BIST 10.025
DOLAR 35,16
EURO 36,68
ALTIN 2.956,54
HABER /  GÜNCEL

Anadolu Solu yeniden gündemde

CHP Lideri Deniz Baykal’ın Kudüs’teki Kubbetüssahra Camii’nde kıldığı namazın olumlu yankı bulması, ‘Anadolu Solu’ projesini yeniden partinin gü

Abone ol

Parti Meclisi ve Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncü, 2000 yılında ortaya atılan ancak uygulamaya geçirilmeyen projeyi tartışmaya açtı. Tütüncü, önceki gün toplanan PM’ye “Anadolu Solu-İnsan Odaklı Sol” başlıklı 18 sayfalık bir rapor sundu. Projenin geniş halk yığınlarında oluşturduğu umut ve ilginin hâlâ devam ettiğini belirten Tütüncü, “Bu açılımı halkımıza mal etmek onlara anlatmak gerekiyor.” dedi.

Bu konuda kolektif bir çabaya ihtiyaç duyulduğunu kaydeden CHP’li vekil, Anadolu Solu’nun amacının, ‘insanı onur ve saygınlığına yaraşır bir yaşam düzeyine kavuşturmak’ olduğunu söyledi. Tütüncü, “Çünkü yeni varlık bilimine göre insan, yaratıcılık melekesine sahip evrende yaratılmış tek ve en yüce varlıktır. Anadolu Solu’nun amacına giden yolda, çalışan ve çalışmayan nüfus grupları açısından ayrı öncelikler söz konusu olmalıdır.” şeklinde konuştu. Enis Tütüncü’yü ilgiyle dinleyen CHP lideri Baykal, konuya ilişkin raporu da övdü. 5 yıl önce gündeme getirdiği açılımı çok önemli bulduğunu vurgulayan Baykal, sol kesimde karşılaştığı dirençten yakındı: “Yıllar önce bu açılımı yaptık; ama kendisini sol olarak gören entel kişiler ‘partiyi sağa çekiyorsunuz’ gibi değerlendirmelerde bulundu. Biz bu anlayışla son derece haklı bir noktadayız. CHP halkın tarihiyle, inanç ve felsefesiyle bütünleşmiştir. Sol devşirme bir hareket değildir. 850 yıllık birikim, dayanışmacı halk kültürüyle vardır. Biz bu geçmişle iftihar ediyoruz.”

Tütüncü’nün PM üyelerine dağıttığı raporda ise Anadolu Solu’nun köklerinin Hacı Bektaş-ı Veli, Mevlana ve Ahi Evran düşüncesinden kaynaklanan Anadolu Hümanizması’na uzandığına işaret edildi. Anadolu Ulusal Devrimi’yle temellenen projede, Kemalizm, sosyal demokrasi ve Altı Ok’un yeni bir yorumla bütünleştiği savunuldu. Laiklik üzerinde de durulan raporda, şu görüş dile getirildi: “Laikliğin korunması, eğitimin laikleşmesinden geçer. Yeniliğe ve değişime açık çağdaş bir toplum ve devlet yapısının oluşturulması eğitimin laik olmasına bağlı. Laikliğin gereği, inanç dünyası sivil topluma devredilecek. Devlet inançlara karışmayacak, dinsel inançların da devlet işlerine karıştırılmasına izin verilmeyecek.”

Haber: Habib Güler
Kaynak: