İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolarının Aralık (2005) ayı biletleri 21 Kasım Pazartesi saat:9:00’da satışa sunuluyor. İşte Aralık ayının programı..
Abone olİ.B.B. Şehir Tiyatroları’nda Müzikal oyun biletleri 6.5 YTL (indirimli 5.5 YTL), normal oyunlar 5.5 YTL (indirimli 4.5 YTL) ve çocuk oyunları 2 YTL. Tüm oyun biletleri Şehir Tiyatroları sitesinden de temin edilebilir. www.ibb.gov.tr/sehirtiyatrolari HARBİYE MUHSİN ERTUĞRUL SAHNESİ: (212. 240 77 20) SAVAŞ VE KADIN: Matei Visniec’in yazıp, Orhan Alkaya’nın yönettiği oyunumuz; Savaş ve Kadın, istisnasız bütün savaşçıların saldırısına uğrayan kadın kimliğini ve savaş alanı olarak kullanılan kadın cinselliğini savunuyor. Kendi dışlarında oluşmuş bir şiddetle farklı dozlara maruz kalmış iki kadın, Boşnak bir savaş mağduru ile , savaş kışkırtıcısı zengin Kuzey'in karşı vicdanını temsil eden Amerikalı doktor, lirizmle akıldışı şiddet arasında salınan bir uzamda cehennemden çıkış yollarını arıyor. 30 Kasım-04 Aralık tarihleri arasında seyirciyle buluşacak. ÇALIKUŞU: Reşat Nuri Güntekin’in yazıp, Engin Gürmen’in yönettiği oyunumuz; küçük yaşlarda anne ve babasını yitirdikten sonra teyzesinin yanında kalan Feride yatılı olarak bir Fransız okuluna verilir. Gittikçe serpilip güzelleşen Feride’ye teyzesinin oğlu Kamuran aşık olur. Teyzesinin onayını aldıktan bir süre sonrada bu hayat dolu kızla nişanlanır. Bu sıralarda Kamuran’ın bir ihbar sonucu Münevver adlı hasta bir kızla ilişkisi olduğu ortaya çıkar. tüm dünyası yıkılan Feride evden kaçar. Yaşlı süt annesinin yanına sığınan genç kız başvurusu sonucu ögretmen olur. Aşırı ve gösterişli güzelliği başına dertler açan Feride, sık sık tayini cıkıp yer değiştirmektedir. Son tayinlerinden birinde, yaşlı bir bekar olan Hayrullah Bey’le tanışır. Sevimli bir kişiliğe sahip Hayrullah bey, Feride’yi kızı gibi sevmesine karşın, bazı söylentiler nedeniyle güç durumda kalırlar ve çevrelerindeki dedikoduları önlemek amacıyla evlenirler. Gerçekte ilişkileri bir baba-kız beraberliğinin ötesine geçmez. Ancak dedikodu çıkınca, evlenmek zorunda kalırlar. Bir gün Hayrullah Bey, Feride’nin tuttuğu günlükleri ele geçirince onun Kamuran’ı hala sevdiğini öğrenir. 07-11 Aralık tarihleri arasında seyirciyle buluşacak. BABA: A.Strindberg’in yazıp Deniz Hellberg’in yönettiği oyunumuz; kendini bilime veren yüzbaşı Adolf mutsuz bir aile hayatı sürmektedir. Artık yetişkin olan kızının şehirde okumasını ister. Ama karısı Laura buna karşı çıkar. Çocuk üzerinde kimin ne derece hakkı vardır? Münakaşa başlar: Kadın-erkek ve ana-baba-çocuk ilişkileri hakkında farklı görüşleri vardır. Laura kocasını saf dışı bırakmaya karar verir. Bunun için adamın aklî dengesi ile oynamayı bile meşru bir taktik sayar. Ve onu en hassas yerinden vurur: “Acaba kızımın babası sen misin?” İsveç’in dünyaya armağan ettiği büyük yazar Strindberg’in bir klasiği. 