GİRESUN’un Tirebolu ilçesinde yöre halkı tarafından ‘Kuşkayası Davası’ olarak bilinen yer davası 60 yıl sonra alınan gerekçeli karar ile sonuçlandı.
Abone olYörede yaşayanlar tarafından ‘Kuşkayası Davası’ olarak bilinen dava 1958 yılında açıldı. 1954 yılında ilçeye bağlı Demirci mahallesinin Avcılı köyünden ayrılmasından sonra Tapu Kadastro ekiplerinin bölgeye gelmesiyle yapılan inceleme ve değerlendirme sonucu 4 yer sahibinin tapuları iptal edildi.
Yaşanan iptal sonucu 1958 yılında 59 dosya numarası ile tapu davası açıldı. Davanın incelemesi sürdüğü sırada 1960 yılında Türkiye’de gerçekleşen darbe sonrası mahkemeye 1962 yılında devam edildi. 1971 yılına kadar süren dava Türkiye’de bu yıllarda yaşanan 2. darbe ile 1973 yılına uzadı. 1980 yılında yaşanan darbe ile de davanın sonuçlanması biraz daha uzarken, dava 1982 yılında karara bağlandı fakat davayı kaybettiklerini öğrenen davacılar Yargıtay’a itiraz etti.
1982 yılında yapılan itiraz ile karar 2010 yılında Yargıtay tarafından bozuldu. 4 kişi ile başlayan dava 2010 yılına geldiğinde 305 kişi ile devam etti. Yeniden açılan dosya ile yapılan incelemeler sonrası 2016 yılında dava sonuçlanacağı esnada bu kez 15 Temmuz Darbe Girişimi yaşandı. Davanın sonuçlanması yine bir darbe girişimi ile sekteye uğrarken, dava geçtiğimiz gün sonuçlanarak gerekçeli karar ile yer hak sahiplerine verildi.
“Yer sahipleri şimdi yeri kullanan kurumlara dava açmaya hazırlanıyor”
60 yıllık süreçte davalık olan taşınmazları üzerinde izinleri olmadan yapılan taş ocağı ve sonrasında çöp döküm alanı olarak kullanılması ile ilgili dava açmaya hazırlandıklarını kaydeden varislerden Hüseyin İlmek, “Biz mahkeme boyutu olan taşınmaza yaklaşamayız ama birisi çöp alanına çevirdi, birisi hafriyat alanı gösterdi. Bir kurum atış poligonu yapmış, biz 60 seneyi aşkın bir süredir mağdur olduk ve daha fazla mağdur olmayı istemiyoruz. Artık bu davanın sonuna geldik ve mağduriyetimizin en kısa sürede düzeltilmesini istiyoruz. Buranın yapısı bozuldu ve tazminat davası açacağız. Çöplerin alınarak arazinin bize teslimi, buradan alınan hafriyatların da tarafımıza ödenmesi için çalışacağız” dedi.
Davada bilirkişi olan Hasan Kural ise davalık olan yerin tapusunun olduğunu ama yaşanan iptal sonrası yerin ormana kaldığını söyledi. Taş ocağı olarak kullanılarak yeşil alanın büyük bir bölümünün yok olduğunu belirten Kural, “Buranın öncesinde ormanı da vardı, bahçesinde vardı, burada hayvancılık yaparlardı. Karayolları buradan malzeme alarak dağın yarısını aşağı indirdi. Belediye’de şu an çöp atıyor” ifadelerini kullandı.
Davanın koordinatörlüğünü yapan Mustafa Muhsinoğlu ise yaptığı açıklamada "1958 yılında açılana davanın 1970 yılına gelindiğinde dönemin hakiminin rıza-i taksimle yeri 4 kişiye vermek istiyor. Bir ailenin itirazı ile hakim Orman Bakanlığına bölgede bir orman olup olmadığı soruyor, bakanlık cevaben bölgede orman olmadığını bildiriyor. Hakim bu sefer bakanlıktan burada orman haritası olup olmadığını soruyor ve bakanlık yine burada orman haritası olmadığını söylüyor ve üçüncü kez de hakim bakanlığa ‘burada bir bölge var gelip bakın orman mı? Değil mi diye’ bunun üzerine bakanlık buraya gelerek 1978 yılında davaya müdahil oluyor. Bizim buradaki nihai hedefimiz çöp alanını buradan kaldırmak, atıkları buradan kaldırmak. Mağdur olan vatandaşların istedikleri kendi dede toprakları olan yerlerin kendilerine verilmesi” şeklinde konuştu.