BIST 9.649
DOLAR 34,58
EURO 36,18
ALTIN 2.969,70
HABER /  GÜNCEL

Anzaklar bu kez uslu durdu

Çanakkale'de dedelerini anmaya gelen anzaklar dua etti. Bu kez geçen yılların aksine barlara gitmediler.

Abone ol

Çanakkalede Anzak Çıkarması'nın 93'üncü yıldönümü, Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Park Alanı'ndaki Anzak Koyu'nda Şafak Ayini'yle anıldı. Çıkarmanın 93'üncü yıldönümünde yine Gelibolu'ya koşan 10 bin Anzak torunu, savaşta hayatını kaybeden ataları için dua etti.

Avustralya ve Yeni Zelanda hükümetlerinin daha disiplinli davranmaları için uyardığı Anzak torunlarının, geçen yıllardakinin aksine bu yıl barlara gitmediği ve taşkınlık yapmadığı dikkati çekti.

Arıburnu önünde düzenlenen Şafak Ayini töreninde Türkiye'yi Çanakkale Vali Yardımcısı Ali Partal temsil ederken, törenlere Yeni Zelanda Dışişleri Bakanı Winston Peters, Avustralya Savunma Bakanı Joel Fitzgibbon'un yanısıra Avustralyalı ve Yeni Zelandalı askerlerle Anzak torunu katıldı. Şafak Ayini için Anzak Koyu'na akşamdan gelen Anzak torunları uyku tulumlarının içinde tören saatine kadar uyudu. Ayin öncesi Avustralya Kraliyet Hava Kuvvetleri Bandosu ile Yeni Zelanda Ordu Bandosu tarafından müzik dinletisi gerçekleştirildi. Avustralya Muhafız Birliği üyeleri ve Yeni Zelanda Silahlı Kuvvetleri üyelerinden oluşan Merasim Kıtası'nın saat 05.30'da alana gelmesiyle şafak ayini başladı.

Atatürk'ün 1934 yılında Anzak annelerine hitaben yazdığı, “Uzak memleketin toprakları üstünde kanlarını döken kahramanlar; burada dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçikle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar; göz yaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat rahat uyuyacaklardır. Bu toprakta canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır” sözlerine yer verdiği mektubu 2'nci Kolordu Komutanlığı'nda görevli Yarbay Mehmet Şamil Özdağ tarafından Türkçe, Binbaşı Şakir Çiçek tarafından İngilizce olarak okundu.

KAN DAMARLARI OLUŞTURULDU

Anzak Koyu Çıkarmasının 93. yılında Türkiye'nin dört bir yanından gelen izciler tarihi savaş alanlarında 18 kilometrelik kan damarları oluşturdu.

Türkiye İzcilik Federasyonu tarafından organize edilen 57. Alay yürüyüşü renkli görüntülere sahne oldu. 93. Yıl önce dedelerinin kat ettiği 18 kilometrelik Kocadere Köyü ile Conkbayırdaki 57. Alay güzergahını Türkiye'nin 27 ilinden gelen 2 bin 600 izci, ellerinde Türk bayrakları, sırtlarında "Dedeciğim ben geldim" yazılı kırmızı cepkenleri ve ağızlarında kahramanlık türküleriyle yürüdü.

Çanakkale Kara Savaşları'nın kahraman alayı olarak tarihe geçen, Conkbayır'da düşmanla göğüs göğüse harp eden Manastırlı Yarbay Avni Bey komutasındaki 57. Alay'ın anısına gerçekleştirilen yürüyüşte adeta 18 kilometrelik bir kan damarı oluştu. 13 Ağustos 1915'de cephede kutlanan kurban bayramının 2. gününde düşmanla göğüs göğüse savaşıp şehit düşen ve tek bir eri dahi sağ kalmayan kahramanlara sırtlarına giydikleri al bayrak rengindeki cepkenler üzerine "Dedeciğim ben geldim" yazısıyla mesaj veren izciler tarihi savaş alanlarına bağlanan ve 57. Alay'ın Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal ile birlikte kat ettiği zorlu yürüyüşü tıpkı dedeleri gibi, alayın uyanıp yola düştüğü satte, şafak vaktinde gerçekleştirdi.

Türkiye İzcilek Federasyonu Başkanı Hasan Subaşı, yürüyüşle ilgili bilgi verirken Türkiye'nin dört bir yanından 27 ilden 2 bin 600 izcinin şehit dedelerinin ölmediğinin mesajını vermek üzere Gelibolu yollarında kan damarları oluşturduğunu söyledi. Subaşı, Kocadere Köyü'nden başlayıp 57. Alay'ın bulunduğu Conkbayırı bölgesine uzanan dağların arasında geçen patikada 57. Alay yürüyüşüne çıkan izcilere, askerin bandosu Mehteran Bölüğü ile tıpkı 93 yıl önce olduğu gibi moral verdiklerini anlatarak, "İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mehteran BÖlüğü'nün seslendirdiği kahramanlık türküleri izcilerin, Gelibolu'nun yüzleri yakan, elleri ısıran soğunda adeta içini ısıttı. Yürüyüşte 57. Alay'ın ve Çanakkale Savaşlarında çarpışan Mehmetçik'in giydiği 'Enveriye Kabalağı' denilen şapkaları izcilere tek tek giydirildi. Sırtlarına 'Dedeciğim ben geldim' yazılı cepkenler verildi. En önemlisi de tarih kitaplarına konu olan Kınalı Mehmetlere, bizde izinizdeyiz dercesine tek tek saçlara kına yakılıp izcilr dedelerinin ve Atatürk'ün izine ellerine emanet edilen toplam 2 bin 600 bayrakla salındı" dedi.

