BIST 9.390
DOLAR 34,46
EURO 36,34
ALTIN 2.869,24
HABER /  GÜNCEL

Arafatta nefisle hesaplaşma vakti

Hacı adaylara vakfe için Arafat'a toplandı.. Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, adaylara seslendi.

Abone ol

Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, vakfe için Arafat'ta toplanan Türk hacı adaylarına yaptığı konuşmada, ''Arafat'ta Rabbimizle baş başayız, artık dünyevi kaygılarımız geride kaldı, nefsimizle hesaplaşmaktayız'' dedi.

Bardakoğlu, Türk hacı adaylarına seslenirken, haccın en önemli rüknünü yerine getirmek üzere, sayısız peygamberin, Hz. Muhammed'in ve sahabenin hatırasıyla dolu mübarek bir yerde bulunduklarını belirtti.

''Gönül dünyamızı kuşatan, bize dünya hayatındaki varlığımızın sebep ve gayesini hatırlatan bu müstesna mekanda Allah'ın selamı ve rahmeti hepimizin üzerine olsun'' diyen Bardakoğlu, Arafat'ın, her türlü günahtan, göz boyayan bütün dünyevi ihtiraslardan kurtularak, yaratılış gayesinin ne olduğunun bir kez daha farkına varıldığı yer olduğunu dile getirdi. Bardakoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Burada Allah'ın mağfiret ve lutfunun insanlığa inişi vardır, ruhların, günahların verdiği ağırlıklardan sıyrılarak Yüce Yaratana yükselişi vardır. Burası daha ölmeden, 'ölümün ne olduğunun' idrakine varıldığı yerdir. Burası kulun Allah'a itaatini ve bağlılığını, bedeninin her hücresine varıncaya kadar hissettiği manevi bir üstür. Arafat'ta her hac mevsimi adeta bir mahşer kurulur ve burası insanların, ihramları içinde, sanki kefenleriyle, kabirlerinden kalkmış gibi Allah'ın huzurunda kıyam durdukları toplanma yeri olur.''

''AMEL DEFTERİMİZ, İHRAMLARIMIZ KADAR BEYAZ OLSUN''

Arafat'ta, hak ile batılın birbirinden ayrıldığına, zulüm ve haksızlığın ayaklar altına alındığına, insanlığın Allah'a olan imanının en yüksek sesle dile getirildiğine işaret eden Bardakoğlu, Arafat'ın bencillikleri yok ettiğini, sabrın, şükrün ve tevekkülün ne olduğunu öğrettiğini söyledi. Arafat'ın bir diriliş ve uyanış olduğunu vurgulayan Bardakoğlu, şöyle konuştu:

''Arafat'ta Rabbimizle baş başayız, artık dünyevi kaygılarımız geride kaldı, nefsimizle hesaplaşmaktayız. Kalbimizi her türlü kin, nefret ve kötü düşünceden temizleyerek ve şeytanın ve nefsimizin kalbimize verdiği ağırlıklardan kurtularak ihramlarımıza büründük. Arafat'ta amel defterimizin, ihramlarımız kadar bembeyaz olmasını, kalplerimizin karanlık perdelerinden sıyrılarak Allah'ın nuru ile aydınlanmasını istiyoruz.

Yaratılış gayesine uygun olarak insanlığın, gönlünü insaf, adalet, merhamet ve şefkate olabildiğince açmasını diliyoruz. Rahmetiyle tüm insanlığı ve mahlukatı çepeçevre kuşatan Rabbimizin rahmet gölgesi üzerimizde olsun diyoruz ve bu duygularla Yüce Allah'a yakarıyoruz. Zulüm, haksızlık, merhametsizlik, yerini hak, adalet ve merhamete bıraksın diye, insanlığın kendi elleriyle sebep olduğu musibetler, sıkıntılar, savaşlar, afetler ve tüm acılarımız ilahi rahmet seliyle yıkansın diye buradayız.''

Irkı, dili, cinsiyeti ne olursa olsun bütün insanların birbirine eşit olduğunun ikrar ve ilan yerinin Arafat olduğunu belirten Bardakoğlu, Allah katında mal, mülk, makam, mevki, ırkın değil, insanlığın ve O'na duyulan sadakatin değerli olduğunun Arafat'ta bir kez daha derinden öğrenildiğini söyledi.

