BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  DÜNYA

ANAYASA MAHKEMESİ BAŞKANI KILIÇ’TAN REFERANDUM ÖNERİSİ

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, yeni Anayasa’nın, 367’nin üzerinde oyla kabul edilse bile referanduma götürülmesi gerektiğini belirte...

Abone ol

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, yeni Anayasa’nın, 367’nin üzerinde oyla kabul edilse bile referanduma götürülmesi gerektiğini belirterek, "Referanduma götürülürse Anayasa ile ilgili meşruiyet sorunu en aza indirilmiş olur" dedi.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Anayasa Mahkemesi’nin 51. kuruluş yıldönümü törenlerinin ardından gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Kılıç, yeni anayasa yapım çalışmalarıyla ilgili değerlendirmelerinin sorulması üzerine, “Yeni anayasayla ilgili konuşmamda da ifade ettiğim gibi üç temel ilkenin çok önemli olduğunu söyledim. Birincisi, bildiğiniz gibi insanlık onuru, yani anayasanın felsefesinin, ruhunun, temelinin insan onuru olması gerektiğini ifade ediyorum. Çünkü insan onuru doğuştan eşit olarak yaratılan, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde de birinci madde olarak belirtilmiş çok önemli değer. Ben insanlık onuru dışındaki bütün değerlerin bununla izah edilebileceğini ve bu çerçevede, bunun verdiği imkanlar ölçüsünde düzenlemesi gerektiğini düşünüyorum” dedi.

TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERE VURGU
İkinci önemli ilkenin, temel hak ve özgürlüklerin teminat altına alınması olduğunu aktaran Kılıç, bugün yaşanan sıkıntıların en büyük kaynaklarından birisinin temel hakları sınırlandırma ölçüleriyle ilgili olduğunu kaydetti. Temel hakların katalogunun bütün dünyada aynı olduğunu dile getiren Kılıç, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bütün anayasalarda hemen hemen aynıdır. Ancak sınırlarda farklılıklar var. Bende o sınırlardaki sorunların üzerinde biraz durmak ihtiyacını hissettim. Sınırların biraz daha açık, net, anlaşılabilir ve keyfi yorumlara meydan vermeyecek çerçeve içerisinde düzenlenmesi gerektiğini söyledim. Bir diğer konu ise güçler ayrılığının, kuvvetler ayrılığının net, açık bir şekilde onunda birbirinden ayrılması gerektiğini ifade ediyorum. Bugün sistem değişikliği ile ilgili olan öneriler ve projelerde buradaki yaşanan sorunlardan kaynaklanıyor. Bence de doğrudur. Yürütme ve Yasama organındaki bu vesayet ilişkisi, bu güçler ayrılığı ilkesini maalesef gerçekleştiremiyor. Bununla ilgili bir anayasal değişiklik ne şekilde yapılır onu bilmiyorum. Çünkü bu tamamen yasama organın takdirinde olan bir hadise. Ancak bir anayasa değişikliği yapılmaz ise belki siyasi partiler kanunda ve seçim kanunun da yapılacak değişikliklerle bu konuda daha demokratik çözümler üretilebilir diye düşünüyorum."
Anayasa Mahkemesi’nin 51. kuruluş yıldönümü töreninde yaptığı konuşmada üstü kapalı çözüm sürecine değindiğinin hatırlatılması ve çözüm süreci konusundaki düşüncelerinin sorulması üzerine ise Kılıç, “Toplumda son yıllarda bu nefret kültürünün gelişmesini biz de büyük bir endişeyle izliyoruz. Ben toplumda gelişen bu nefret söylemlerinin bir çözümü olarak bunları öneriyorum. Bu söylemlerin gerçekten en aza indirilmesi gerekiyor. Nefret söylemi maalesef bir araya gelmemizi ve müzakere etmemizi ve diyalog kurmamızı engelliyor. Bu engelleri ortadan kaldırmanın yolu da, bu nefret söylemlerine daha az yer vermek suretiyle barışçı çözümleri konuşma imkanına sahip olmamız” yanıtını verdi.