İZCİLER KINALANDI

Türkiye İzcilek Federasyonu Başkanı Hasan Subaşı, "Kocadere'den 57. Alay'a" yürüyüşünün daha gerçekçi olmasını sağlamak için izciler yola çıkarken liderleri tarafından saçlarına kına yakılmasının nedeni anlattı. Subaşı, "Kınalı Mehmetlerin öyküsünde olduğu gibi 2 bin 600 izci adeta savaşa gidercesine anaları tarafından ellerine ve saçlarına yakılan kına ile yola çıktı. Çanakkale ve Kurtuluş savaşı sırasında Anadolu'dan kopup gelen Mehmetlere, kurbanlıklara yakılan kına yakılmış ve Allah yolunda vatan bayrak ve millet uğruna adandıkları söylenmişti" dedi.

FİTZGİBBON: HAC YAPAR GİBİ GELİYORUZ

Şafak Ayini töreninde konuşan Avustralya'nın Savunma Bakanı Joel Fitzgibbon, Gelibolu'ya savaşmaya gelen yaklaşık 60 bin Avustralyalı askerden 8 bin 709'unun hayatını kaybederek ülkelerine geri dönemediklerini söyledi.

Gelibolu'da savaşan Anzak askerlerinin Anzak efsanesini yarattıklarını ve Avustralya'nın milli kimliğinin tanınmasını sağladıklarını belirten Bakan Fitzgibbon, “Her Anzak Günü buraya bir hac yapar gibi gelenlerin sayısı yaklaşık olarak 1915 yılında buraya çıkan Anzaklar'ın sayısı kadardır. Bu kadar yolu gelmek, bu erken saatte, karanlıkta ve soğukta ayakta durmak, onların fedakarlıkları için gözyaşı dökmek belki de onlara verilebilecek en büyük hediyedir. Onların hem kazanımlarından ve eylemlerinden, hem de liderlerinin hatalarından hepimiz ders alalım. Şimdiki ve sonraki nesillerin güçlü diyaloğa ve onu teşvik eden ve destekleyen küresel çerçevelere karşı olan bağlılıklarını korumalarını umalım” dedi.

PETERS: ULUSAL KİMLİĞİMİZİN DOĞDUĞU YER

Yeni Zelanda Dışişleri Bakanı Winston Peters de Gelibolu'da 8 bin 500 Yeni Zelandalı askerin savaştığını, 2 bin 700'den fazlasının hayatını kaybettiğini, bu rakamın, nüfusu sadece 1 milyon olan bir ülke için emsalsiz ölçekte bir insanlık trajedisi olduğunu ve hemen hemen her aileyi etkilediğini söyledi. Peters, şöyle dedi:

“Eskiden düşmanımız olan Türkiye ile barış yaptık ve karşılıklı olarak göstermiş olduğumuz saygı, her iki tarafın da vermiş olduğu kayıpların yasını tutan sıcak ilişkilerin filizlenmesini sağladı. Çekilen acıyı hiç unutmadık ve mümkün olan her durumda, uluslararasındaki uyuşmazlıkların savaşa başvurulmadan çözümlenebilmesi için elimizden gelen tüm gayreti gösteriyoruz. Kendi bağımsız sesimizi bulduk ve özgürlük, adalet ve insan haklarını ihlal edenlere sert bir tutumla karşı çıktık. Yeni Zelanda ve Avustralya artık Gelibolu'yu, bugün her iki ülkenin de gururla taşıdığı ulusal kimliğin gerçek anlamının doğduğu yer olarak görmektedir. Burada verilen savaş için, bir subay ‘Birliklerimizi çelik ilmeklerle birbirine bağladı’ diye yazmıştı ve burada asla tükenmeyecek bir Anzak ruhu oluştu. Buraya, askerlerimizin cesaretinin günümüze yansıyan şanının tadını çıkarmak için gelmedik. Her yıl buraya onlara duyduğumuz derin minnet duygusunu yinelemek ve hatıralarının hiçbir zaman zayıflamayacağını temin etmek için geri geliyoruz.”

Konuşmaların ardından Avustralya Kraliyet Hava Kuvvetleri Baş Rahibi Murray D Earl ve Yeni Zelanda Kraliyet Donanması Baş Rahibi Wayne Toleafoa önderliğinde dualar edildi ve ilahiler okundu. Ülke çelenklerinin konulmasının ardından savaşta hayatını kaybedenler için iki dakikalık saygı duruşu gerçekleştirildi. Ardından Türk, Yeni Zelanda ve Avustralya Milli Marşları eşliğinde bayraklar göndere çekildi. Şafak Ayini töreni sona erdi.