BIST 9.725
DOLAR 35,22
EURO 36,88
ALTIN 2.977,50
HABER /  GÜNCEL

Ankara'ya kanser tedavisi için gelmişti ama

ANKARA'da 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi sırasında şehit olan Sedat Kaplan'ı annesi anlattı.

Abone ol

Trabzon'un Yomra ilçesinde yaşayan ve kanser tedavisi gören Sedat Kaplan, doktor kontrolü için geldiği Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine tepki gösterdiği sırada darbeciler tarafından silahla vurularak şehit oldu.

Trabzon'un Yomra ilçesine bağlı Oymalı Mahallesi'nde "derme çatma" bir evde yaşayan anne Esen Kaplan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 3'ü işitme ve konuşma engelli olmak üzere 5 çocuğu bulunduğunu söyledi.

Sedat Kaplan'ın ikinci çocuğu olarak dünyaya geldiğini ifade eden Kaplan, oğlunun çocukluk çağından itibaren kanserle mücadele ettiğini anlattı.

Kaplan, oğlunun böbreğinde oluşan kitlenin yıllar önce ameliyatla alındığını belirterek, "Sedat'ım seçimlerden sonra Yomra Belediyesinde işe girdi. Bir süre önce hastalığı tekrar nüksetti." dedi.

Oğlunun, beraberindeki kardeşi ile 10 Temmuz'da doktor kontrolü için Ankara'ya gittiğini belirten Kaplan, "Hacettepe Hastanesinde muayene oldu ve ameliyat için 2 ay sonraya gün aldı." diye konuştu.

"Ona dayanarak hayata tutunurdum, yaşardım"

Kaplan, 15 Temmuz akşamı misafirhanede kalan çocuklarının kendisini aramadığını, bu nedenle içinde bir sıkıntı oluştuğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

"O gün ot biçtim ve eve geldim. Olaylardan hiç haberim olmadı. Ertesi gün öğle saatlerinde kardeşim arayıp evine çağırdı. Kalkıp oraya gittim. Baktım herkes orada, 'ne oldu çocuklarıma mı birşey oldu?' diye sordum. Önce, 'çocukların iyi.' dediler, bir süre sonra da olanları anlattılar. Duyunca yıkıldım. Pazartesi günü de oğlumun cenazesini getirdiler ve evimizin yanındaki mezarlığa defnettik."

Ağabeyi ile Ankara'ya giden oğlunun da yaşananlardan çok etkilendiğine dikkati çeken anne Kaplan, şunları kaydetti:

"Sedat'ım, o gece telefonuna gelen mesaj üzerine ayağa fırlamış ve kardeşine, 'ben gidiyorum.' demiş. Oğlum, ağabeyine gitmemesi için çok ısrar etmiş ama engel olamamış. İki sefer boynuna sarılmış gitmemesi için ama onu itmiş, 'gideceğim, mesaj geldi, sen de gel.' demiş. Küçük oğlum Ankara'ya ilk defa gitti, oraları bilmezdi, o yüzden gitmemiş. Bir süre ağabeyine telefonla ulaşmış, geceden sonra da bir daha haber alamamış."

Kaplan, evlat acısının çok zor olduğunu ve hiçbir şekilde anlatılamayacağını kaydederek, "Ona dayanarak hayata tutunurdum, yaşardım. Çocuğum çok düşkündü bana. Hiç aklıma gelmezdi çocuğumun başına böyle bir iş geleceği. Ülkesini, milletini severdi. Sedat'ım çok düşkündü hükümetine, milletine. Bu kadar insanı o gece öldürdüler, milletin ocağını söndürdüler, Allah onları bildiği gibi etsin." ifadesini kullandı.

Oğullarının 16 Temmuz Pazar günü Trabzon'a dönmeyi planladığını anlatan gözü yaşlı anne, "Yavrumun ancak cenazesi geldi. Halbuki iki ay sonra gidip ameliyat olacaktı." dedi.

Kaplan, oğlunun sevdiği biri olduğunu anlatarak, maddi sıkıntılar nedeniyle evlilik işini sürekli ertelediğini de söyledi.

Oğlunun hastalığı dolayısıyla askerlik görevini yapamadığını anımsatan Kaplan, "Oğlum hastalığı dolayısıyla askerlik yapamadı ama yine de şehit oldu. Nasibi oradaymış." diye konuştu.

Kaplan, olayları daha sonraki günlerde televizyondan izlediğini dile getirerek, "Allah onları ıslah eylesin. Aklımdan bile geçirmezdim böyle şeyler olacağını. Allah onların kurduğu tuzakları başlarına patlatsın." değerlendirmesinde bulundu.

Köyde zorluklar içinde hayat mücadelesi veren anne Kaplan, "Keşke evladım dursaydı da hiçbir şeyim olmasaydı. Yine burada yaşardım ama ne yapayım yavrum gitti, yapacak bir şey yok." dedi.