BIST 9.900
DOLAR 34,10
EURO 38,09
ALTIN 2.875,03
HABER /  GÜNCEL

APden Türkiyeye sert eleştiri

AP'nin Türkiye raporunda yine sert eleştiriler var. Raporda Türkiye dikkatsizlikle suçlandı.

Abone ol

Avrupa Parlamentosu'nun gündemindeki Türkiye raporunda, Danıştay saldırısı kınandı ve açık tehditlere rağmen polisin hakimleri tam anlamıyla korumamasının endişe verici olduğu belirtildi.

Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu'nun 20 haziran salı günü görüşeceği Türkiye raporunda Danıştay saldırısı değerlendirildi..

Hollandalı Parlamenter Camiel Eurlings tarafından kaleme alınan raporda, Danıştay saldırısı açıkça kınandı ve 'polisin, açık tehditlere rağmen yeterli korumayı sağlayamaması endişe verici' denildi.

AP raporunda, PKK şiddeti de kınandı ve bu konuda Türkiye ile dayanışma içinde olunması gerektiğini vurgulandı.

Raporda Şemdinli olayları da yer aldı ve Savcı Ferhat Sarıkaya'nın görevden alınması eleştirildi.

Raporda, hükümetin hazırladığı Dokuzuncu Reform Paketi'nden duyulan memnuniyet dile getirildi, ancak reformların hayata geçirilebilmesi için yargı bağımsızlığının sağlanması gerektiğine dikkat çekildi.

Raporda, 12 haziranda başlayan fiili müzakerelere de değinildi.

AP raporunda Kıbrıs Rum Kesimi dahil tüm AB üyelerinin Türkiye tarafından tanınmasının katılım sürecinin gerekli bir unsuru olduğu belirtildi.

Raporda, KKTC'ye yönelik AB'nin mali yardımının memnuniyet verici olduğu belirtilirken, doğrudan ticaretle ilgili daha önce AB tarafından alınmış kararların hayata geçirilmesi istendi.

Raporun diğer ana başlıkları ise şöyle:


Demokrasi ve hukukun üstünlüğü
Güneydoğu sorunu
Azınlıkların korunması
Dini özgürlükler
Fiili müzakerelerin başlaması
Gayrımüslimlere yönelik dini kısıtlamaların kaldırılması
Alevilerin korunması ve cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi
Din eğitiminin zorunlu olmaması ya da sadece sünni yorumu kapsamaması
Askeri harcamaların Sayıştay denetimine alınması
Kadın haklarındaki bazı ihlallerin giderilmesi

Türkiye - AB fiili müzakereleri başladı

AB ile Türkiye arasındaki fiili müzakereler, Kıbrıs Rum kesiminin tüm engelleme çabalarına karşın 12 haziranda başladı.

Kıbrıslı Rumların, Türkiye ile fiili müzakerelerin 'bilim ve araştırma' başlığında açılıp kapanmasına yönelik itirazları, AB Genel İşler ve Dış İlişkiler Konseyi'nde aşıldı.

Son ana kadar Rum kesiminin itirazlarının giderilmesini bekleyen Ankara, AB'nin Ortak Tutum Belgesi'ni inceledi ve Ortaklık Konseyi'ne katılma kararı aldı.

Bu gelişmenin ardından Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve Başmüzakereci Ali Babacan, Lüksemburg'a hareket etti.

Kıbrıs Rum yönetimi ile varılan uzlaşmaya göre, AB'nin müzakerelerle ilgili Ortak Tutum Belgesi'ne eklenen bazı ifadelerle fiili müzakerelerin yolu açıldı. Belgede, Gümrük Birliği ve Ek Protokol içinde olmak üzere Ortaklık Anlaşması gereklerinin yerine getirilmesinin önemi vurgulandı.

Bu konuda sorumlulukların yerine getirilmemesi halinde bütün müzakere sürecinin etkileneceği kaydedilen belgede, ''AB, bu çerçevede 21 eylül 2005 tarihinde Kıbrıs ile ilgili yayımladığı deklarasyona atıfta bulunuyor'' denildi.

Belgede, gelişmeler çerçevesinde gerektiği takdirde fiili müzakerelerin başlatılacağı bilim ve araştırma faslına geri dönebileceği belirtiliyor.

'Bilim ve araştırma' faslıyla ilgili AB müktesebatının sınırlı olması nedeniyle fiili müzakerelerin aynı gün açılıp kapatılmasına itiraz eden Rum kesimi, bunu 'Türk liman ve havaalanlarının açılması ve tanınma'yla bağlantılı hale getirmeye çalıştı.

Türkiye 3 ekimde müzakerelere başladı

Türkiye ile AB arasındaki müzakereler 3 ekim tarihinde başlamıştı. Türkiye'nin 3 ekimde AB ile müzakerelere başlamasından önce Avusturya'nın 'imtiyazlı ortaklık' ta diretmesi krize neden olmuştu.

Avusturya, Müzakere Çerçeve Belgesi'ne 'imtiyazlı ortaklık' ibaresinin girmesi için uzun süre direnmişti. 25 üyeli birlik içinde tek kalan Avusturya'nın sonunda direnci kırılmış ve Müzakere Çerçeve Belgesi onaylanmıştı.

Avusturya ile yürütülen pazarlıkların uzun sürmesi nedeniyle diplomaside pek sık uygulanmayan bir kural işletildi. Pazarlıkların yürütüldüğü Lüksemburg'ta saatler gece yarısına iki dakika kala 23.58'de durdurulmuştu.

AB Dönem Başkanlığı'nı yürüten İngiltere, bu süreçte Türkiye'ye önemli ölçüde destek vermişti. AB kulislerinden sızan bilgilere göre, İngiltere'nin diplomasideki başarısı müzakerelerin başlamasında etkili oldu.