Bireysel başvuru hakkının tanındığı 23 Eylül 2012'den 31 Mart 2021'e kadar, haklarının ihlal edildiği iddiasıyla 300 binin üzerinde kişi Anayasa Mahkemesinin yolunu tuttu.
Abone olTürkiye'nin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesindeki (AİHM) ihlal davalarını azaltmak amacıyla 23 Eylül 2012'de getirdiği Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı, aralarında ünlülerin, siyasetçilerin de bulunduğu çok sayıda kişinin umudu oldu.
Yüksek Mahkemeye 2012'de 1342 kişi bireysel başvuruda bulundu. Bu sayı 2013'te 9 bin 897, 2014'te 20 bin 578, 2015'te 20 bin 376 oldu.
Anayasa Mahkemesine en yüksek başvuru, 80 bin 756 ile 2016'da yapıldı. Başvurular 2017'de yarı yarıya azaldı ve 40 bin 530 olarak kayıtlara geçti. 2018'de 38 bin 186, 2019'da 42 bin 971 olarak gerçekleşen bireysel başvuru sayısı, geçen yıl 40 bin 402 oldu. Bu yılın ilk üç ayında ise 13 bin 634 bireysel başvuru alındı.
Böylece Yüksek Mahkemeye 23 Eylül 2012-31 Mart 2021 tarihlerinde 308 bin 672 bireysel başvuru yapılmış oldu. 265 bin 300'ünün sonuçlandırılmasıyla yapılan başvuruları karşılama oranı yüzde 85,9 olarak kayıtlara geçti.
Anayasa Mahkemesinde 43 bin 372 başvurunun incelemesi sürüyor.
Sonuçlandırılan başvuruların 769'u için hakkın ihlal edilmediğine, 1347'si için düşme, kapama gibi sebeplerle reddine karar verildi. 14 bin 204'ü için en az bir hakkın ihlal edildiğine, 12 bin 318'i için idari ret ve 236 bin 662'si için kabul edilemezlik kararı verilmesine hükmedildi.
İhlal kararlarında gösterilen gerekçeler
İhlal kararlarının hak ve özgürlüklere göre dağılımında ilk sırayı yüzde 62,9 ile adil yargılanma hakkının ihlali aldı. İkinci sırada yüzde 19,3 ile mülkiyet hakkı, üçüncü sırada yüzde 4,2 ile ifade özgürlüğü hakkı yer aldı.
Diğer ihlal gerekçelerini de "özel hayatın ve aile hayatının korunması hakkı", "kötü muamele yasağı", "etkili başvuru hakkı", "kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı", "yaşam hakkı", "toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı", "ayrımcılık yasağı", "örgütlenme özgürlüğü", "maddi manevi varlığın korunması hakkı", "masumiyet karinesi", "suç ve cezaların kanuniliği ilkesi", "seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı", "din ve vicdan özgürlüğü", "eğitim hakkı" ve "bireysel başvuru hakkı" oluşturdu.