14-18 Aralık tarihleri arasında seyirciyle buluşacak. KANTOCU (M.O): Haldun Dormen’in yazıp yönettiği oyunumuz , 1923 yılında saltanatın son günlerinde geçer. Verjin Bursa’da bir çadır tiyatrosunda çalışan ve büyük beğeni toplayan bir kantocudur. Günlerden birgün İstanbul’da tiyatrosu olan ünlü komik-i şehir Kenan Efendi’den İstanbul’a gelip tiyatrosuna katılması için bir öneri alır.... İstanbul’a gitmekten korkmasına rağmen öneriyi kabul eder Orada kendini Ankara’lı bir zahireci olarak tanıtan Cemil’le tanışır. İki genç arasında bir ilişki başlar. İkinci perde Cumhuriyet’in ilanından birkaç ay sonra başlar. Verjin, bir çete savaşında ölen Cemil’in yasını tutmaktadır. Bir gün Kenan Efendi onu ziyarete gelir yeni operetinde bir rol teklif eder. Verjin bu öneriyi kabul eder ve Direklerarasının renkli dünyasına yeniden katılır. Gelişen olaylar renkli bir gösteriyle sonuçlanır.... 21-25 Aralık tarihleri arasında seyirciyle buluşacak. BAĞDAT HATUN: Güngör Dilmen’in yazıp, Burçin Oraloğlu’nun yönettiği oyun ; İlhanlı ecesi Bağdat Hatun’un iktidar tutkusu uğruna en yakınlarını bile yok etmeyi göze aldığı öyküsünde yasaları kendi çıkarları doğrultusunda uygulayan kendilerine sınırsız özgürlük tanırken halkı olabildiğince ezen egemen sınıfın, içyüzü anlatılır. 28-31 Aralık tarihleri arasında seyirciyle buluşacak. ÇEVRECİ PRENS(Ç.O): Fikret Yayan’ın yazıp, Can Doğan’ın yönettiği oyunumuz; Metal Ülkesinin Prensi bencil, kaba ve çevreye zarar veren bir gençtir. Kral , kraliçe ve öğretmenleri bu durum karşısında çaresizdir. Bir gün Yaprak Ülkesinin kralı, kraliçesi ve prensesi metal ülkesine ziyarete gelirler.Bu ziyaret prensin durumunu iyice ortaya çıkarır. Prensesin önerisiyle prense bir oyun oynamaya karar verirler... Aralık ayı içerinde her Cumartesi-Pazar saat:11:00’de seyirciyle buluşacak. FATİH REŞAT NURİ SAHNESİ: (212. 526 53 80) KANLI NİGAR(M.O): Sadık Şendil’in yazıp, Engin Gürmen’in yönettiği oyunumuz; erkeklerden çok çekmiş olan Nigar intikam almaya karar verir:Karşısına çıkan adamlara çeşitli tuzaklar kurar. Onları zor durumlara sokarak eğlenir. İki kızıyla konağa taşınır. Konak sahibi ve mahalleliyle komik olaylara tanık oluruz. Nigar “ Kadının fendi erkeği yendi!” sözünü haklı çıkarır. Bir Karagöz oyunu olan Kanlı Nigar’ın modern sahne uyarlaması. 30 Kasım-04 Aralık ve 28-31 Aralık tarihleri arasında seyirciyle buluşacak BEN ANADOLU: Güngör Dilmen’in yazdığı Engin Alkan’ın yönettiği oyunumuz, Anadolu’nun kadın yüzünü sahneye taşırken, geçmişten bugüne ismi anılan bütün “ana”ların hikayesini anlatıyor. 07-11 Aralık tarihleri arasında seyirciyle buluşacak FERHAD İLE ŞİRİN: Nazım Hikmet’in yazıp, Ragıp Yavuz’un yönettiği oyunumuz ;Şirin’e duyduğu aşkla Demirdağ’ı delmeyi göze alan Ferhad’ın öyküsü çerçevesinde , topluma duyulan sevgi ve hizmetin mutluluğu uğruna kişisel mutluluğun feda edileceğini anlatan, doğu’nun bakir dipsizliğinden süzlüp gelen bir aşk masalı 14-18 Aralık tarihleri arasında seyirciyle buluşacak KİM KİMİ KİMLE: Alan Aycbourn ‘ın yazıp, Nedret Denizhan’ın yönettiği oyunumuz ; Aynı iş yerinde çalışan farklı hayat görüşüne sahip, aile içi ilişkileri ve ekonomik durumları birbirinden ayrı üç çiftin iki perdelik yanlış anlamalar üzerine kurulu bir durum komedisidir. Alan AYCKBOURN’ün iki ayrı zamanı ve mekanı bir arada gösteren keskin zekanın bir ürünü olan bu oyun, teknik anlamda da bir şovu oluşturmaktadır. 