''DÜNYADA İKEN KIYAMETİ HATIRLATAN EN ÖNEMLİ SAHNE''

Arafat'ın, bizlere dünyada iken kıyameti hatırlatan en önemli sahne olduğuna işaret eden Bardakoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Değerli hacılar, Arafat tövbe ve istiğfar yeridir. Burada Allah'ı çokça anmalı, Rabbimizden af dilemeli, inananlar ve tüm insanlık için Allah'a dua etmeliyiz. İnsanlığın isyandan ve haddini aşmaktan, kör inattan, bağnazlık ve cehaletten kurtulması için Müslümanlar olarak ilmimizle, irfanımızla ve amelimizle gösterdiğimiz gayretleri şimdi dualarımızla perçinleme zamanıdır.

Beytullah'tan ayrılsak da vahyin indiği havanın rahmet esintisi daima bizimle olacak, Kabe'nin hayali her zaman yüreğimizde bulunacak... Kabe'yi gördüğümüzde gönül kırmayı, küs durmayı, maddenin esiri olmayı, bir daha dönmemek üzere terk ettik. Artık omuzlarımıza günah alamayız. Hacerü'l-Esved'e istilama kalkan ellerimiz, asla kötülüğe kalkamaz bundan sonra... Bu eller hep hakka yönelecek. Kabe'yi tavaf eden, Safa ve Merve arasından say eden ayaklar hep hakka, doğruya ve gerçeğe adım atacak. 'Lebbeyk' diyen dillerimiz artık haktan başkasını söylemeyecek. Kabe'de dualara ve zikirlere muhatap olmuş kulaklarımız haktan başkasını duymak istemeyecek.''

Haccı, yerine getirilip biten bir ibadet ve geride kalmış bir hatıra olarak görmemek gerektiğini vurgulayan Bardakoğlu, Haccın, müminin hayatında yeni ve tertemiz bir sayfa açan bir başlangıç olduğunu dile getirdi.

Hacdan döndükten sonra haccın mana ve bereketinin korunmasının önemine değinen Bardakoğlu, ''Kibir, gurur, zulüm, haksızlık, yalan, menfaatçilik, dedikodu, gıybet, haksızlık, hıyanet, ahde vefasızlık, aldatma gibi ne kadar şeytani vasıf ve davranışımız var ise bunların hepsini Mina'da attığımız taşlar ile şeytana iade etmeli ve rahmet istemeye geldiğimiz bu mübarek yerlerden rahmet yüklenerek dönmeliyiz'' diye konuştu.

''HAYATIMIZDA YENİ BİR SAYFA...''

Haccın yeni bir hayatın başlangıcı, Arafat'ın ise bütün hata ve günaha sırt çevirme ahdi olmasını'' dileyen Bardakoğlu, hacılardan hayatlarının geri kalanını Allah'ın razı olacağı şekilde geçirmelerini, hayatlarında yeni bir sayfa açmalarını istedi.

''Rabbimiz bizlere bu kutsal yolculuktan, kusursuz bir iman, tam bir teslimiyet ve bağlılık, ürperen bir kalp, zikreden bir lisan ve asla bozmayacağımız bir tövbe ile dönmeyi nasip eylesin'' diyen Bardakoğlu, kalplerin nifaktan, amellerin riyadan, dillerin yalandan, gözlerin hıyanetten arınmasını temenni etti. Bardakoğlu, şunları kaydetti:

''Hac görevimizi kusursuz olarak yapmayı, memleketimize hacc-ı mebrurla kabul edilmiş bir hacla dönmeyi ve hacı olarak kalmayı ve yaptığımız bu haccın ömrümüzün sonuna kadar bize arkadaş olmasını cümlemize nasip eylesin. Rabbimizden geçmişte işlediğimiz tüm günahlarımızı bağışlamasını, ömrümüzün geriye kalan kısmında da bizleri günah işlemekten muhafaza buyurmasını ve bizlere razı olacağı tertemiz işler yapmayı nasip eylemesini diliyoruz.''