Çok sert ifadeler içeren "Türkiye Raporu" Avrupa Parlamentosu'nda oylandı.
Abone olAvrupa Parlamentosu genel kurulu, Hollandalı Hristiyan Demokrat üye Camiel Eurlings tarafından kaleme alınan Türkiye raporunu oylayarak kabul etti. Genel rapor oylamasında 429 lehte ve 71 aleyhte oy kullanıldı, 125 parlamenter çekimser kaldı.
Bağlayıcı özelliği olmayan tavsiye niteliğindeki raporda, Türkiye'ye AB üyeliği yolunda yapılan "reformların hızlandırılması" çağrısında bulunuldu. Raporda, özellikle ifade özgürlüğü, dini haklar ve azınlık hakları, sivil-asker ilişkileri, kadın hakları, sendikalar, kültürel haklar ve yargının bağımsızlığı alanlarında reformların ve uygulamanın hızlandırılması istendi. Hükümetin 9. reform paketi hazırlamasının memnuniyetle karşılandığı ifade edilen raporda, yeni terörle mücadele yasasının temel hak ve özgürlükleri kısıtlayıcı unsurlar içermemesi tavsiye edildi.
"Hükümet yetkilileriyle askeri personel ve güvenlik personeline ayrıcalık olmadan yargı önünde herkese eşit muamele yapılması" istenen raporda, Türk Ceza Kanunu'nda "keyfi yorumlamaya uygun olduğu" savunulan 216, 277, 288, 301, 305 ve 318. maddelerin değiştirilmesi çağrısında bulunuldu. Raporda, terör örgütü PKK sert bir dille kınanırken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen yıl yaptığı "cesaretlendirici" açıklamanın ardından, "Türk hükümetinin Kürt sorununa demokratik çözüm araması" çağrısına yer verildi.
Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya'nın görevden alınmasının "derin endişe kaynağı" olduğu belirtilen raporda, "Şemdinli olaylarından sonraki gelişmelerin, Türk toplumunda ordunun rolünün yeniden canlandığını değil, devam ettiğini gösterdiği" ileri sürüldü. Yüzde 10 olan seçim barajının indirilmesi istenen raporda, bu sayede "Kürt partileri de dahil olmak üzere TBMM'de daha geniş temsil sağlanacağı" görüşü savunuldu.
AB yolunda yapılan reformları yansıtacak yeni bir anayasaya ihtiyaç olabileceği kaydedilen raporda, Danıştaya yapılan saldırı da şiddetle kınandı. Raporun "İnsan Hakları ve Azınlıkların Korunması" başlığı altında, AP'nin son raporundan bu yana dini özgürlükler bağlamında ilerleme sağlanmamış olmasından "esef duyulduğu" belirtilirken, Türkiye'ye, dini azınlıkların ruhbanlarını eğitmede ve mülk edinmede karşılaştıkları sorunları ortadan kaldırması çağrısı yapıldı.
Raporda, Aleviliğin tanınması, cemevlerinin de dini merkezler olarak tescil edilmesi, dini eğitimin gönüllülük esasına göre düzenlenmesi gibi taleplere de yer verildi. "Güneydoğu" başlığı altında terör örgütü PKK'nın saldırılarını yoğunlaştırmasının şiddetle kınandığı raporda, terörle mücadelesinde Türkiye ile dayanışma içinde olunduğuna vurgu yapıldı. Raporda, Türkiye'ye "koruculuk sistemini lağvetmesi", "Kürt sorununa demokratik çözüm araması" ve "gözaltı ve tutuklamalarda Avrupa standartlarını uygulaması" gibi çağrılar yapıldı.
"Modern, demokratik ve laik Türkiye, medeniyetlerin birbirini daha iyi anlamasında yapıcı rol oynayabilir" denilen raporda, Ermenistan ile diplomatik ve iyi komşuluk ilişkilerinin başlatılmasında Türkiye'nin ön koşulsuz olarak gerekli adımları atması ve bu ülkeyle sınır kapısını bir an önce açması istendi. Türkiye'nin limanlarını Rum gemilerine açması da talep edilen raporda, "Kıbrıs (Rum kesimi) dahil, tüm AB üyelerinin tanınması, müzakere sürecinin zorunlu parçasıdır" denildi.