21-25 Aralık tarihleri arasında seyirciyle buluşacak. BREMEN MIZIKACILARI(Ç.O): Grimm Kardeşlerin yazıp, Burteçin Zoga’nın yönettiği oyunumuz; Günün birinde eşeğin biri sahibinin ona yaptığı kötülüklerden sonra, artık bu eziyete katlanamayacağını anlar ve özgür olmaya karar verir. Eşek olmasına eşektir, ama onun da hakları vardır. Sahibi Küpkulak da doğrusu hiç bilmemiştir kıymetini. Çektirmiştir eşeğe her türlü eziyeti, zahmeti. Bir gün sahibinden kurtulmak için düşer yollara… Eşeğimiz “Çatalses” Bremen şehrine gidip şarkı söyleyip hayatını özgürce geçirmeye karar verir. Tam Bremen’e doğru yola çıkacaktır ki bir de ne görsün… Komşu çiftliklerden Köpek, Kedi ve Horoz da artık sahiplerinin eziyetlerinden bıkmış, sıcacık evlerini bırakıp yollara düşmüşlerdir. Dört kafadar artık yaşlanmış ve yorulmuşlardır. Eskisi gibi güçlü değillerdir. Ama acımasız sahipleri hem aç bırakmış hem de sokağa atmışlardır. Sonunda hiçbiri bu işkenceye dayanamamış, hepsi bir olup Bremen’de şarkı söyleyerek özgürlük haklarını, emeklilik haklarını arayacaklardır. Aralık ayı içerinde her Cumartesi-Pazar saat:11:00’de seyirciyle buluşacak. ÜSKÜDAR MUSAHİPZADE CELAL SAHNESİ: (216.553 03 97) İHTİRAS TRAMVAYI: Tennessee WILLIAMS yazıp, Engin Uludağ’ın yönettiği oyun; kadın-erkek ilişkilerindeki çarpıklıkları etik anlayışına ters düşen bir yaşam felsefesini sorgulamaktadır. Ünlü yazar Tenesse Williams’ın İhtiras Tramvayı adlı oyunun kahramanı Blanche DuBois Güneyde oldukça itibarlı bir aileye mensup genç bir kadındı. Geçmişle bağlarını koparamayan bu yüzden de gerçekle düş dünyası arasında yaşayan Blanche New Orleans’ta yaşayan kız kardeşi Stella’nın yanına bir sığınak bulma umuduyla gider. Tek arzusu her şeyi geride bırakıp kendine yeni bir yaşam kurmaktır. Ancak kız kardeşinin ve kocası Stanley’in yaşam biçimlerini aşağılayan tavırları ilkel ve düşüncesiz bir adam olan Stanley’in tüm öfkesini üzerine çekmesine neden olur. Yaşam arzuları ve yaşam gerçeği birbirine karışan Blanche’ın kişiliği dağılır ve karanlık bir sona doğru gider. 30 Kasım-04 Aralık ve 28-31 Aralık tarihleri arasında seyirciyle buluşacak SAVAŞ VE KADIN: Matei Visniec’in yazıp, Orhan Alkaya’nın yönettiği oyunumuz; Savaş ve Kadın, istisnasız bütün savaşçıların saldırısına uğrayan kadın kimliğini ve savaş alanı olarak kullanılan kadın cinselliğini savunuyor. Kendi dışlarında oluşmuş bir şiddetle farklı dozlara maruz kalmış iki kadın, Boşnak bir savaş mağduru ile , savaş kışkırtıcısı zengin Kuzey'in karşı vicdanını temsil eden Amerikalı doktor, lirizmle akıldışı şiddet arasında salınan bir uzamda cehennemden çıkış yollarını arıyor. 