Yaser Arafat hayalinin kurduğu bağımsız devleti göremeden öldü. Onun küçük generalleri dün ağlıyordu. Ya onun cenazesinde yürüyen liderler.. Bekir Coşkun yazdı..
Abone olEN çok Filistinli çocuklara ‘Benim küçük generallerim’ demesinden etkilenmiştim. Koca bir Arap áleminin ortasında, sadece vatanını isteyen, ama yalnız kalan bir savaşçının çocuklara umut bağlamasıydı belli ki. Ne zaman ‘Filistin davası’ sözünü duysam, hep gözümün önüne sapanla tanklara taş atan o küçük generaller geldi. Büyükler? Onlar Ortadoğu’nun büyük bölümünde, dünyanın en zengin petrol yataklarının üzerine oturmuş, ABD’nin uygunsuz yerlerini yalayarak, krallıklarını, emirliklerini, haremlerini, saltanatlarını sürdürdüler. Arafat ve küçük generalleri tek başlarına vatanlarını istiyorlardı. * Dün cenaze törenine baktım. Utanmadan herkes oradaydı. Yüzlerinde insan derisinden birer üzüntü maskı, söylenen sözler yalan ve sahte. İslam álemini yönetenler, Filistin sorununda samimi ve dürüst olsalardı, bir yandan küçük generallerden yana gözüküp, öte yandan ABD ve İsrail’in uşaklığını yapmamış olsalardı, Arafat vatanını bulamadan ölmezdi. Dün Arafat’ın cenazesinin arkasında sıraya girip üzülmüş gibi yaptılar ikiyüzlüler. Törene yaklaştırılmayan ise onlardı: Küçük generaller. * Beni büyüklerin ikiyüzlülüğü, apaçık sahtekárlığı artık fazla düşündürmüyor. Ben şimdi küçük generalleri daha çok düşünmeye başladım. Dün televizyonlarda küçük generaller ağlıyorlardı. Dalında salıncak kurmak için, üzerine ağaç ekecek bir vatan görmeden belli ki çoğu ölecek. Çünkü değişen bir şey yok. Sadece küçük generallerden yana olan bir kişi eksildi, öbür ikiyüzlüler ordusu eksiksiz oradaydılar. * Bence televizyonların canlı verdikleri cenaze töreninde, ölmüş Arafat’ın arkasında yürüyen onlarce devlet adamından hiçbiri Arafat kadar canlı değildi. Küçük generallerin ise yıkık duvarların dibine sinip ağlamaları canımı sıktı. Dünden bu yana aklımdan çıkmayan tek şey var: Arafat’ın küçük generalleri...