Uzun ve yorucu bir çalışma temposunun ardından Engin Ardıç, tatile çıkıyor. Geri döneceğini ısrarla söyleyen Ardıç, gitmeden gazetecileri de iyice eleştirdi...
Abone olEngin Ardıç, yoğun iş temposu sonucu biraz yorgun düşmüş. Tüm yorgunluğunu atmak isteyen Ardıç, tatil için hazırlanıyor. Fakat Ardıç'ın tatil öncesi bazı gazetecilere mesajları var. Ardıç tüm bunları başlıklı yazısla bize sunmuş...
Uğradığım ‘hipertansiyon’ illeti yüzünden (orta yaşlılık maskaralıkmış meğer) artık güneşe çıkamadığımı, bu yüzden tatillerimi ilkbahar ve sonbahar aylarında yaptığımı, bilen bilir.
İşte, gene haldır haldır çalışmakla geçen koca bir yazın ardından, yıllık izinimizin ‘bir bölümü’ daha geldi çattı. In ın ın ın, ikinci ve son bölüm... Bu kez, ‘Ramazan karşılaması’ oldu galiba!
Fakat ‘netameli’ bir döneme de denk geldi, çünkü hakkımızda çıkarılan bir yığın dedikodu var.
Laf edecekler diye tatilimi yakacak, oturduğum yerde oturacak enayi değilim. Üstelik yorgunum. Her çalışan canlı gibi bendeniz de zaman zaman yorulurum efendim, fakat ‘koltuğumu kapacaklar’ diye yorgun argın yazı yazmayı sürdürmem. Köleler bile ‘non stop’ üretim yapmazlar. Kafam şişti.
Ben gezmeye gidiyorum arkadaş, kapmazlarsa hatırım kalır vallahi.
Hemen ve açık seçik söyleyeyim: Bu gazeteden ayrılıyor falan değilim.
Özelikle Internet dedikoduları yayınlayan ‘siteci çocuklardan’ rica ediyorum, bunu lütfen yazsınlar.
25 Ekim Pazartesi günü işbaşı yapacağım, yani 26 Ekim Salı sabahı sizlerle bu sayfada gene buluşacağız.
Ama bu arada, biz istediğimiz kadar nefes tüketelim, telefonu açıp da ‘ayrıldı mı bu herif’ diye soran dostlar çıkacaktır; eh, onları da sekreter Aysel’in sabır ve dayanma gücüne havale ediyorum...
Fakat işte yılda en az iki yazıyı da böyle ‘vallahi billahi ayrılmadım, gidiyorum ama geleceğim, sadece izin yapıyorum’ konusuyla piç ediyoruz.
Çünkü basın camiası, bohçacı kadın sektöründen bile daha dedikoducu.
Düşündüm de, vallahi fena da olmaz ha, ‘ayda on beş bin dolar teklif etmişler, beğenmemiş, yirmi bin dolar istemiş, peki demişler’ gibilerden laflar çıksa arkamdan...
Hem burada havamız artar, hem de... Kırk kere yazsalar bir bakarsınız olur ha, köşeyi döneriz!
YAZI:Engin ARDIÇ
26 Ekim Salı günü kavuşmak üzere hoşçakalın.