07-11 Aralık tarihleri arasında seyirciyle buluşacak GAYRİ RESMİ HURREM: Özen Yula’nın yazdığı ve Ayşenil Şamlıoğlu’nun yönettiği oyunumuz, çevirdiği entrikalar ve hırsıyla Osmanlı siyasetinde etkili olan “ Hürrem Sultan”ı, tarihsel doğruluğun ötesinde hayal gücü ve farklı bir bakış açısıyla sahneye taşıyor. 14-18 Aralık tarihleri arasında seyirciyle buluşacak FERHAD İLE ŞİRİN: Nazım Hikmet’in yazıp, Ragıp Yavuz’un yönettiği oyunumuz ;Şirin’e duyduğu aşkla Demirdağ’ı delmeyi göze alan Ferhad’ın öyküsü çerçevesinde , topluma duyulan sevgi ve hizmetin mutluluğu uğruna kişisel mutluluğun feda edileceğini anlatan, doğu’nun bakir dipsizliğinden süzlüp gelen bir aşk masalı 21-25 Aralık tarihleri arasında seyirciyle buluşacak. HADİ ÖLDÜRSENE CANİKOM: Aziz Nesin’in yazdığı Orhan Alkaya’nın sahneye taşıdığı oyunumuz, kendi yalnızlıklarını yaşayan iki yaşlı kadının, bir havagazı memurunu bekleyişlerinin komik öyküsünü sahneye taşıyor. 28-31 Aralık tarihleri arasında seyirciyle buluşacak. KEDİ İLE PALYAÇO(Ç.O): Erhan Özçelik yazıp, Hikmet Körmükçü’nün yönettiği oyunumuz;Her canlının kendine özgü bir dili vardır. Havlıyarak,mırıldayarak, kişneyerek, meliyerek ... Mutlaka ama mutlaka bişeyler söyler kendi dilinde....! İnsan gibi sözlerle ifade edebilselerdi kimbilir neler söylerlerdi. Hikayemiz terk edilmiş bir kedi ile palyaçonun birbirlerini ararken başlarından geçen olayları anlatıyor.... Aralık ayı içerinde her Cumartesi-Pazar saat:11:00’de seyirciyle buluşacak KADIKÖY HALDUN TANER SAHNESİ: (216.349 04 63) FERHAD İLE ŞİRİN: Nazım Hikmet’in yazıp, Ragıp Yavuz’un yönettiği oyunumuz ;Şirin’e duyduğu aşkla Demirdağ’ı delmeyi göze alan Ferhad’ın öyküsü çerçevesinde , topluma duyulan sevgi ve hizmetin mutluluğu uğruna kişisel mutluluğun feda edileceğini anlatan, doğu’nun bakir dipsizliğinden süzlüp gelen bir aşk masalı 01-04 Aralık tarihleri arasında seyirciyle buluşacak HADİ ÖLDÜRSENE CANİKOM: Reşat Nuri Güntekin’in sosyal ve toplumsal gelişime ayak uyduramayan orta sınıf memur ailesinin dramını anlattığı Yaprak Dökümü Nedret Denizhan yönetti. Oyunumuz, namusunu kaybetmemek uğruna çocuklarını kaybeten Ali Rıza Bey’in öyküsünü sahneye taşıyor. 05-07 Aralık tarihleri arasında seyirciyle buluşacak. DANTON’UN ÖLÜMÜ: George Büchner’in yazdığı yazdığı Roberto Ciulli’nin yönettiği oyunumuz, 1789 Fransız Devrimi; “Özgürlük, kardeşlik , eşitlik “ belgisini konu alıyor. 08-11 Aralık tarihleri arasında seyirciyle buluşacak. DOSYA: Tuncer Cücenoğlu’nun yazıp, Erhan Yazıcıoğlu’nun yönettiği oyunumuz ; Bir devlet memuru hazırladığı dosya ile büyük bir yolsuzluğu ortaya çıkartmış olmanın mutluluğu içindedir. 22 yıllık memuriyetinin mutlu aile yaşantısının dostluklarının nasıl bir tehditle karşı karşıya olduğunun farkında değildir. 