İzmir’de, uğradığı saldırı sonrası 78 gün komada kalan Emre Yıldız, yaşam mücadelesini anne sevgisiyle kazandı. Yoğun bakım ünitesinde oğluy...
Abone olİzmir’de, uğradığı saldırı sonrası 78 gün komada kalan Emre Yıldız, yaşam mücadelesini anne sevgisiyle kazandı. Yoğun bakım ünitesinde oğluyla sürekli konuşan ve umudunu yitirmeyen anneye doktorlar, ‘Yüzde 1 yaşama şansı var. Türk filmlerinde olur’ dediler. Hayata ikinci kez anne sevgisiyle ‘merhaba’ diyen Emre, sağlığına kavuşup iş sahibi oldu, yuva kurdu.
İzmir’de, yedi yıl önce Karşıyaka Zübeyde Hanım Parkı’nda tinercilerin saldırısına uğrayan ve dokuz kişiden yediği dayak sonrasında vücudunun çeşitli yerlerine ağır darbe alan 26 yaşındaki Emre Yıldız, olayın ardından kaldırıldığı hastanede 78 gün yoğun bakım ünitesinde kaldı. Saldırı sonrasında yaşamdan ümidi kesilen Emre için doktorları, “Beyin fonksiyonları zarar görmüş. Yaşasa bile hiçbir şeyi hatırlamayacak” dediler. Ancak ne Emre ne de ailesi hayata tutunma çabasından vazgeçmedi. Doktorların yürüyemez dediği genç, yarı ölü bir bebekten farksız süren 7 yıllık süreci anne sevgisiyle atlattı.
Yedi yıl aradan sonra ilk kez olayın gerçekleştiği parkta hem yaşadıklarını hem de geleceğe dair umutlarını aktaran Yıldız, kimsenin umudunu kaybetmemesi gerektiğini belirtti. Yaşadıklarını duygu dolu sözlerle anlatan Yıldız, şöyle konuştu: “Arkadaşlarımla birlikte bankta otururken birkaç kişi geldi, sigara istediler. Sigara içiyorduk ama yok dedik. Arkadaşım verdi. Tekrar istediler bu kez sigaramızın bittiğini söyledik. Daha sonra da saldırdılar. Yanımdaki arkadaşım kaçtı ve gitti. Ben tek kalınca hepsi bana saldırdı. 9 kişi beni dövdü. Ben yeniden doğdum. Bilincim kapalı bir şekilde bir süreç geçirdim. Annem bana bilincim açıldığı gün yoğun bakımda tekrar doğdum. Daha sonra annem bana tekrar A’dan Z’ye öğretti. Herkes her şeyi önce Allah’tan istesin. Doktorlar annemlere ‘boşuna bekliyorsunuz’ demiş. Ama annem vazgeçmedi ve ona ne yapsam hakkını ödeyemem.”
EN BÜYÜK GÜÇ ’DUA’
İkinci kez oğlunun dünyaya geldiğini anlatan anne Nesibe Ertan, en büyük gücün ‘dua’ olduğunu söyledi. Tedavi sürecinde oğluyla sürekli konuştuğunu anlatan Ertan; sözlerini şöyle sürdürdü: “Oğlum hastaneye kaldırıldığında bilinci kapalıydı. Boğazı delindi ve beslenmesi o şekilde sağlandı. Çok kötü günler geçirdik. Bekledik. Biz yaklaşık üç ay bekledik. Yüzde 1 umut var dediler. Ama ben o umudumu kaybetmedim. Ölü bir bedene sürekli oğlumun elini tutarak konuştum. Daha sonra kalp atışları hızlandı. Nabız normale döndü. Bir hayvan bekler ya yavrusunu ben de o şekilde yavrumu bekledim.”
DOKTORLAR ‘TÜRK FİLMLERİNDE OLUR’ DEDİ
Yoğun bakım ünitesinde bir an olsun oğlunu yalnız bırakmadığını anlatan ve bu durumunun zaman zaman doktorlar arasında farklı diyaloglara sebep olduğunu ifade eden anne Nebise Ertan şöyle konuştu: “Benim oğlum ölmüştü herkes toplandı ve dua edin dedi. Sülalem oğlumun cenazesini kaldırmaya gelmişlerdi yoğun bakım ünitesine. Ama o günleri atlattık ve oğlum evlendi yuvasını kurdu ve artık ikinci hayatını yaşıyor.”
Nebise Ertan, inanan doktorların saygı duyduğunu, inanmayan doktorların ‘Türk filmlerinde olur’ dediğini belirterek sözlerini şöyle tamamladı: "Doğum gününden bir gün önce yoğun bakım ünitesinde pasta yaptırdım ve oğlumun doğum gününü kutladık. Üç saat sonra da oğlumun bilinci açıldı. Daha sonra taburcu edildi ve eve bir yarı ölü götürdüm. Ama ben gerçekten çok mücadele verdim. Anne sevgisi bambaşka bir durum. Oğlum bu sevgiye karşılık verdi.”