Beş bin kişinin hayatına mal olan şiddet olaylarına son verilmesi ve siyasi diyalog sağlanması amacıyla görevlendirilen Arap Birliği gözlemcilerinin ilk bölümü bugün Suriye'de olacak.
Abone olSuriye'de muhalif eylemler sırasında en az beş bin kişinin ölümüne yol açan şiddetin son bulması için görev yapacak Arap Birliği gözlemcilerinin ilk bölümü bugün yola çıkıyor.
Öncü grubu oluşturan gözlemciler, bazı basın mensupları eşliğinde Suriye'ye gidecek ve heyetin geri kalanının gelişi için gerekli hazırlıkları yapacak.
Ay sonuna dek ülkedeki gözlemci sayısının 150'ye yükselmesi hedefleniyor. 10 kadar noktadan faaliyet göstermesi beklenen gözlemci sayısının Ocak ayı ortasında bir kaç yüzü bulacağı tahmin ediliyor.
Gözlemcilerin görev süresi ilk aşamada bir ay olarak belirlendi; bu süre her iki taraf da uygun görürse uzatılacak.
Gözlemcilerin girişine hafta başında onay veren Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, gözlemcilere hareket serbestisi tanınacağını ve hükümet güçlerince korunacaklarını belirtti.
Gözlemciler Suriye'nin muhalif eylemleri bastırmakta kullanılan tank ve askerlerin sokaklardan çekilmesi, siyasi tutukluların salıverilmesi ve muhalefetle diyalog kanallarının açılması sözlerini tutup tutmadığını inceleyecek.
Ancak gözlemcilerin ülkeye gidişi için hazırlıkların yapıldığı son iki günde, 200'den fazla kişinin daha öldüğü haber veriliyor.
Bu da, Beşar Esad yönetiminin sözlerinde ne kadar samimi olduğunun sorgulanmasına yol açıyor. Esad yönetimi gözlemcilerin ülkeye girişine izin vermeden önce de haftalarca ayak sürümüştü.
Ülkedeki şiddet olayları Mart ayından bu yana devam ediyor.
Şam yönetimi silahlı terör örgütlerine karşı asayişi sağlama mücadelesi verdiğini savunuyor.
Güvenli bölge çağrısı
Çeşitli muhalif grupları bünyesinde toplayan başlıca örgütlenme olan Suriye Ulusal Konseyi (SNC), bu hafta şiddetin özellikle Türkiye sınırı yakınındaki İdlib çevresinde odaklandığını ve burada en az 250 kişinin öldüğünü öne sürüyor.
Bunların büyük bölümünün Cebel ez-Zaviye'de ordudan ayrılıp saf değiştiren askerler olduğu kaydediliyor.
Örgüt, BM Güvenlik Konseyi ve Arap Birliği'ne Suriye halkını koruma ve Bosna'da yapıldığı gibi 'güvenli bölgeler oluşturma' çağrısı yaptı.
Bazı gözlemciler Esad yönetimi Arap Birliği planını uygular ve askerleri sokaklardan çekerse, iktidara tutunamayacağını savunuyor.
Son dönemde Özgür Suriye Ordusu gibi gruplar, saf değiştiren askerlerin de desteği ile orduya karşı silahlı mücadeleye hız verdi.
ABD'den tepki
ABD yönetimi ise Suriye yönetimi aleyinde şimdiye kadarki en sert açıklamalarından birini yaparak, Cumhurbaşkanı Beşar Esad'ın inanılırlığını ve meşruiyetini bütünüyle kaybettiğini duyurdu.
Beyaz Saray sözcüsü, sivillerin ve ordudan kaçanların ayrım gözetilmeksizin öldürüldüğü yolunda 'güvenilir' haberler aldıklarını ve bunlardan derin kaygı duyduğunu belirtti. Sözcü Beşar Esad'a iktidardan ayrılma çağrısını yineledi.
Rusya da ülkedeki şiddetin kınanması yönünde hazırladığı BM karar tasarısı üzerindeki çalışmalara hız verme çağrıları ile karşı karşıya.
Şam'ın geleneksel müttefiklerinden Moskova yönetimi, geçen hafta Güvenlik Konseyi'ne bir taslak sunmuştu, ancak tasarının oya sunulması için fazla bir ilerleme kaydedilmedi.
Rusya, Ekim ayında Çin ile birlikte, şiddet devam ederse yaptırım tehdidinde bulunan bir karar tasarısını veto etmişti.
Şimdi hazırlanan tasarı ise tarafları kınıyor fakat yaptırım öngörmüyor; batılı ülkeler bu nedenle sıkılaştırılmasını istiyor.
Almanya'nın BM daimi temsilcisi Peter Wittig, "Durum ciddi ve Konsey'in kaybedecek zamanı yok" diyerek, Rusya'ya müzakerelere hız verme çağrısında bulundu.
Fransa Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Bernard Valero, "Salı günü Suriye'de beklenmedik boyutlarda katliam yaşandı. BM Güvenlik Konseyi'nin derhal bu baskıya son verilmesi yolunda sert bir karar alması gerekiyor." dedi.
Suriye Ulusal Konseyi de BM Güvenlik Konseyi ile Arap Birliği'ne nda bulundu.