80 yıllardaki yolsuzluk olaylarının ele alındığı bugün ile çok örtüşen ve bir ailenin çöküşünü anlatan trajik bir oyun 12-14 Aralık tarihleri arasında seyirciyle buluşacak KANLI NİGAR(M.O): Sadık Şendil’in yazıp, Engin Gürmen’in yönettiği oyunumuz; erkeklerden çok çekmiş olan Nigar intikam almaya karar verir:Karşısına çıkan adamlara çeşitli tuzaklar kurar. Onları zor durumlara sokarak eğlenir. İki kızıyla konağa taşınır. Konak sahibi ve mahalleliyle komik olaylara tanık oluruz. Nigar “ Kadının fendi erkeği yendi!” sözünü haklı çıkarır. Bir Karagöz oyunu olan Kanlı Nigar’ın modern sahne uyarlaması. 15-18 Aralık tarihleri arasında seyirciyle buluşacak AY! UYUYOR MUYDUN AFEDERSİN?: Jane Birkin’in yazıp, Serap Babür’ğn dilimize çevirdiği, Zuhal Ergen’in yönettiği Ay! Uyuyor muydun Afedersin sorusuyla başlayıp bütün gece devam eden ve bir birlikteliğin sorgulaması olan oyunun iki kahramanı var Kadın ve Erkek... Bir birliktelik, bu birliktelikte yaşanan uzun süreç, onun hesaplaşması, tükenmişlik, zaman aşımı, ilgi istemede ısrarcı olma, ama gereken ilgiyi göstermeme, bencilce hep isteme... hep isteme... hep isteme ve “ Sevişmek ile Ölmek” arasında gidip gelme... 19-21 Aralık tarihleri arasında seyirciyle buluşacak İHTİRAS TRAMVAYI: Tennessee WILLIAMS yazıp, Engin Uludağ’ın yönettiği oyun; kadın-erkek ilişkilerindeki çarpıklıkları etik anlayışına ters düşen bir yaşam felsefesini sorgulamaktadır. Ünlü yazar Tenesse Williams’ın İhtiras Tramvayı adlı oyunun kahramanı Blanche DuBois Güneyde oldukça itibarlı bir aileye mensup genç bir kadındı. Geçmişle bağlarını koparamayan bu yüzden de gerçekle düş dünyası arasında yaşayan Blanche New Orleans’ta yaşayan kız kardeşi Stella’nın yanına bir sığınak bulma umuduyla gider. Tek arzusu her şeyi geride bırakıp kendine yeni bir yaşam kurmaktır. Ancak kız kardeşinin ve kocası Stanley’in yaşam biçimlerini aşağılayan tavırları ilkel ve düşüncesiz bir adam olan Stanley’in tüm öfkesini üzerine çekmesine neden olur. Yaşam arzuları ve yaşam gerçeği birbirine karışan Blanche’ın kişiliği dağılır ve karanlık bir sona doğru gider. 22-25 Aralık tarihleri arasında seyirciyle buluşacak SAVAŞ VE KADIN: Matei Visniec’in yazıp, Orhan Alkaya’nın yönettiği oyunumuz; Savaş ve Kadın, istisnasız bütün savaşçıların saldırısına uğrayan kadın kimliğini ve savaş alanı olarak kullanılan kadın cinselliğini savunuyor. Kendi dışlarında oluşmuş bir şiddetle farklı dozlara maruz kalmış iki kadın, Boşnak bir savaş mağduru ile , savaş kışkırtıcısı zengin Kuzey'in karşı vicdanını temsil eden Amerikalı doktor, lirizmle akıldışı şiddet arasında salınan bir uzamda cehennemden çıkış yollarını arıyor. 26-28 Aralık tarihleri arasında seyirciyle buluşacak BABA: A.Strindberg’in yazıp Deniz Hellberg’in yönettiği oyunumuz; kendini bilime veren yüzbaşı Adolf mutsuz bir aile hayatı sürmektedir. Artık yetişkin olan kızının şehirde okumasını ister. Ama karısı Laura buna karşı çıkar. Çocuk üzerinde kimin ne derece hakkı vardır? Münakaşa başlar: Kadın-erkek ve ana-baba-çocuk ilişkileri hakkında farklı görüşleri vardır. Laura kocasını saf dışı bırakmaya karar verir. Bunun için adamın aklî dengesi