BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Ariel Şaron: 'Kahraman savaşçı... Beyrut Kasabı'

'Buldozer' lakaplı Ariel Şaron, birçok İsrailli için İsrail'in yarım asrına damgasını vuran bir 'kahraman'dı. Sabra ve Şatilla mülteci kamplarındaki binlerce Filistinli sivilin ölümünden sorumlu tutulan Şaron çoğu Filistinli içinse 'Beyrut Kasabı'ydı.

Abone ol

'Buldozer' lakabıyla da anılan Ariel Şaron, fiziksel varlığıyla olduğu kadar söylemleriyle de İsrail ve Orta Doğu'nun siyasi sahnesine damgasını vurmuş bir kişilikti.

1967 ve 1973 savaşlarındaki belirleyici tutumuyla birçok İsrailli için kahraman bir savaşçıydı Şaron.

Fakat çoğu Filistinli için de 'Kasap'tı o; Beyrut'u işgal eden ve 1982'de Lübnan'da kurulunan Sabra ve Şatilla mülteci kamplarındaki binlerce Filistinli sivilin ölümünden sorumlu olan kişiydi.

Şaron, işgal altındaki topraklarda Yahudi yerleşimini destekliyordu. Fakat son uygulamalarından biri olan İsrail'in Gazze'den çekilmesi, birçok yandaşı arasında şok etkisi yarattı. Kısa bir süre sonra da art arda geçirdiği beyin kanamaları yüzünden girdiği komadan çıkamadı, kariyeri sona erdi.

Lübnan işgali

Şaron 1928'de Filistin'de doğdu. O zamanlar bu topraklar İngiliz mandası altındaydı.

Genç yaşta Yahudi askeri yeraltı örgütü Haganah'a katıldı. 1948-49 Arap-İsrail savaşında müfreze komutanı olarak görev yaptı.

1950'lerde, Filistinli militanların yürüttüğü sınır ötesi ani saldırılara karşı misilleme baskınlar düzenleyen Birim 101 adlı özel timlere başkanlık etti.

1948'de kurulduğundan bu yana İsrail'in bütün savaşlarına katıldı; korkusuz bir asker ve çok iyi bir stratejist olarak ün saldı.

1956 Süveyş Savaşı'nda bir paraşüt birliğine önderlik ederek tümgeneral rütbesine yükseldi. Haziran 1967 savaşında Şaron'un Sina yarımadasında komutanlık ettiği birlikle Mısır ordusuna karşı zafer kazanması İsrail'in tüm yarımadayı ele geçirmesini sağladı.

Altı yıl sonra Mısır ve Suriye İsrail'e karşı sürpriz bir saldırı başlattığında Şaron, yine İsrail'in savaşı kazanmasını sağlayan bir rol oynadı.

Şaron, 1973'te yeni kurulan sağcı Likud Partisi'nden milletvekili seçilerek İsrail Parlamentosu'na girdi. Ancak ertesi yıl İshak Rabin'e güvenlik danışmanı olmak için vekillikten istifa etti.

1977'de yeniden parlamentoya girdi ve 1981 Menahem Begin hükümetinde savunma bakanı olarak görev yaptı.

Yaser Arafat'ın lideri olduğu Filistin Kurtuluş Örgütü'nün (FKÖ) güney Lübnan'dan İsrail'in kuzeyini havan topuna tutması üzerine, Şaron 1982'de Lübnan'ı işgal kararını aldı.

Sabra ve Şatilla katliamları

FKÖ'nün Lübnan'dan İsrail'e karşı yönelttiği saldırılara son vermek amacıyla Başbakan Begin'e haber vermeden İsrail ordusunu Beyrut'a gönderdi. İki ay sonra 14 bin FKÖ'lü ve Suriyeli savaşçı Lübnan'ı terk etme konusunda anlaşmaya vardı.

Geride kalan onbinlerce Filistinli Beyrut'ta İsrail denetiminde oluşturulan Sabra ve Şatilla mülteci kampına yerleştirildi.

Şaron, Amerika'ya verdiği sözü tutmayarak FKÖ savaşçılarının kamplarda saklandığı gerekçesiyle baskın yaptırdı.

İsrailli askerlerin can kaybını önlemek amacıyla Lübnanlı Hristiyan Falanjist milisleri bu kampların üzerine sürdü. Ölen Filistinli sayısına dair rakamlar 800 ila 2000 arasında değişiyordu.

Sabra ve Şatilla katliamları olarak anılan bu olaylar, Filistinlilerin Şaron'a büyük bir nefret beslemesine neden oldu.

1982'de Lübnan'ın işgal edilmesiyle ilgili bir mahkeme, katliamdan dolaylı olarak Şaron'u sorumlu bulunca, 1983'te görevine son verildi.

Siyasi diriliş

İsrail sağı içerisinde popüler olan Şaron, farklı hükümetlerde görev almaya devam etti.

Şaron, 1990'ların başlarında konut bakanı olarak görev yaparken, 1967'den beri İsrail işgali altında olan Batı Şeria ve Gazze'de, Yahudi yerleşimciler için en büyük inşaat projelerini başlattı.

1996'da Benjamin Netanyahu sağcı hükümetini kurduğunda Şaron'u kabinesine aldı; 1998'de de dışişleri bakanı yaptı.

Netanyahu 1999 seçimlerini kaybedince, Şaron muhalefetteki Likud Partisi'nin lideri olmaya devam etti.

2000'deki Camp David görüşmelerinin başarısızlıkla sonuçlanması üzerine Şaron, dönemin başbakanı Ehud Barak'ı, "barış anlaşması için Kudüs'ü bile satmaya razı kişi" olarak damgalayıp kamuoyunda karışıklık yaratmaya çalıştı.

Yeni dönem, yeni parti

2000'de Şaron'un Kudüs'te Harem-i Şerif'e yaptığı ziyaret, Filistinlilerin ikinci intifadayı başlatmasına neden oldu.

Filistinlilerle yapılan eski görüşmelerin bağlayıcılığını kabul etmeksizin "güvenlik ve gerçek barış" vaadiyle, Şaron, 2001 seçimlerini büyük bir farkla kazandı.

Batı Şeria'da büyük tartışma yaratan duvarı inşa etti.

Fakat ülke içindeki muhalefet nedeniyle Gazze'den ve Batı Şeria'nın kuzeyindeki dört Yahudi yerleşiminden çekildi.

Bu çekilmenin Likud Partisi içinde yarattığı muhalefetten dolayı 2005 Kasım'ında partiden ayrılarak Kadima partisini kurdu ve parlamentoyu dağıttı.

Yeni seçimlerde iktidara gelme olasılığı yüksek olarak görülen Şaron, 2005 Aralık'ında geçirdiği beyin kanamasının ardından girdiği komadan bir daha çıkamadı ve 11 Ocak'ta öldü.