Anayasa Mahkemesi CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş'ın başvurusu gündeme aldı, 1 hafta içinde karar verilecek.
Abone ol30 Mart yerel seçimlerinde Ankara Belediyesi sonuçlarını Anayasa Mahkemesi'ne taşıyan CHP’nin başkan adayı Mansur Yavaş’ın başvurusunu mahkemenin gündemine alındı.
Ayrıca Yavaş'ın başvurusuna ilişkin yüksek mahkemede dikkat çeken bir makale de kaleme alındı.
Yüksek Mahkeme’de raportör olarak görev yapan Ayhan Kılıç, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararlarına karşı bireysel başvuruya gidilip gidilmeyeceği konusunu hukuki tartışmaya açtı. Raportör Kılıç, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Ek (1) Nolu Protokolü’nün 3. maddesi yollamasıyla anayasanın 67. maddesi kapsamında YSK kararlarına bireysel başvuruda bulunulmasının mümkün olduğunu bildirdi.
30 Mart yerel seçim sonuçlarını AK Parti’nin adayı Melih Gökçek’e karşı yüzde 1’in altında oy farkıyla kaybeden Mansur Yavaş, sonuçların adil olmadığını belirterek Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmuştu. Ancak iktidar kanadı, anayasayı gerekçe göstererek YSK kararlarına karşı bireysel başvuruda bulunulamayacağını yönünde açıklamalar yapmıştı. Anayasa Mahkemesi, bu tartışmalara bu hafta içi alacağı bir kararla son verecek. Cumhuriyet gazetesinin haberine göre, mahkeme Mansur Yavaş’ın başvurusunu bu hafta içi görüşülecek bireysel başvurular arasında koydu.
YSK KARARLARINA RAĞMEN...
Bu arada YSK kararlarına karşı Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunulup bulunulmayacağı tartışmalarıyla ilgili AYM içinden dikkat çeken bir görüş geldi. Anayasa Mahkemesi Raportörü Kılıç, “Yüksek Seçim Kurulu Kararlarına Karşı Bireysel Başvuru Yolu” başlıklı bir makale kaleme aldı.
21 sayfalık makale, 6 ayda bir yayımlanan ve Anayasa Mahkemesi üyesi Serdar Özgüldür’ün başkanlığını yaptığı Uyuşmazlık Mahkemesi Dergisi’nin haziran sayısında yayımladı. Yazısının başında anayasanın 79. maddesiyle seçimlerin yönetimi, denetimi ve seçimle ilgili uyuşmazlıkları çözümleyerek kesin karara bağlama görevinin YSK’ye verildiğini anımsatan Kılıç, aynı maddede YSK kararlarına karşı hiçbir mercie başvurulamayacağının hükme bağlandığını anımsattı. Anayasanın 79. maddesinde belirtilen “başka bir mercii” ifadesinin, bireysel başvuru incelemesi yapan mercii sıfatıyla Anayasa Mahkemesi’ni kapsadığı biçiminde anlaşılamayacağını belirten raportör Kılıç, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bireysel başvurunun temel işlevi, hak ve özgürlüklerin korunması ve hak ve özgürlüklere dayalı yorum anlayışının yasama, yürütme ve yargı gücünü kullanan bütün kamu otoritelerine egemen kılınmasını sağlamaktır. Bu YSK kararlarına karşı bireysel başvuru yolu amaçla, anayasada bir ayrım yapılmaksızın bütün kamu gücü işlemlerine bireysel başvuru yolu açık tutulmuştur. Dolayısıyla 6216 sayılı Kanun’un 45. maddesinin (3) numaralı fıkrasıyla bireysel başvurunun kapsamı dışında bırakılan kamu gücü işlemlerinin mümkün olduğunca dar yorumlanması gereklidir. Bu durumda, seçim yargısına ilişkin kanunda öngörülen olağan hukuk yollarını tüketen ilgilinin, kendine özgü istisnai bir yol olan Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunmasına herhangi bir engel bulunmamaktadır.”
SAYIŞTAY KARARI ANIMSATILDI
Kılıç, makalesinde Sayıştay kararlarına karşı idari yargı yoluna başvurulamayacağına ilişkin anayasa maddesini anımsatırken, buna karşın Anayasa Mahkemesi’nin Sayıştay’ın bir kararına karşı yapılan bireysel başvuruyu kabul ettiğine işaret etti. YSK’nin yargısal görevinin, seçme ve seçilme hakkıyla yakından ilgili olduğuna dikkati çeken Kılıç, Türkiye’nin de taraf olduğu AİHS’ye Ek (1) Nolu Protokolün 3. maddesinde “Yüksek Sözleşmeci Taraflar, yasama organının seçilmesinde halkın kanaatlerinin özgürce açıklanmasını sağlayacak şartlar içinde, makul aralıklarla, gizli oyla serbest seçimler yapmayı taahhüt ederler” denildiğini anlattı. Anayasa Mahkemesi’nin 10 Ocak 2013 tarihli kararında, meslek kuruluşlarının organlarının belirlenmesine yönelik seçimleri seçme hakkı kapsamında değerlendirdiğini anımsatan Kılıç şöyle devam etti:
“Meslek kuruluşları gibi korporatif nitelik taşıyan kuruluşların organlarının seçimleri, seçme ve seçilme hakkı kapsamında değerlendirildiğine göre, demokrasi ilkesi bakımından yerine getirdikleri işlev daha büyük olan mahalli idare seçimlerinin öncelikle bu kapsamda değerlendirilmesi gerekir. Sonuç olarak, gerek YSK’nin gerekse il ve ilçe seçim kurulu ve başkanlarının TBMM ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile belediyeler, il özel idareleri, köyler ve meslek kuruluşlarının organlarına ilişkin seçimlerle ilgili uyuşmazlıklarda verdikleri kararlara karşı, Ek (1) No’lu Protokolün 3. maddesi delaletiyle anayasanın 67. maddesi kapsamında, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunulması mümkündür.”