ile oynamayı bile meşru bir taktik sayar. Ve onu en hassas yerinden vurur: “Acaba kızımın babası sen misin?” İsveç’in dünyaya armağan ettiği büyük yazar Strindberg’in bir klasiği 28-31 Aralık tarihleri arasında seyirciyle buluşacak KÜÇÜK NASREDDİN(Ç.O): Serpil Akıllıoğlu’nun yazıp, Mustafa Arslan’ın yönettiği “Nasreddin Hoca çocukken nasıldı acaba? Ortaoyunu kahramanları Kavuklu ve Pişekar ile başlayan oyun Küçük Nasreddin’in maceraları ile gelişiyor: Sıpanın satılmasına engel olma çabası, gölü yoğurda çevirip satma arzusu, İmparator Timur ile renkli görüşmesi ve Altın Top için yarışmaya katılması bu maceralar arasında.” Aralık ayı içerinde her Cumartesi-Pazar saat:11:00’de seyirciyle buluşacak GAZİOSMANPAŞA SAHNESİ: (212.578 60 67) KİM KİMİ KİMLE: Alan Aycbourn ‘ın yazıp, Nedret Denizhan’ın yönettiği oyunumuz ; Aynı iş yerinde çalışan farklı hayat görüşüne sahip, aile içi ilişkileri ve ekonomik durumları birbirinden ayrı üç çiftin iki perdelik yanlış anlamalar üzerine kurulu bir durum komedisidir. Alan AYCKBOURN’ün iki ayrı zamanı ve mekanı bir arada gösteren keskin zekanın bir ürünü olan bu oyun, teknik anlamda da bir şovu oluşturmaktadır. 30 Kasım-04 Aralık ve 07-11 Aralık tarihleri arasında seyirciyle buluşacak CAN ATEŞİNDE KANATLAR: Turgay Nar’ın yazdığı S. Bora Seçkin’in yönettiği oyunumuz, Mevlana’nın Şems-i Tebrizi’yi arama serüvenini sahneye taşıyor 14-18 Aralık tarihleri arasında seyirciyle buluşacak SAVAŞ VE KADIN:Matei Visniec’in yazıp, Orhan Alkaya’nın yönettiği oyunumuz; Savaş ve Kadın, istisnasız bütün savaşçıların saldırısına uğrayan kadın kimliğini ve savaş alanı olarak kullanılan kadın cinselliğini savunuyor. Kendi dışlarında oluşmuş bir şiddetle farklı dozlara maruz kalmış iki kadın, Boşnak bir savaş mağduru ile , savaş kışkırtıcısı zengin Kuzey'in karşı vicdanını temsil eden Amerikalı doktor, lirizmle akıldışı şiddet arasında salınan bir uzamda cehennemden çıkış yollarını arıyor. 21-25 Aralık tarihleri arasında seyirciyle buluşacak FERHAD İLE ŞİRİN: Nazım Hikmet’in yazıp, Ragıp Yavuz’un yönettiği oyunumuz ;Şirin’e duyduğu aşkla Demirdağ’ı delmeyi göze alan Ferhad’ın öyküsü çerçevesinde , topluma duyulan sevgi ve hizmetin mutluluğu uğruna kişisel mutluluğun feda edileceğini anlatan, doğu’nun bakir dipsizliğinden süzlüp gelen bir aşk masalı 28 Aralıkta seyirciyle buluşacak LAY LAY LOM(Ç.O): Sevgi Sakarya Cengiz’in yazıp, Eftal Gülbudak’ın yönettiği oyunumuz, notaların portedeki kavgası maestro’nun bestesine yansır ve maestro bestesini bir türlü yapamaz. Anlaşmazlıklar sona erip notalar sevginin gücüyle bir araya geldiklerinde beste de ortaya çıkar. Ama hırsızlar da türlü oyunlarla kapıda beklemektedir. Aralık ayı içerinde her Cumartesi-Pazar saat:11:00’de seyirciyle buluşacak ÜMRANİYE SAHNESİ: (216. 