Akşam'ın sivri dilli yazarı Engin Ardıç'ı yorgunluk bastı. Ardıç, okurlarına geçici bir süreliğine veda etti. Ayrıca çıkacak dedikodulara karşı önlem almayı da ihmal etmedi
Abone olAkşam yazarı Engin Ardıç, okurlarına geçici bir süreliğine veda etti. Ayrıca Ardıç, dedikoducu haber sitelerine de göndermede bulundu. Gazeteciler olarak Ardıç'ın okuruyla paylaştıklarını aynen verdik. Sevgili Ardıç'a iyi tatiller diliyoruz. diyerek Ardıç'ı daha fazla tutmuyoruz.
Efendim bendeniz yorulunca 'imla yanlışı' yapmaya başlarım... İmla hatası değildir de bu aslında, 'bakıp da görmemekten' kaynaklanan bir rezilliktir.
Son günlerde, göz göre göre, 'piskopos' yerine 'pispokos', 'ayakkabı' yerine 'ayakkakabı' falan yazmaya koyuldum!
Arkadaşlar bunları kimi zaman düzeltirler, kimi zaman özellikle yapıp yapmadığımı sorarlar, kimi zaman da öylece bırakırlar. Bunda elbette 'aman herif edepsiz, nemize lazım, şimdi yazısını değiştirdik diye bir araba laf eder, başımıza dert almayalım' şeklinde bir endişenin de payı vardır.
Bendeniz de izine çıkacağım zaman, yukarıda okuduğunuz ayakları hiç sektirmem, hep koşarım... Yolunu yaparım... Eski okurlarım bileceklerdir.
Fakat gerçek de bu: Gene yoruldum.
'Taş attın da kolun mu ağrıdı be adam?' demeyiniz, beş aydır haldır haldır yazıyorum. Sözünü ettiğim yorgunluk elbette 'psikolojik'. Pilim de daha fazla dayanmıyor, batarya zayıflıyor.
On bin sayfayı geçince insan bu duruma düşüyor galiba. İşte bu yüzden, hayatı boyunca yüz yirmişer sayfadan üç kitap yayınlayıp büyük yazar olanlara hep gülerim. 'Koltuğumu kaparlar' korkusuyla bir türlü köşesini bırakıp gidemeyenlere güldüğüm gibi.
Gene eski okurlarım, hipertansiyon hastalığım yüzünden artık kızgın güneşe çıkamadığımı, yani tatillerimi ilkbahar ve sonbahar aylarında yapmak zorunda kaldığımı da bileceklerdir.
Bu kez baharı da bekleyemedim, karda kışta gidiyorum. Kader utansın.
Eh ne yapalım, biz de denize girmez, kitap okuyup işkembe gibi bol bol uyuruz.
Çünkü sonbahar aylarına kadar bize bir daha tatil haramdır, kısa sürede gene kıllanıp Serdar Turgut'tan 'otur oturduğun yerde' şeklinde fırça yemeye de hiç niyetim yok.
Kusuruma bakmazsanız, bir hafta süreyle yokum efendim. Sizlerle bu sayfada yeniden 19 Mart Cumartesi günü buluşacağız.
Bu zaman zarfında ineklik edip Akşam Gazetesi'ni okumayı bırakmayınız ve medya dedikodusu yapan birtakım Internet sitelerinde çıkabilecek 'ayrıldı mı acaba' saçmalıklarına da kulak asmayınız. Kovsalar gitmem!
Böyle dedim ya, şimdi geri dönünce kapıda 'kimi aradınız kardeş' diye sorarlarmış!... Eh, biz de 'bir arkadaşa bakıp çıkarız'.
Şaka şaka... 19 Mart Cumartesi günü görüşmek üzere hoşçakalın...
Bu yazıyı kendi derdime ayırdığım için de özür dilerim. Fakat son zamanlarda basında pek moda...
Canım biz de yorulduğumuzu ve izin kullanacağımızı yazdık alt tarafı. Ne yani, 'efendim bendeniz sigarayı bıraktım üzerinize afiyet, ay bir pipim kalktı bir pipim kalktı ki sormayın gitsin' mi yazsaydık?
YAZI:Engin ARDIÇ
AKŞAM