Başbakan'ın Başmüşaviri Yalçın Akdoğan son kitabında çok ilginç olayları anlatıyor. İşte Arafat'ın cenazesinde yaşananlar.
Abone olBaşbakan Erdoğan'ın Başmüşaviri Yalçın Akdoğan, "17 Aralık 2004, AB zirvesi"nin üç aylık perde arkasını "Tarihe Düşülen Notlar" adıyla kitaplaştırdı. Kitap AB sürecini anlatıyor ama aynı tarihlerde yaşanan pek çok önemli olaya da değiniyor. Onlardan birisi de Filistin Devlet Başkanı ve El-Fetih örgütünün lideri Yaser Arafat'ın cenaze töreninde yaşananlar.
İşte Yalçın Akdoğan'ın kitabını köşesinde okurlarıyla paylaşan Milliyet gazetesi yazarı Hasan Pulur'un kaleminden Arafat'ın cenaze töreninde yaşanan karmaşa ve Türkiye'yi temsilen orada bulunan Başbakan Erdoğan ile CHP genel başkanı Baykal'ın başına gelenler...
ERDOĞAN VE BAYKAL CENAZEDE
Fransa'da ölen Arafat'ın cenazesi Kahire'ye getirilecek, törenden sonra Filistin'e gönderilecekti. Türk heyetinden Başbakan Erdoğan, muhalefet lideri Deniz Baykal ve Onur Öymen de vardı.
Uçak hava alanına iner ve kargaşa başlar.
Havaalanında karşılama sistemi tam anlamıyla çökmüştü. Zar zor bulunan makam araçlarıyla hareket eden heyet, cenaze töreninin yapılacağı alana geldiğinde, aynı karışıklıklar burada da yaşanmaya devam ediyordu.
HER YERDE POLİS VAR AMA
Yol boyunca iki adımda bir polis görevlendirilmişti. Her taraf güvenlik gücüyle doluydu ama resmi heyetleri yönlendirebilecek formasyonda kimse yoktu.
Yine zorlukla Erdoğan ve Baykal tören çadırına giriyorlardı. Mısırlı askerler ne denilenleri anlayabiliyor ne de herhangi bir sorunu çözmeye yanaşıyorlardı. Bir anda yüzlerce kişinin doluştuğu kortej, top arabasının arkasında ve medya mensuplarının arasında yürüyordu.
KAPILAR YÜZLERİNE KAPANDI
Cenaze hava üssüne geldiğinde, bir anda ön sıradakiler dışında bütün heyetin yüzüne kapılar kapatılıyordu.
Kimse ne olduğunu anlayamamıştı. Batılı liderlerin şaşkınlığı itiş kakış sonrası yerini sinirliliğe bırakıyordu.
MAKAM ARAÇLAR BULUNAMADI...
Erdoğan ve Baykal uzunca bir süre cadde ortasında beklemek zorunda kalıyorlardı. Makam araçları yoktu, kimse de nerede olduğunu bilmiyordu. İş başa düşmüştü.
ATA UÇAĞI NEREDEYSE KALKAMIYORDU
Sorun burada da bitmemişti. Heyetin havaalanında uçağı bulmasından uçağın kalkış izni alabilmesine kadar bir dizi sorun, ancak heyet ATA uçağına kendilerini atınca bitebiliyordu.