634 26 70) KANTOCU(M.O): Haldun Dormen’in yazıp yönettiği oyunumuz , 1923 yılında saltanatın son günlerinde geçer. Verjin Bursa’da bir çadır tiyatrosunda çalışan ve büyük beğeni toplayan bir kantocudur. Günlerden birgün İstanbul’da tiyatrosu olan ünlü komik-i şehir Kenan Efendi’den İstanbul’a gelip tiyatrosuna katılması için bir öneri alır.... İstanbul’a gitmekten korkmasına rağmen öneriyi kabul eder Orada kendini Ankara’lı bir zahireci olarak tanıtan Cemil’le tanışır. İki genç arasında bir ilişki başlar. İkinci perde Cumhuriyet’in ilanından birkaç ay sonra başlar. Verjin, bir çete savaşında ölen Cemil’in yasını tutmaktadır. Bir gün Kenan Efendi onu ziyarete gelir yeni operetinde bir rol teklif eder. Verjin bu öneriyi kabul eder ve Direklerarasının renkli dünyasına yeniden katılır. Gelişen olaylar renkli bir gösteriyle sonuçlanır.... 30 Kasım-04 Aralık ve 28-31 Aralık tarihleri arasında seyirciyle buluşacak BABA: A.Strindberg’in yazıp Deniz Hellberg’in yönettiği oyunumuz; kendini bilime veren yüzbaşı Adolf mutsuz bir aile hayatı sürmektedir. Artık yetişkin olan kızının şehirde okumasını ister. Ama karısı Laura buna karşı çıkar. Çocuk üzerinde kimin ne derece hakkı vardır? Münakaşa başlar: Kadın-erkek ve ana-baba-çocuk ilişkileri hakkında farklı görüşleri vardır. Laura kocasını saf dışı bırakmaya karar verir. Bunun için adamın aklî dengesi ile oynamayı bile meşru bir taktik sayar. Ve onu en hassas yerinden vurur: “Acaba kızımın babası sen misin?” İsveç’in dünyaya armağan ettiği büyük yazar Strindberg’in bir klasiği 07-11 Aralık tarihleri arasında seyirciyle buluşacak YAPRAK DÖKÜMÜ: Reşat Nuri Güntekin’in yazdığı, Nedret Denizhan’ın yönettiği oyunumuz ;Orta sınıf bir memur ailesinin, değişen ekonomik ve toplumsal koşullar karşısında dağılıp, parçalanmasını anlatan oyun, paranın insani ve ahlaki değerlerde yarattığı düşkünlüğü dile getiriyor.Yeni yaşam koşullarına ayak uyduramayan ve olan- biteni yadırgayan ebeveyinlerin, önemsedikleri “ aile kurumu” nun yeni yaşam koşullarına geçişte bozulması karşısında aciz kalışlarını ele alıyor. 14-18 Aralık tarihleri arasında seyirciyle buluşacak DOSYA: Tuncer Cücenoğlu’nun yazıp, Erhan Yazıcıoğlu’nun yönettiği oyunumuz ; Bir devlet memuru hazırladığı dosya ile büyük bir yolsuzluğu ortaya çıkartmış olmanın mutluluğu içindedir. 22 yıllık memuriyetinin mutlu aile yaşantısının dostluklarının nasıl bir tehditle karşı karşıya olduğunun farkında değildir. 80 yıllardaki yolsuzluk olaylarının ele alındığı bugün ile çok örtüşen ve bir ailenin çöküşünü anlatan trajik bir oyun 21-25 Aralık tarihleri arasında seyirciyle buluşacak KELOĞLAN(Ç.O): Işıl Özgentürk’ün yazıp, Şevket Avşar’ın yönettiği oyun; yüzyıllardır anlatılan, nesillerden nesillere aktarılarak günümüze kadar gelen bir masal kahramanımız. Tembelliği her seferinde başına iş açsa da o, çocuksu saflığı, pratik zekası, yapıcı karakteriyle sonunda mutlaka doğruya ulaşır. Küçük seyirciler oyunda bir yandan bu sevimli masal kahramanını maceralarını izlerken diğer yandan artık unutulmaya yüz tutmuş Karagöz, Ortaoyunu gibi geleneksel tiyatromuzun türleri arasında keyifli bir yolculuğa çıkarılıyor.”