göre açılır. Bir insan bir kaza sırasında ölmüş düşünülebilir. Ancak otopsi yapıldığında bunun kalp krizine bağlı bir ölüm olduğu anlaşılabilir. Bir insan kurşunla yaralanmış, hayatını kaybetmiş olabilir. Ama otopside aslında ölen kişinin şeker hastası olduğu, bu hastalığa bağlı bir kanama sebebiyle hayatını kaybettiği de ortaya çıkabilir. Dolayısıyla ben ihtiyatlı davranıyorum. Adli Tıp Kurulu raporları, savcılığa geldiğinde, savcılık bununla ilgili bir yargı sürecini elbette hem başlatmış hem de sonuçlandırmış olacaktır. Kesin ölüm sebebinin açıkça ortaya çıkmasını hep beraber bekleyelim.''

BİZDEN DAHA İYİ DOKTORLAR BİLİR

''Sizin şahsi kanaatiniz var mı'' sorusunu da Arınç, ''Burada şahsi kanaat olmaz. Herkes şahsi düşüncesini ifade ediyor ama bir cumhurbaşkanının ölümünden bahsediyoruz. Bu ölüm üzerinde pek çok spekülasyon olduğunu biliyoruz. Bunların üzerine yenisini eklemek doğru değil. Bence konu adli tıbbın raporlarıyla olabildiğince ortaya çıkacaktır. Bir insanın vücudunda tabii olarak zehir veya toksit maddeler bulunabilir. Ancak bu toksit maddelerin ölüme sebebiyet verip vermediğini herhalde bizden çok daha iyi doktorlar bilebilir. Adli Tıp raporunu bekleyelim. Bu raporlar da aslında kesin ve somut olmayabilir. Savcılık buradan hareketle bir işlem yapacaktır. Yeterli görmezse onun da yolları vardır. Tüm bu yargı süreci içinde adli tıbbın vereceği raporlar açıklandığında sanıyorum gerçekleri hep beraber görmüş olacağız.''