Ankara ile Washington arasında gerginliğe yol açan Gülen cemaati konusu Ankara ile Berlin arasında da önemli bir gündem maddesi olmayı sürdürüyor.
Abone olAnkara, Fethullahçıların faaliyetlerine karşı Berlin nezdinde girişimlerde bulundu. Türkiye’nin dosyasını yetersiz bulan Alman tarafı, terör örgütü suçlaması konusunda daha somut kanıtların olması gerektiği kanaatinde. Firari savcılar Zekeriya Öz ile Celal Kara'nın Almanya'da bulunması ayrı bir sorun teşkil ediyor. Son günlerde yaşanan gelişmelerin ardından Almanya'da Gülen hareketine ait kurumlara yönelik tehditlerin artması endişelere neden oldu. Aralarında bazı medya organları ve ticari kuruluşların da olduğu yerler polis koruması altında bulunuyor.
Deutsche Welle Türkçe'nin haberine göre, Türkiye’deki darbe girişiminin ardından Ankara ile Washington arasında gerginliğe yol açan Gülen cemaati konusu Ankara ile Berlin arasında da önemli bir gündem maddesi olmayı sürdürüyor.
Türkiye, “terör örgütü” olarak nitelendirdiği Fethullah Gülen cemaatinin faaliyetleri konusunda Berlin nezdinde de bir dizi girişimde bulundu. Ancak Almanya’nın sunulan dosyaları yeterli bulmadığı hukuki bir süreç için daha somut kanıtların gerektiği kanaatinde olduğu öğrenildi.
Türkiye, darbe girişiminden bir kaç hafta önce Alman tarafına kapsamlı bir dosya ileterek, Gülen cemaatinin Almanya’daki faaliyetlerinin sınırlandırılması beklentisini iletti.
Gülen cemaatini terör örgütü olarak tanımlayan MGK ve Bakanlar Kurulu kararları aktarıldı ve Alman tarafı Türk tarafının pozisyonu hakkında bilgilendirildi. Cemaatin Almanya’daki eğitim, medya ve ticari faaliyetleri hakkında duyulan kaygılar dile getirildi ve Alman makamlarından, cemaatin etkinliklerine üst düzeyde katılımın olmaması yönündeki beklenti aktarıldı.
Türk tarafı, Türkiye’de son dönemde yaşanan bazı gelişmeler ve terör olaylarında, cemaat üyelerinin rolü olduğunu öne sürerken, cemaatin faaliyetlerinin iç istihbarat örgütü Federal Anayasayı Koruma Teşkilatı (BfV) tarafından izlenmesi gerektiğini savunuyor.
ALMANYA KANIT İSTİYOR
Alman kaynaklar, bazı konularda şüphe taşımakla birlikte Gülen hareketi hakkında terör örgütü suçlamalarını destekleyecek yeterli somut hukuki destek bulunmadığını kaydediyorlar. Diplomatik kaynaklar, Ankara’dan bu suçlamanın desteklenmesine dönük daha somut kanıtlar beklendiğine vurgu yapıyor.
Federal Anayasayı Koruma Teşkilatı (BfV) ve eyaletteki istihbarat birimleri (LfV), bu yönde bir siyasi talimat almadıkları için, Gülen hareketine ait kurumları ve hareketin faaliyetlerini şu aşamada izlemiyor. Bunun ancak bir siyasi kararla mümkün olabileceği belirtiliyor. Ankara’nın da bu siyasi kararın alınmasına dönük girişimlerini yoğunlaştırabileceği kaydediliyor.
Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Sebastian Fischer ise çarşamba günü basın toplantısında Gülen hareketi ve mensuplarıyla ile ilgili sorulara, “Kanaatimce, Almanya için geçerli olan, hukuk devleti ilkeleri ve özgürlükçü düzene saygılı hareket edenlerin, bunu sürdürebileceklerdir. Bu tüm sivil toplum ve dini örgütler için geçerli” yanıtını verdi.
Bu arada son günlerde yaşanan gelişmelerin ardından Almanya'da Gülen hareketine ait kurumlara yönelik tehditlerin artması endişelere neden oldu. Aralarında bazı medya organları ve ticari kuruluşların da olduğu yerler polis koruması altında bulunuyor. Fethullahçıların hükümet kurumları nezdinde girişimde bulunarak kendilerine yönelik tehditler konusunda Alman yetkililerini bilgilendirdiği belirtiliyor.
SAVCILAR ZEKERİYA ÖZ VE CELAL KARA ALMANYA'DA
Türkiye'nin Gülen cemaati konusundaki girişimlerinin en önemli ayaklarından birini yurt dışına kaçtıkları belirtilen savcılar Zekeriya Öz ile Celal Kara hakkındaki talepleri oluşturuyor. Türk diplomatlar, 17 ve 25 Aralık tarihlerinde başlatılan yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının ardından Türk Hükümeti’nin “darbe girişiminde” bulunmakla suçladığı savcılar için Almanya'dan iade talebinde bulundular.
Türkiye'nin Berlin Büyükelçiliği aracılığıyla sunduğu kapsamlı dosyada savcıların Almanya’da görüldüğü yönünde bilgi ve belgelere yer verildi. Almanya ise Türkiye'nin bu talebine, güvenlik birimlerinin elinde, bu savcıların Almanya’da olduklarına ilişkin bir bilgi olmadığı yanıtını verdi. Bu arada diplomatik kaynaklar, Türk tarafının sunduğu dosyada, olası bir iade sürecini mümkün kılacak yeterlilikte ve kapsamda hukuki delillerin yer almadığını aktardılar. Bu nedenle de savcılar hakkında olası bir arama kararına dayanak teşkil edecek bir durumun da bulunmadığını ifade ettiler. Almanya’nın Schengen bölgesinde olması nedeniyle savcıların ülkeye giriş yapmış olsalar bile buradan diğer bazı ülkelere de geçmiş olabileceği ifade ediliyor.
Öte yandan Öz’ün Türkiye’de yaşayan ailesi, geçen ay Almanya'ya gelmek üzere turistik vize aldığı iddia edildi.