BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Apo'dan Kandil'e 'güvercin' mektubu!

Abdullah Öcalan, geçen ay Kandil'deki örgüt liderlerinden Murat Karayılan'a mektup yazdı. Peki mektupta ne vardı?

Abone ol

İmralı'da Abdullah Öcalan'la yapılan görüşmeler 16 Ekim'de sona erdi. Oysa bugün ateşkesi uzatması bekleniyordu. Peki Öcalan'ın 'eylemsizlik ve Kuzey Irak'a çekilme' talepleri Kandil'de kabul görüyor mu?

Abdullah Öclan, geçen ay Kandil'deki örgüt liderlerinden murat karayılan'a mektup yazarak eylemsizliğin devamını ve PKK'lıların Kuzey Irak'a çekilmesini istedi.

Milliyet Gazetesi'nden Aslı Aydıntaşbaş'ın haberine göre Öcalan, Karayılan'a yazdığı mektupta ateşkesin uzatılmasını istedi. 

Öte yandan Abdullah Öcalan’ın bugün görüşeceği avukatı Aysel Tuğluk’a ateşkesin yeniden uzatılması yolunda bir işaret vermesi bekleniyor. PKK lideri İmralı’daki temasların devam etmesi, ateşkesin gerekirse 2011’de seçimlere kadar sürmesini istiyor.

Ancak bu konuda Kandil’deki örgüt yöneticilerini ikna etmesi o kadar kolay değil.

Öcalan geçen ay Murat Karayılan’a mektup yazarak, eylemsizlik sürecinin devam etmesi ve silahlı PKK güçlerinin Türkiye sınırları dışına Kuzey Irak’a çekilmesini istedi.

Öcalan örgütün en önemli lideri ve sembol ismi olsa da, Kandil’deki PKK yönetimini ikna etmesi her zaman kolay olmuyor.

Karayılan bu hafta Radikal’de Ertuğrul Mavioğlu’na verdiği röportajda “Öcalan’ı asla boşa düşürmeyiz” diyor ve İmralı’nın mektubuna yanıt verdiğini söylüyordu.

Ancak üst düzey kaynaklar, Karayılan ve diğer PKK yöneticilerinin Öcalan’ın istediği hızlı “geri çekilme” sürecine isteksiz olduğunu, karşılığında somut adım görmek istediğini belirtiyor. 

TAKSİM'DEKİ SALDIRIYI KİM YAPTI?

Karayılan bir yana; örgüt içinde Cemil Bayık ve Rıza Altun gibi isimler, daha sertlik yanlısı bir tutum içinde. Eylemsizlik sürecine kuşkuyla bakıyor.

Bu durumda Taksim’deki saldırının,  eylemsizliği baltalamak amacıyla şahinler tarafından yapılmış olma ihtimali de yok değil. Önümüzdeki günlerde “Bu eylemi kim yaptı?” sorusunun cevabı  PKK’nın dağdan inme sürecinin akıbetini de belirteyecek.

KANDİL'İ TESLİM ALMAK MÜMKÜN DEĞİL

Ertuğrul Mavioğlu'nun açıklamasını okumak için diğer sayfaya geçiniz

[PAGE]



Öte yandan Radikal'den Ertuğrul Mavioğlu, dün akşam katıldığı CNNTÜRK televizyonunda Kandil'deki izlenimlerini anlattı. Gazeteci Murat Yetkin'in
"Bazı çevreler jetlerimiz yok mu? Gitsin Kandil'i bombalasınlar. Özel kuvvetler insin oradaki insanları derdest etsin bu iş bitsin. TSK niye bunu yapmıyor deniliyor" şeklindeki sorusuna Mavioğlu'nun yanıtı şöyle oldu:

Aslında TSK bunu yapıyor. Ben PKK bölgesinden geçerken yanımdaki şoför daha 3 ay önce Türk jetleri tarafından bölgenin bombalandığını söyledi. Kandil tek başına bir dağ zannediliyor. Böyle bir yanlış algı var. Kandil aslında bir dağ silsilesi. Bir ucu İran'a, bir ucu Suriye hatta yer yer Türkiye'ye uzanan bir dağ silsilesi. Aslına bakarsanız aynı zamanda bir gerilla merkezi değil de doğa cenneti. Bu dağın eteklerinde köyler var. Türk jetleri oraları bombalıyor. Ben gördüm. Bölge halkı bombaların ardından açılan dev çukurlara 'kazan' diyor. Kandil içinde mağaralar, tüneller bir yer. Yukarıdan bombala gerçekleştirildiğinde tünellerin ve mağaraların içinde kalan hissetmiyorlarmış bile. Şöyle bir şey var. PKK'lıların uçaksavarları var. Saldırıda bu uçaksavarları kullananlar ölüyor. Çünkü yerleri belli oluyor. Diğerlerinin yerleri bile belli değil. Sürekli yürüyüş  halindeler.

Murat Yetkin: Yani şunu söyleyebilir miyiz oraya askeri operasyon yapmanın tek başına bir anlamı yok?

Evet yok. Ben şunu söylemek istiyorum.  Gerçi yazı dizisinde yazmadım bunları. Şimdi genel yayın yönetmenim kızar ama yine de dayanamadım söyleyeceğim. Süleymaniye Üniversitesi'nde tarih bölümünde bir öğretim üyesiyle konuştum. İsmi Dr. Diler Ahmet. Çok enterasan adamın 6 yıl KYB için Kandil'de Talabani'nin peşmergesi olarak kaldığını öğrendim. Ona Kandil'de nasıl yaşadığını sordum. Dedi ki 'Kandil'i teslim almak mümkün değil. Çünkü dünya çapında böyle çok az bir yer var. Çok sarp ve korunaklı bir yer...