KILIÇDAROĞLU’NUN TÖRENE KATILMASI
Anayasa Mahkemesi’nin 51. kuruluş yıldönümü törenine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da katıldığının hatırlatılması üzerine ise Kılıç, şunları söyledi:
“Biz tabii ki anamuhalefet partimizin liderinin böyle bir mutlu günümüzde bizi onurlandırmış olmasından büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Tabii ki Anayasa Mahkemesi anamuhalefet, iktidar, bunların hepsi birbiriyle ilintili ve bağlantılı olan kurumlardır. Dolayısıyla gelmeleri, görüşmemiş, birbirimizi ziyaret etmemiz gayet normaldir. Normal olmalıdır. Bu diyaloglar kurulmalıdır. Biz sorunlarımızı ancak konuşarak çözebiliriz. Basın aracılığıyla ya da başka araçlarla konuşarak, görüşecek sorunları çözme imkanına sahip değiliz. Bu nedenle ben bu tür birlikteliklerin çok önemli olduğuna inanıyorum.”
Kılıç, konuşmasında yargısal hatırlatmalarda bulunduğunun, özellikle Silivri’de devam eden davalarla ilgili değerlendirmelerinin olduğunun hatırlatılması üzerine, “Konuşmamda ifade ettiğim gibi maalesef uygulamayla ilgili sorunlar yaşamaya devam ediyoruz. Bu uygulamalarla ilgili sorunlar konusunda Anayasa’nın 90. maddesinin ve bireysel başvurunun ben toplumuz için çok büyük bir imkan olduğunu düşünüyorum. Bu iki konuda eğer başarılı bir uygulama sergileyebilirsek yargıdaki uygulamalarla ilgili yaşanan bu sorunları en aza indireceğimiz kanaatini taşıyorum” diye konuştu.

KILIÇDAROĞLU İLE SOHBET ETTİ Mİ?
Kılıçdaroğlu ile ilgili konuşma fırsatı bulup bulamadığının sorulması üzerine ise Kılıç, “Hayır. Bir sohbet etme imkanı oldu. Aslına yukarıya bir çay içmeye çağırdık ve davet ettik. MYK toplantısı için katılamayacağını ifade etti. Fakat uygun bir zamanda ziyaret edeceğini ifade etti” dedi.
’Çözüm süreci kapsamında çekilmeyle ilgili yargısal bazı eksiklikler görüyor musunuz?’ sorusuna ise Kılıç, “Doğrusu bu siyasetin çok da doğrudan ilgilendiği bir konu. Bu konuda yargı olarak biraz daha suskun olmaya, biraz daha mesafeli durmaya gayret ediyorum. O nedenle ben bu konulara konuşmamda da dikkat ederseniz yer vermedim. Daha dolaylı, biraz daha üstü kapalı mesajlarla bunu aydınlatmaya çalıştım. Bu konuda çok fazla bir şey söylemek istemiyorum” diye konuştu.
Kılıç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “silahları bırakıp gitmezlerse güvenlik güçleriyle karşılaştıklarında, güvenlik güçleri de görevini yapmazsa yargısal bir sıkıntı doğabilir” açıklamasının hatırlatılması üzerine, “Bizim bu konuda herhangi bir telkinimiz, herhangi bir önerimiz olmadı. Ama bu konular aslında böyle açık açık medya önünde konuşulacak konular değil bence. Belki bu konuları çözme yolları biraz daha sessiz ve sakin olmalı diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.

YENİ ANAYASA
Konuşmasında yeni anayasa ile ilgili referandum çağrısının hatırlatılması üzerine de Kılıç, “Ben doğrusu eğer anayasanın tümüyle bir değişikliği söz konusu olacaksa, isterse 367’nin üzerinde konsensüs sağlansın, bence referanduma götürülmelidir. Halkın önüne götürülmelidir. Bugüne kadar yaşanan Anayasayla ilgili meşruiyet sorunu da en aza indirilmiş olur. Referanduma zaten 330-367 arasındaki bir sayıda gerçekleşirse kesin olarak gitmesi gerekiyor. 367’nin üzerinde de olsa referanduma gitmesi gerekir diye düşünüyorum” dedi.
(İHA)