İmralı'dan Türk hükümetine tehditler savurmaya devam eden terör örgütü lideri Abdullah Öcalan, silahlı güçlerini ancak 1 Haziran'a kadar durdurabileceğini söyledi.
Abone olBBC Türkçe internet sitesinin (www.bbcturkish.com) haberine göre, haberine göre Kongra Gel, beş yıldır sürdürdüğü ateşkesi 1 Haziran'da sona erdireceğini açıkladı. Abdullah Öcalan tutuklu bulunduğu İmralı cezaevinde avukatları aracılığıyla hükümete gönderdiği mesajda “silahlı güçleri 1 Haziran’a kadar engelleyebilirim, adım atılmazsa savaş başlar” diyerek PKK, Kadek yada Kongra Gel örgütlerinin Avrupa Birliği terör örgütleri listesine alınmasının, diplomatik bir zafer gibi algılansa da uzun vadede bunların yanlış ve felaketle sonuçlanabilecek girişimler olacağını söylemişti. Özellikle son bir buçuk ayda Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde yaşanan çatışmalar, askeri operasyonlar ve bunların medyaya yansıyan bilançosu durumun ciddiyetini ortaya koyuyor. Nitekim bu bilanço bu süre zarfında otuzu aşkın operasyonu, kırka yakın sıcak temas ve çatışma ile elliyi askın kişinin yaşamını yitirmesine işaret ediyor. Eski adı PKK olan Kongre Gel, Türkiye'de tek taraflı ilan ettiği ateşkesi Salı günü sona erdireceğini açıkladı. Örgütün açıklamasında, beş yıldır uyguladıkları ateşkesin bundan böyle geçerli olmayacağı, bunun sebebinin de Türkiye Cumhuriyeti devletinin sürdürdüğü operasyonlar olduğu belirtildi. Daha önce de ateşkesin sona erdirileceği bilgileri gelmişti fakat bu seferki ateşkesin bitirilmesinin gerginlikle karşılanmasının nedeni haberin örgütün birinci ağzından, Abdullah Öcalan’dan geliyor olması. PKK lideri Abdullah Öcalan’ın cezaevine konulmasının ardından 1999 yılında yaptığı açıklamayla tek taraflı ateşkes ilan edilmişti. Öcalan’ın bu açıklamasının ardından militanların neredeyse tamamı Türkiye’yi terk etmiş, o güne kadar hemen her gün yaşanan çatışmalar da küçük olaylar dışında sona ermişti. Ancak bölgede yeniden gündemin ilk maddesini çatışmalar, operasyonlar ve bunun sonucu olarak ölümler oluşturuyor. Örgüt, güvenlik güçleri ve bölgedeki bağımsız kaynakların dikkat çektikleri bilgiler yeni adıyla Kongra Gel militanlarının sınırlardan Türkiye’ye giriş yaptıkları ve yeniden silahlanarak Güneydoğu başta olmak üzere stratejik noktalarda konumlandıkları yönünde. Önceki hafta Hakkari’nin Şemdinli ilçesinde elli kişilik bir militan grubunun sınırdan girmek üzereyken termal kameralara yakalanmaları ve ardından başlayan operasyon bu harekete sadece bir örnek teşkil ediyor. Kürtler'in düzenlediği bir gösteri Operasyonların yoğunlaştığı Şırnak’ın Gabar, Çırav, Bestasor, Güçlükonak bölgeleri, Muş kırsal alanları, Siirt’in Pervari ve Eruh ilçeleri kırsal alanları, Tunceli’nin Pülümür, Çemişgezek ve Hozat ilçeleri ile kırsal bölgeleri, Hatay Amanos dağları, Diyarbakır Lice ve kırsal alanları, Mardin Nusaybin, Batman Gercüş, Bingöl Güzeldere, Hakkari Yüksekova başta olmak üzere bölgeye yayılan askeri ve örgüt hareketliliği yaşananların ciddiyetini ortaya koyuyor. Bölgede Jandarma Asayiş Komutanlığı yapan ve uygulamalarıyla sık sık tartışma konusu olan Emekli Orgeneral Necati Özgen yaptığı açıklamasında ‘kimse terör bitti duygusuna kapılmasın’ diyerek Öcalan’ın halen örgüt içerisindeki en yetkili kişi olduğunu, militanların sözünden çıkmayacağını ve Öcalan’ın sözlerinin ciddiye alınması gerektiğini belirtmişti. İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şube Başkanı Avukat Selahattin Demirtaş Çatışmaların bölgede kaygılı ve kaotik bir ortama yol açtığını bunun tümden sona ermesi ve bölgede kalıcı barışın tesisi için çaba sarf edilmesi gerektiği inancında olduklarını söylüyor. Diyarbakır Demokrasi Platformu sözcüsü Ali Öncü ise Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümlerden geçtiği gerçeğinin kabul edilmesi gerektiğini ve bölgedeki gelişmelerin kaygı verici boyutlarda olduğunu ifade ediyor. ‘Savaş kesinlikle istediğimiz bir şey olamaz’ diyen Öncü iki taraf için de yaptıkları duyarlılık çağrısını bir kez daha yineliyor. Tunceli Barosu Başkanı Hüseyin Aygün’e göre yeniden silahların patlaması iki büyük tehlikeyi beraberinde getirecek. Bunları, büyük acılar, ölümler ve Avrupa Birliği yolunda atılan tüm demokratik adımların yara alması şeklinde özetliyor. Aygün hükümetin ve örgütün buna dikkat etmeleri ve çözüm bulmalarının gerekliliğini savunuyor. DEHAP Siirt İl Başkanı Halil Adıgüzel ise bölge halkının ciddi bir tedirginlik yaşadığını barış ortamının kurulabilmesi için AK Parti’nin barış yolunda çaba göstermesini istiyor. Devletin Kürtçe kurslar, Kürtçe yayınlar gibi kültürel çalışmalarına karşın barışa yönelik bu güne kadar ciddi adımlar atılmadığı görüşü hakim bölgede. Diyarbakır, Mardin ve Siirt’te konuştuğumuz yurttaşlar PKK’nın çeşitli tarihlerde ilan ettiği ateşkeslerin, operasyonlarla ve çatışmalarla sona erdiğini söylüyorlar. Bölgede gerginlik artıyor. Genel af beklentisi içinde olan örgüte önerilen pişmanlık yasasının bir sonuç doğurmadığı düşünülüyor. CHP Diyarbakır milletvekili Mesut Değer’in Adalet Bakanlığına verdiği soru önergesi pişmanlık yasalarının bugüne kadar bekleneni veremediğini gösteriyor. Soru önergesini yanıtlayan Adalet bakanı 1985, 1988, 1990, 1992, 1995, 1999 ve 2000 yıllarında toplam 7 pişmanlık yasası çıkarıldığını, OHAL Bölgesi'ndeki illerde başvuruda bulunanlardan 1905'inin pişmanlık yasalarından yararlandığını söylüyor. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir Diyarbakır 4. Kültür ve Sanat Festivali kapsamında önceki gün yaptığı açılış konuşmasında geleceğe yönelik barış ve kardeşlik umudu taşıdıklarını söyledi. Ancak bölgede yaşanan gelişmeler barışın tehlike altında olduğunu gösteriyor.