BIST 10.025
DOLAR 35,16
EURO 36,68
ALTIN 2.956,54
HABER /  GÜNCEL  /  YEREL

Ankara'da tüp mide ameliyatında korkunç son! Doktordan pes dedirten teklif

ANKARA'da 112 kilo olan ve zayıflamak isteyen Tuba Yalçın'ın(35) tüp mide ameliyatının ardından ölümü, şikayete konu oldu. İddiaya göre; kadının vücudunda enfeksiyon meydana geldi. Ameliyatın ikinci günü taburcu edildi. Ateş, ağrı ve ishal şikayetiyle kontrole gittiği hastane koridorunda öldü. 

Abone ol

Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde odyometri sekreterliğinde çalışan Yalçın, fazla kilolarından kurtulmak için mide ameliyatı olmaya karar verdi. 112 kilo olan kadın annesine durumu anlatarak G.Ü. tıp fakültesinin genel cerrahi anabilim dalı öğretim üyesi olan Prof. Dr. A.B.'den randevu alarak ameliyat olmak istediğini söyledi.

Görevliler tarafından tetkiklerin yapılmadığı öne sürülen Yalçın, 4 Ağustos 2020'de ameliyata alındı. Ameliyatından iki gün sonra taburcu olan kadının ağrı, ateş ve ishal şikayeti başladı. Doktorlar tarafından dikişlerini aldırmaya gittiği sırada bir sorun olmadığı söylenmesi üzerine evine giden Yalçın, daha sonra fenalaşarak kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Sabah'a konuşan acılı aile kızlarının, görevlilerin ihmali nedeniyle hayatını kaybettiğini öne sürerek şikayetçi oldu.İşte ailenin anlattıkları:

'Ameliyattan çıktıktan sonra yanıyorum diye bağırmaya başladı'

Anne Türkan Yalçın: Kızım ameliyattan çıktıktan sonra yüksek ateş ve ağrı problemi yaşadı. Kızım 'Anne diyetle zayıflayamıyorum ameliyat olmak istiyorum' dedi. Geçen sene Kurban Bayramı'ydı, bayram tatili bitmeden ameliyat oldu. Bizden önce iki kişi vardı akşam 16:00 sıralarında bize sıra geldi. Ben de kendi kendime 'Akşam vakti doktorlar yorulmuştur bir hata olmasa bari' diye söylendim. Ameliyattan çıktı çocuğum 'Anne yanıyorum' diye bağırmaya başladı. Görevliler peçeteleri soğuk suya bandırarak vücuduna yapıştırdılar. Sabah aspiratör istedi, 'Yanıyorum' demeye devam etti, doktorlar hemşireler normal olduğunu söylediler. İkinci günde hastaneden çıkardılar bizi, serumları bitmemişti. Şiddetli ishali başladı onun da normal olduğunu söylediler.

Dikişlerini aldırdıktan sonra kanaması devam etti. Bir hafta sonra asistan dikişleri aldı. Kızım dikişlerin olduğu yerden kanlı su geldiğini söyledi, çalıştığı hastaneye gittik, muayene olduk. Doktor parmaklarıyla karnını kontrol edince dikiş yerlerinden kan fışkırmaya başladı bize enfeksiyon kaptığını söyledi. Ameliyat olduğu yere götürüp tedavi ettirmemizi söylediler. G. hastanesine gittik durumu anlattık, 'Enfeksiyon yok yarası tertemiz' dediler. Asistan, dikiş açılmış oraya zımba vurdu, 'Gidin' dedi. Eve gittiğimizde sırtının ağrıdığını söyledi, ilaç alıp sürdük. 'Biraz rahatladım' dedi ama akşam ateşi çıktı, ambulansı aradık tansiyonuna ve ateşine baktılar 'Her şey normal' dediler.

Sabah ağrıyla evin içinde dolanmaya başladı, asistanı aradık. 'Cumartesi saat 8'de beni niye rahatsız ediyorsunuz' diyerek azarladı ve telefonu kapattı. Durumu kötüleşince hemen taksi çağırdım hastaneye giderken ayakları tutmamaya başladı, dudakları mosmor oldu, bir yere oturturdum, 'Anne gözlerime bir şey oldu' dedi ve birden kalbi durdu. 'Ne olur yardım edin' dedim, geldiler kalp masajı yaptılar, yoğun bakıma aldılar, 'Niye önceden getirmediniz' dediler. Enfeksiyon nedeniyle organları iflas etmiş, orada öldü.

Doktor aldığı parayı iade etmek istemiş

Kardeşi Numan Yalçın: Ablamın ameliyatında usulsüzlük yapıldı. Doktor hastalarını diyetisyenlik merkezine yönlendirerek muhasebe işlerini burada yaptı. Psikiyatri servisinde tedavi gören ablam hiçbir tetkik yapılmadan ameliyata alındı. Yoğun bakıma gittiğimizde vefat ettiği söylendi. "Ölüm nedeni ne?" dedim "Böbrekleri iflas etti" dedi. A.B.'ye gittiğimizde ameliyat öncesinde tetkik yapmadan aylar önce yapılan sonuçlarla yapmaya karar veriyor. Ablam kullandığı ilaçları söylemiş, doktor 'Ameliyat ol bu ilaçları bile bırakırsın' demiş. Alacağı üç beş kuruş için neler yapmış. Kendisinin diyetisyenlik adı altında bürosu var, hastalarını oraya yönlendiriyor. Bütün para alışverişi orada gerçekleşiyor ama resmi olarak hiçbir şey yok. Ne bir fiş, makbuz, fatura hiçbir şey vermiyorlar. Peşin parayı alıyorlar, devletin hastanesini kullanıyorlar, döner sermayeye hiçbir faydaları yok, ameliyattan sonra da 'Teyze kimseye bir şey söylemeyin' diye annemi tembihlemişler. Annemlere diren aldırmışlar ancak ameliyatta kullanmamış. Kullanmayacaktınız neden aldırdınız? Cenazeden sonra da başsağlığı telefonu bekledik onu da yapmadılar. 2 ay sonra sekreter beni aradı, 'Doktor bey parayı iade etmek istiyor' dedi. Parayı verince ablam geri gelmeyecek. Ameliyattan önce farklı ameliyattan sonra farklı davrandılar, telefonumuz 7/24 açık diyorlar cumartesi arayınca beni rahatsız etmeyin diyerek kapatmışlar.

Suç duyurusunda bulundular

Tuba Yalçın ölümünde görevlilerin ihmali olduğunu öne süren aile avukatları aracılığıyla A.B., C.Ş. ve hastane görevlileri hakkında 'Taksirle ölüme sebebiyet verme', 'Görevi ihmal' ve 'Görevi kötüye kullanma' suçlarından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Ailenin avukatı Mehtap Kaya, "Devletin hastanesinde haksız kazanç elde ederek hastaların hayatıyla oynayan aynı zamanda gerekli tetkikler yapılmadan Tuba Yalçın'ın ölümüne sebep olmuşlardır.

Burada ihmalden kaynaklı, ameliyatın sonuçları öngörülmüştür. Olursa olsun diyerek genç kadının ölümüne sebep oldukları gerekçesiyle, sorumluların ceza almaları için savcılığa suç duyurusunda bulunduk, takipçisi olacağız" ifadelerini kullandı.