Güney Yıldız, kentte Kürtlere karşı zaman zaman bastırılmış bir ayrımcılık ve ötekileştirme tavrının baş gösterdiğini söylüyor.
Abone ol“Hani derler ya; gâvura bakınca Kürt, Müslüman görünür.”
Antalyalı emekli astsubay Arif, anlattığı bir örneği pekiştirmek için bu deyimi kullanıyor.
Bir başka sohbette ise, Antalyalıların kültürünün Yunanlılara, Kürtlerden daha yakın olduğu yorumunu duyuyorum.
Yani Kürt Müslüman da olsa, bazen 'gâvur' kadar yakın görülmeyebiliyor.
Ancak, seçim izlenimleri için geldiğim Antalya'da söz Kürtlere, ya da Kürt sorunu ile ilgili konulara geldiğinde hemen hemen herkes ayrımcı bir dil kullanmamaya özen gösteriyor.
Konu açıldığında mutlaka bir kez, “Kürt kardeşlerimiz” sözünü duyuyorum.
Ayrıca, bu konuda bir şey söylenmeden önce mutlaka karşıdakinin nereli olduğu soruluyor.
Siyasetçi, gazeteci, esnaf, taksici, kimle konuşsam, Antalya'da “Kürt göçmenlerle bir gerginlik yok, onlar da iş derdinde, diğerleri de”, cevabını alıyorum.
Dün aktardım: MHP milletvekili Kemal Çelik, “Antalya gibi herkesin sorunsuz şekilde birarada yaşadığı bir Türkiye istiyoruz.” diyordu.
Kapsayıcılık, ötekileştirme, ayrımcılık
Yine de söylemdeki bu kapsayıcılığın arasından zaman zaman bastırılmış bir ayrımcılık ve ötekileştirme tavrı baş gösteriyor.
Antalyalı mimar Şerafettin Şahin, Kürtlere karşı tepkiye meslek yaşamından örnek veriyor.
Projesini çizdiği sitelerden ev alacak kişilerden bazıları, sitenin konumunu, özelliklerini öğrendikten sonra soruyorlarmış: “Bu sitede Kürt yaşıyor mu?”
Kürtlerle komşuluk etmek istemeyenler az değil.
MHP'li taksici Kürşat'ın dediği gibi “Kürtler bu ülkede bakan bile olabiliyor.” Fakat ev bile tutamadıkları da oluyor demekki.
'Etnik temelli gerginlik yok'
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanı ve AK Parti milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu, birkaç hafta önce Kıbrıs konusunda bir açıklama yapmış, “iki toplumu biraraya getiren etkinlikler artırılmalı” demişti.
Antalya'da etnik gerginlik yaşanmaması için, bu öneriye benzer bir çalışma yapıp yapmadıklarını soruyorum.
“Kentimizde etnik temelli bir gerginlik yok.” diyor.
Bu konuda bir sorun tanımlamayan partiler ve milliyetçi seçmeni de kaybetmemek için Türklerle Kürtleri kaynaştırma projeleri ortaya koymuyorlar.
'Bir gün bize saldırırlarsa...'
Güllük caddesinde bar işleten Diyarbakır'lı Orhan “Irkçılık var tabi” diyor. Fakat verdiği örnekler yalnızca Antalya'dan değil.
Buradan da Türkiye'nin batısında, özellikle metropol olmayan illerde yaşayan Kürtlerin algılarını birbirleriyle bağlantılı olarak değerlendirmek gerektiği ortaya çıkıyor.
Geçen yıl ki Bursa İnegöl ve Hatay Dörtyol'daki saldırıları Antalya'daki, ya da Egenin başka yerlerindeki Kürtler de yakından takip etmiş.
“Bir gün bize de saldırırlarsa, toplanacağımız yer Teomanpaşa mahallesi olacak. Kendimizi korumak için oraya gideceğiz.”
Bunlar da bir başka genç Kürt esnafın sözleri. Saldırmasından kaygılandıkları ise kendi sokağındaki bazı esnaflar da dahil Antalyalı komşuları.
Bunu söylerken, onlarda bu endişeyi yaratanın, özellikle Antalya'da karşı karşıya geldikleri baskı olmadığını da söylüyor.
'Oylarımız görünsün'
Bir işhanının girişinde taburelere oturmuş bir grup esnafla sohbet ettim.
“Siyaset konuşacaksan benimle konuş” dedi biri, “Ama önce siyasi rakibimi de çağırayım, beraber tartışalım.”
Sonra da siyasi pozisyonlarını açıkladılar. Hüseyin BDP'liymiş. Siyasi rakibi de Kürt solundan gelen CHP'li Hasan İncesu.
Hasan, “Baykal'a ben de karşıydım. Ama Kılıçdaroğlu bu sorunu çözecek.” diyor.
Hüseyin'e göreyse “CHP değişiyor, ama hâlâ Ergenekoncuları aday gösteriyor.”
Peki BDP'nin desteklediği bağımsız aday olmasa, ya da kazanacak durumda olmasa kime oy verirdiniz? diye sordum.
Hüseyin'in “Antalya'da adayımız var. Seçilmese de ona vereceğiz. Oylarımız görünsün.” diye cevapladı.
“Eğer CHP sosyalist bir anlayışı kabul etseydi; biz Kürtler de CHP'nin çatısı altında olurduk.”
Artan gerginlik batıdaki Kürtleri endişelendiriyor
Arap ülkelerinde 20-30 bin kişilik mitinglerin rejimleri demokratikleştirdiğini izliyorlar.
“Biz Kürtler kaç kez yüzbinlerce kişilik gösteri yaptık. Üzerimizdeki baskıda bir değişiklik yok.”
Kürt meselesinde gerilimin artışını batıdaki Kürtler nasıl algılıyor diye merak ediyorum.
“Endişeliyiz.” diyorlar, “Gerginlik artarda bir Kürt-Türk çatışması çıkarsa, doğuda çok fazla bir şey olmayacak. Orada zaten halk destekliyor ama batıda çok kötü sonuçlar doğurabilir. Büyük şehirlerde olmaz ama daha küçük şehirlerde Kürtlere saldırabilirler.”
Antalya'daki seçim izlenimlerimi AK Parti ile CHP arasındaki mücadele, skandallar ve baraj altında kalma tehlikesinin MHP üzerindeki etkisi ve Kürt göçmenlerin durumları olmak üzere üç ayrı yazı olarak aktardım. Seçim izlenimlerimi yarından itibaren İzmir'den aktarmaya devam edeceğim.