Antalya’daki Gezi Parkı eylemlerinde ’kırmızı fularlı kız’ olarak tanınan 21 yaşındaki Ayşe Deniz Karacagil’in PKK’ya katılarak dağa çıktığı...
Abone olAntalya’daki Gezi Parkı eylemlerinde ’kırmızı fularlı kız’ olarak tanınan 21 yaşındaki Ayşe Deniz Karacagil’in PKK’ya katılarak dağa çıktığı iddialarını annesi Nuray Erçağan, "Deniz, ’Ben özgürlük savaşçısı olacağım’ dedi" diyerek doğruladı.
Antalya’daki Gezi Parkı olaylarında ’kırmızı fularlı kız’ olarak tanınan Ayşe Deniz Karacagil’in dağa çıkarak PKK’ya katıldığı iddia edildi. Antalya’da turizm sektöründe çalışan anne Nuray Erçağan da iddiaları doğrulayarak, kızının yaklaşık 1 ay önce ayrıldığını ve Rojava’da olduğunu söyledi. Anne Erçağan, "Kızım kolay bir yaşam seçseydi, bu yıl Gürcistan Tiflis Üniversitesi’nde Rehabilitasyon Bölümü’nde okuyacaktı" dedi. Nuray Erçağan, kızının bir ay önce dağa çıktığını hatırlatarak, "insanların anne ve babasını, sıcak yatağını bırakıp neden dağa çıktığını" sordu.
Kürtler’in bir mücadelesi olduğunu ifade eden anne Erçağan, şöyle konuştu: "Deniz bir isyan hakkı için ifade hakkı için bunu yaptı. Gezi’de bir süreç var. Bu dağa çıkmaya nasıl karar verdi. Bugüne nasıl geldik? Önemli olan budur. Deniz küçük yaştan beri halkın içinde. HES mücadelesinde, termik santral mücadelesinde, polisi ve halkı çok iyi tanıyan bir genç. Halkın mücadelesini de çok iyi bilir."
"ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇISI"
Kırmızı fular nedeniyle Antalya’da Gezi davasının Deniz’in üzerine yıkılmaya çalışıldığını iddia eden anne Nuray Erçağan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Deniz’e bir bedel ödetmek istiyorlar. Müebbetle yargılıyorlar. Bu süreçte Deniz korktu mu? Hayır. Benim kızım ölümden korkmuyor. Bu süreçte Deniz neden böyle bir karar aldı? Yetmediğini gördü. Şimdi Deniz nerede? Deniz’in en son okuduğu kitap Diyarbakır Zindanları. Oradaki halkın işkence gördüğünü okudu. Hadi kitaba inanmadı. Deniz 4 ay 6 gün boyunca 13 Kürt kızıyla cezaevinde yattı. Onların hikayelerini dinledi. Deniz neden bu kararı aldı. Deniz, ’Ben özgürlük savaşçısı olacağım’ dedi. Kod adını da ’Destan Yörük’ koymuş."
Deniz’in Kürt kızı olmadığının altını çizen Nuray, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kendine ’Beyaz Türk’ diyen Deniz’i terörist diye damgalamak isteyen bir sürü insan var. Terörist midir? O bizim kırmızı fularlı Deniz’imiz. İsteyen istediğini söylesin. Onların terörist demesiyle, benim kızım terörist olmayacak. Bunu bilelim. Diğer insanlara da asla terörist demedim. Bunca çöken şeyde geleceğini görmeyen çocukların 31 Mayıs itibari ile sokağa çıktığı günler. Bütün Gezici’lere çapulcu, terörist denildi. 3.5 milyon terörist yaşıyor bu ülkede Deniz de onlardan birisi."
"BENCİL YANIM ONU YANIMIZDA İSTİYOR"
Deniz’in vedalaşmadan gittiğini kaydeden anne Nuray, şunları söyledi: "Engel olmak istesem de giderdi. İki kızım da kendilerini özgür yetiştirdiğimi ve karışmamam gerektiğini söyler. Tabi ki anne ’Kızım yapma gitme’ diyecektir. Çünkü neden? Aile yapımız gereği çocuklarımız yanımızda olsun, okusun, evlensin, çocuk çocuk büyütsün gibi hayallerimiz vardır. Benim öyle bir hayalim olmadı. Çocuklarımdan beklenti içinde olmadım. Gitmesini istemezdim tabi ki bencil yanım Deniz’in yanımda olmasını ister. Ancak Deniz çok uzak değil. O bize her an ulaşabilir. Biz ona ulaşabiliriz. Benim korkum pis bir savaş uğruna Deniz’i kaybetmek veya diğer çocukları kaybetmek. Ölen Türk ve Kürt halkı için üzülürüm. Çocuklarımızın ölmelerini değil yaşamalarını istiyoruz."
"GİTTİYSE YANINDAYIM"
Deniz’in yaklaşık 1 ay önce gittiğini dile getiren anne Nuray, "Aradım, mektubu ulaştı. Kararına saygılı olmamızı söylüyor. ’Güneşimizi çaldılar’ dedi ’Uçurtmalarımızın vurulmasına izin vermeyeceğiz’ dedi. Deniz neticede oraya gitti. Asker cenazeleri geldi. Bir iki gün infiale kapıldım. Oraya buraya saldırılırdı. Şimdi nereye saldırılacak? Burada Türk, Kürt çocukları türlü oyunlarla birbirinden ayrıldı. Deniz’in seçimi çok kolay değil. Herkes ’tu kaka’ diyebilir. Seçim çok zor bir seçim. Deniz üniversiteye gider, hayata katılabilirdi. Çok kolaydı öyle yaşamak. Ama tercih etmedi. Öyle bir savaşı seçti. Destekliyor muyum? Gittiyse yanındayım. Fiziki uzaklık olsa da, biz onu çok seviyoruz. Sadece özlemi var. Elini tutamamak. Bizim bencil yanımız onu yanımızda istiyor."
DENİZ ROJAVA’DA
Doğrunun er geç ortaya çıkacağını anlatan Nuray Erçağan, Deniz’in ve tüm çocukların sevilmesini isteyerek sözlerini şöyle tamamladı:
"Deniz’in herkes kendi çocuğu olduğunu düşünsün. Terörist demeden önce acaba bir anne kızına terörist der mi? Demez. O zaman sizin sevgiliniz, yariniz ’Destan Yörük’ olsun. Şuan Rojava’da. Umarım Türk- Kürt kardeşliğini barışını korur. Ölümler olmasın der. Deniz’in belki seçtiği yol ölüm. Belki de kendi ölümüyle Türk ve Kürt halkının kardeşliğini kurmaya gitti. Anadolu’da barış olsun nefret olmasın. Biz insanca olanı seçelim Deniz’i sevelim yeter."
(İHA)