Ankara Garı saldırısı davasında sanık avukatlarından 10'u çekildi, mağdur avukatlarıyla sanık avukatı arasındaki arbede sırasında bayılanlar oldu.
Abone ol102 kişinin hayatını kaybettiği Ankara Garı saldırısında yargılanan 36 sanık duruşma salonuna alınırken izleyicilerden bazıları "Katiller hesap vereceksiniz" diye bağırdılar. Gelen son dakika bilgisine göre, sanıklara Ceza Muhakemeleri Kanunu gereği atanan avukatlar savunma yapmak istemeyerek mahkemeye çekilme taleplerini ilettiler. Davada sanık avukatlarından 10'u çekildi. Duruşma sırasında mağdur avukatlarıyla sanık avukatı arasında arbede yaşandı. Arbede sırasında bayılanlar oldu.
Ankara Garı’nda 10 Ekim 2015’te terör örgütü DEAŞ tarafından düzenlenen ve 102 kişinin hayatını kaybettiği canlı bomba saldırısı hakkında açılan davanın ilk duruşması bugün Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülüyor.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davada 36 sanık hakkında çeşitli hapis cezaları isteniyor. Sanıklar duruşma salonuna alınırken, izleyiciler, “katiller hesap vereceksiniz” diye tepki gösterdiler. Mahkeme heyeti kimlik tespitlerinin ardından sanıkların ilk ifadelerini almaya başlayacak. Avukatların taleplerini değerlendirecek.Ankara Adliyesi önünde ve duruşma salonunda çok sıkı güvenlik önlemleri alındı. Adliye çevresindeki bazı yollar da polisin güvenlik noktaları oluşturması için kapatıldı.
Duruşmayı CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Ankara Milletvekilleri Necati Yılmaz ve Murat Emir, İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, HDPAnkara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, İzmir Milletvekili Müslüm Doğan, Mardin Milletvekili Mithat Sancar, İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu'nun da arasında bulunduğu bazı milletvekilleri, patlamada bazı üyeleri yaşamını yitiren CHP Malatya İl Örgütü temsilcileri, Ankara Barosunun da arasında bulunduğu bazı baroların yöneticileri de izliyor.
Davanın sanıkları şunlar: "İlhami Balı, Deniz Büyükçelebi, Edremit Türe, Yakub Şahin, Hakan Şahin, İbrahim Halil Alçay, Resul Demir, Hacı Ali Durmaz, Hüseyin Tunç, Abdülmubtalip Demir, Talha Güneş, Metin Akaltın, Savaş Yıldız, Burak Ormanoğlu, Suphi Alpfidan, Hasan Hüseyin Uğur, Bayram Yıldız, Kenan Kutval, Ahmet Güneş, Abdulhamit Boz, Cebrail Kaya, Ömer Deniz Dündar, Muhammet Zana Alkan, Walentina Slobodjanjuk (Kazakistan vatandaşı), Mustafa Delibaşlar, Mehmedin Baraç, Nihat Ürkmez, Nusret Yılmaz, Kasım Dere, Yakup Selağzı, Erman Ekici, Yakup Karaoğlu, Yakup Yıldırım, Esin Altıntuğ, Hatice Akaltın ve Mehmet Kadir Cebael."
Bazı sanıklar, "anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs etmek" suçundan bir kez ve "100 kişiyi öldürmek" suçundan toplam 100 kez olmak üzere toplam 101 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yanında terör örgütünün faaliyeti kapsamında 391 kişiyi öldürmeye teşebbüs etmek, terör örgütünün faaliyeti kapsamında ruhsatsız silah ve patlayıcı madde bulundurmak suçlarından da toplam 7 bin 631 yıldan 11 bin 750 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyor. Bazı sanıklar için ise "silahlı terör örgütü DEAŞ üyesi olmak" suçundan 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
AVUKATLAR SAVUNMA YAPMAK İSTEMEDİ
Bu arada duruşmada avukatlar savunma yapmak istemediklerini açıkladı. Sanıklara Ceza Muhakemeleri Kanunu gereği atanan avukatlar savunma yapmak istemeyerek mahkemeye çekilme taleplerini ilettiler. Sanık avukatlarından 10'u davadan çekildi.
SALON KARIŞTI
Davada, mağdur-müşteki avukatları ile sanık avukatları arasında arbede yaşandı.
