Bebeğini ve kendini riske atmak istemeyen anne adayları, eskiye oranla daha çok sezaryenle doğum yapmak istiyor.
Abone olProf. Dr. Mehmet Çolakoğlu, bebeğin ters gelmesi, oksijensiz kalması ya da rahim ağzının yeteri kadar geniş olmaması gibi durumlarda sezaryene başvurduklarını, ancak tıbbi zorunluluk bulunmadığı sürece normal doğumu önerdiklerini, söyledi. Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Çolakoğlu, özellikle kentlerde gebelik döneminin yeni yeni ciddiye alınmaya başladığını ancak, buna rağmen bu konuda henüz istenen seviyenin yakalandığını söyleminin zor olduğunu kaydetti. Bölgelere göre doktor kontrolü Nüfusunun önemli bir bölümü kırsal alanlarda yaşayan Türkiye’de, gebeliği boyunca doktor kontrolünden geçmemiş anne adaylarının oranının doğu illerinde yüzde 66, batı illerinde ise yüzde 14 olduğunu ifade eden Çolakoğlu, yine Doğu Anadolu’da doğumların yüzde 70’inin halen evlerde gerçekleştirildiğini, batıda ise bu rakamın yüzde 20’ye düştüğünün gözlendiğini ifade etti. Çolakoğlu, doğurganlığın yoğun olduğu kırsal kesimde doğumların yeterli hijyenik şartlarda gerçekleştirilmediğini belirterek, buna karşın az çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin bebeklerini kaybetmemek ya da sakat doğum riskini en aza indirmek için doktor kontrolüne önem verdiğini söyledi. Buna bağlı olarak doğumda riske girmek istemeyen anne adaylarında sezaryenle doğum yapma isteğinin arttığını anlatan Çolakoğlu, şöyle konuştu: Tıbbi zorunluluk “Bebeğin ters gelmesi, oksijensiz kalması ya da rahim ağzının yeteri kadar geniş olmaması gibi çeşitli durumlarda bir tıbbi zorunluluk olarak sezaryene başvuruyoruz. Gerektiğinde sezeryan yapılamaması anne ve bebek sağlığı için ciddi riskler oluşturduğu gibi, sakat bebek doğumlarının da sayısını artırıyor. İlk seferde sezaryenle doğum yapan annelerin genelde sonraki doğumlarını da sezaryenle yapması gerekiyor. Çünkü, rahimde kesilen bölgenin sonraki doğumda kasıldığında yırtılma riski bulunuyor.” Çolakoğlu, son zamanlarda sezaryeni tercih eden kadınların sayısındaki artışın altında birçok nedenin yattığını belirterek, “Genital organında genişleme olmasını istemeyen kadınlar da sezaryen istiyor. Böylece çok tartışılan doğum sonrası vajina daraltma gibi operasyonlara gerek kalmıyor” dedi. Çok fazla doğum yapan kadınların genital organlarının aşağı doğru sarktığını ve bunun zaman zaman çiftlerin cinsel hayatları için sorun olabildiğini dile getiren Çolakoğlu, sezaryenle bu sarkmanın önlendiği gibi, doğum sancısından çekinen kadınların da büyük bir sıkıntıdan kurtulduğunu kaydetti. Hastalarına tıbbi zorunluluk bulunmadığı sürece normal doğumu tercih edilmesini önerdiklerini anlatan Çolakoğlu, Avrupa’da olduğu gibi az çocuk sahibi olmayı planlayan çiftlerin sakat çocuk endişesi ve kolay doğum için sezaryende ısrar ettiklerini dile getirdi.