Anne karnında dersaneye devam eden bebekler ile etmeyenler arasında 6 aylık zeka farkı oluyor.
Abone olAnne karnındaki bebekler de dersaneye gidiyor. Bebeğin işitme, dokunma, koku alma duyuları, hafızası ve zekasının anne karnında geliştirildiğini belirten Çocuk Psikiyatri Uzmanı Müjen İlnem, "Küçük Einsteinler yetiştirmek istiyorsanız, çocuğunuzun ruhsal ve zihinsel gelişimi için çaba gösterin" dedi. Tanı Eğitim, İletişim ve Danışmanlık Hizmetleri'nden Çocuk Psikiyatrsiti Uzmanı Müjen İlnem, bebeğin ruhsal ve zihinsel olarak gelişiminin anneleri en çok ilgilendiren konuların başında geldiğini söyledi. Zeka toplumunun ön plana çıktığı günümüzde bebeklerinin zeki olmasını istemenin anne ve babaların en büyük hakkı olduğuna işaret eden İlnem, "Bir çocuğun zeka gelişimi için yapılabilecek çok şey var. Anne karnından başlayarak bebeğinizin zeka gelişimini ve psikolojik oluşumunu sağlamanız mümkün" diye konuştu. İlnem, anne rahmi dersanesi denilen olayın çocuğu istemekle başladığını ifade ederek şunları kaydetti: "İstenmeyen hamilelik sonucu doğan çocuklar bunu mutlaka anlıyorlar ve hayat boyu birtakım güven sıkıntısı yaşıyorlar. Böyle bir durum yaşamamak adına karı - koca olarak en baştan bebeği istediğinize emin olun. Bu istek gerçekten çok önemli. Bebek isteme kararı bazı toplumlarda bebeğin doğum günü olarak kabul ediliyor. Örneğin Afrika yerlilerinde anne çocuk yapmaya karar verdiği zaman bir ağacın altına oturduğunda bir türkü mırıldanmaya başlıyor. Daha sonra eşiyle beraber oluyor. Çocuğun doğum gününün annenin kafasında tasarladığı o gün olduğuna inanıyorlar. Böylelikle her bireyin kendine has bir özelliği, farklılığı olduğu ortaya çıkıyor." BEBEĞİNİZLE İLETİŞİM KURUN İlnem, anne karnındaki bebekle iletişim kurmanın pek çok yolu olduğunu hatırlatarak, "Yapılan araştırmalar bebeğin ana dilini anne rahminde öğrendiğini ortaya koyuyor. Bebekler zaten anne sesini çok çabuk algılıyorlar. Ardından da babayı algılamaya başlıyor. İşte bu nedenle bebeğin en baştan itibaren bir birey olduğunu kabul etmekte yarar var. Öyle ki hamilelik sırasında karı-koca arasında sürekli gerginlik yaşanması da bebeği etkiliyor. O açıdan tartışma sonrasında anne, karnına dönüp 'Babanla yüksek sesle konuştuk ama bunun seninle ilgisi yok' demeli. Yapılan araştırmalar bazı çocukların ana rahminde şahit oldukları konuşmaları büyüdükten sonra hatırladıklarını ortaya koyuyor" şeklinde konuştu. Bebekle etkin iletişim kurma konusundaki tavsiyeler de şöyle sıralanıyor: "1. aydan itibaren bebeğinizi kabul edin. Anneliğe hazırlanın. Yok sanılacak bir canlı olmadığını bilin. Onu farkedin. Eşinizle birlikte onun çocuğunuz olduğunu kabul edin. 2. aydan sonra karnınızdaki çocukla iletişim kurmaya başlayın. Onu okşayın ve ona dokunun. 4. ayla birlikte bebeğinizin ne istediğinin farkına varın. Onunla konuşun ve ona bir birey gibi davranın. Ona müzik dinletin. 7. aydan itibaren sırtını okşayın. İnanması belki güç ama bebek bunu hissediyor. Elbette sadece annenin değil babanın da bebekle iletişim kurması şart. Dokunarak, konuşarak bebeğe kendini tanıtması son derece faydalı." İlnem, bebeği anne karnında eğitmenin yollarının başında müzik dinletmek de geldiğine dikkat çekerek, "Bebekler özellikle ritimleri çok seviyorlar. Ancak doğru müziği seçmek gerek. Örneğin, Brahms dinletilen prematüre çocukların daha çabuk geliştikleri biliniyor. Klasik müzik dinletmek doğru. Pembe dizi müzikleri, halk ezgileri gibi annenin hoşlandığı diğer müzik türleri de bebeğe dinletilebilir. Tabii rock müzik gibi sert müzikleri de dinletmemek gerek" şeklinde konuştu.