Davanın öğleden sonraki bölümünde Mahkeme Başkanı Selfet Giray, iddianameyi okudu.
Daha sonra sonra mağdur-müşteki avukatları adına söz alan İlke Işık, saldırıda hayatını kaybedenleri bir kez daha andıklarını belirtti ve 13 aydır bu duruşmayı beklediklerini söyledi.
Gaziantep'te çok büyük bir örgütlenme ve katliam hazırlığı yapıldığını ancak mitinge katılan on binlerce vatandaşın bunu bilmesinin mümkün olmadığını kaydeden Işık, terör örgütü mensuplarının ellerini kollarını sallaya sallaya bu saldırıyı gerçekleştirdiğini söyledi.
Olaydan önce emniyet ve MİT'in mitinglerde canlı bomba eylemi yapılacağına dair 62 istihbaratı bulunduğunu ifade eden Işık, şöyle devam etti:
"Biz bunu da bilmiyorduk. Bunu ne tertip komitesine bildirdiler ne de bu istihbaratların gereğini yerine getirdiler. Orada bulunan herkes o büyük kaosa rağmen yerde yatanlara yardım etmeye çalıştı ama oraya ambulanslardan önce çevik kuvvet polisi geldi, Akrep ve TOMA geldi. Ambulanslar ise 45 dakika sonra geldi.
Bu katliamın sorumluları kim? İddianame bundan bahsetmiyor. Bu ülkeyi İŞİD'in üssü haline getirenlerin sorumluluğunu ne yapacağız? Antep'te bu örgütlenmeye göz yumanların sorumluluğunu ne yapacağız? Gerçek sorumluluklardan bahsetmek istiyoruz. 10 Ekim katliamı davasını içinde bulunduğu politik ortamdan ve siyasetten bağımsız ele alamayız. Çünkü bu olay iki seçim arasında ülkenin kaderini değiştirdi."
AVUKATLAR ARASINDA ARBEDE YAŞANDI
Işık'ın konuşması sırasında sanık avukatlarından biri söz almak istedi ve konuşulanların usulle ilgisinin bulunmadığını söyledi.
Bunun üzerine mağdur avukatlarıyla sanık avukatı arasında arbede yaşandı. Salonda bulunanlar da sanık avukatına tepki gösterirken, "Çık dışarı, provokatör" diye bağırdılar. Bu sırada avukata pet şişe atıldı. Dinleyiciler arasında fenalaşanlar oldu. Bayılan bir kişi için ambulans çağrıldı.
Salonda bulunan jandarma ekibi dinleyicilerin olduğu bölümün önünde önlem aldı.
Tepki gösterilen avukat da duruşma salonundan çıktı.
Mahkeme Başkanı Giray, bu şartlarda yargılama yapılamayacağını belirterek duruşmaya ara vereceğini söyledi. Giray, tartışmaların yatışması üzerine duruşmayı sürdürdü.
Duruşma, mağdur-müşteki avukatlarının usule ilişkin beyanlarıyla devam ediyor.
OLAYIN GEÇMİŞİ
Sivil toplum kuruluşlarınca 10 Ekim 2015 Cumartesi 12.00-16.00 saatlerinde Sıhhiye Meydanı'nda düzenlenecek miting için kalabalık Ankara Garı önünde toplanmıştı. Grup kortej hazırlığına devam ederken, saat 10.04'te, 3 saniye arayla iki patlama meydana gelmiş, ikisi çocuk 102 kişi ölmüş ve 20'si çocuk 391 kişi yaralanmıştı. İddianamede, canlı bomba saldırganlarının 1990 doğumlu Yunus Emre Alagöz ile açık kimliği tespit edilemeyen Suriye uyruklu kişi olduğu belirtiliyor. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin, Gaziantep'te 16 Ekim 2016'da düzenlediği operasyonda sanıklardan Mehmet Kadir Cebael üzerindeki bombayı patlatarak ölmüş, olayda 3 özel harekat polisi şehit olmuş, biri ağır olmak üzere 5 özel harekat polisi ve 4 Suriye uyruklu sivil yaralanmıştı. Alınan bilgiye göre, Cebael'in ölüm kaydına ilişkin yazı da Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesine ulaştı. Davanın bazı sanıkları ise henüz yakalanamadı.