Zorunlu din dersi tartışması
Abone olZorunlu din dersine dava açan avukat konuştu
Kızına zorunlu din dersi okutulmasına karşı çıkarak AİHM'de dava
açan Alevi babanın avukatlığını da üstlenen Kazım Genç "Bu uygulama
sadece Alevilerin değil, bütün ülkenin sorunu" diyor.
DERYA SAZAK: AİHM, Türkiye'de zorunlu din dersi uygulamasının
kaldırılması istemiyle açılan davada Hasan Zengin adlı Alevi bir
babanın kızıyla ilgili itirazını esastan inceleme kararı aldı.
Duruşma 3 Ekim'de yapılacak. Siz şikâyetçi ailenin avukatısınız. Bu
aşamaya nasıl gelindi?
KAZIM GENÇ: Öncelikle şunu
söyleyeyim, Türkiye kamuoyu çok büyük bir yanılgı içinde. Zorunlu
din dersleri sadece Alevilerin değil, ülkenin sorunudur. 1982
Anayasası'ndan önce zorunlu din dersi yoktu. Bu, askeri yönetimin
dinsel kesimlerle yapmış olduğu pazarlık sonucu cemaatlere verdiği
bir tavizdir. 'Marmaris sakini' bile bu konudaki pişmanlığını ifade
etti. Düşünebiliyor musunuz, Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve
Terbiye Kurulu alacağı bir kararla okullarda Türkçeyi, matematiği,
fen derslerini kaldırabilir ama Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
dersine dokunamaz. Çünkü Anayasa ile güvence altına alınmış tek
derstir.
'Bütün dinler öğretilmeli'
İslami kesim de uygulamadan pek memnun değil. Okullarda din dersi
verilmediğini, öyle olsa namaz kılınacak yerler bulunması
gerektiğini savunuyorlar.
Var efendim var. Geçenlerde Yalova'da din dersi öğretmeni çocukları
camiye götürdü, namaz kıldırdı. Keçiören Lisesi, Diyanet'ten 700
tane Kuran tefsiri istedi, çocuklara dağıtmak üzere. Talim ve
Terbiye Kurulu'nun din derslerinin nasıl olacağı hakkında müfredatı
var. Dinler hakkında genel kültür veriliyor olsa Hıristiyanlık,
Musevilik, Budizm, akla ne kadar din, mezhep geliyorsa anlatılır.
Ama anlatılan sadece Müslümanlık öğretisi, ayetler dualar...
Nüfusun yüzde 99'u Müslüman olan bir toplumda nüfus kâğıtlarına
'dini İslamdır' diye yazıldığına göre, din dersinde başka ne
öğretilecek?
Anayasa'nın 2. maddesindeki laiklik ilkesi durdukça kimseyi dini
eğitime zorlayamazlar. İsteyen 'Din Kültürü' dersi alabilir. Milli
Eğitim Bakanlığı bürokratlarının söylediği gibi, 'Müslüman değilim
diyorsan alma' diyemezsin. Böyle bir zulüm olabilir mi? Alevi olsun
olmasın bir vatandaşın Müslümanlığının takdiri kimin
yetkisinde?
'Alevilik yok ediliyor'
Milli Eğitim Bakanı o sözleri yalanladı...
Laik bir ülkede din eğitimi olmaz. Devletin dini olmaz. Devlet
ateiste de, sade inanç sahibine de aynı uzaklıkta olmak zorundadır.
Bugün Alevilik yok edilmek isteniyor. Okullarda Din Kültürü dersi
altında verilen İslam eğitimidir ve 10 yaşına gelmiş bir çocuğun
Alevilikle ilgili öğreneceği bir şey yoktur. AİHM'ye dava açtık,
ders kitaplarını mahkemeye gönderdik. AİHM inceleme sonunda 15
Kasım 2000 tarihli bir rapor hazırladı. Ders kitaplarının tamamen
'İslamiyetin temel kurallar ve ahlak eğitimiyle ilgili olduğunun
anlaşıldığını' bildirdi.
Alevilik öğretisi yok.
Mahkemenin yaptığı tespit budur.
Siz ne istiyorsunuz?
Madem Anayasa ile Türkiye Cumhuriyeti'nin çağdaş, laik bir hukuk
devleti olduğunu kabul ediyoruz, o halde Milli Eğitim Bakanlığı
okullarında din eğitimi yapılamaz. Alevilik eğitimi de yapılamaz.
Bunun Alevilikle, İslamla ya da başka bir dinle ilgisi yok.
Resim ve müzik notları 5'ti, davadan sonra 1'e düşürdüler
Hasan Zengin'in kızıyla ilgili itirazında AİHM aşamasına nasıl
gelindi?
Çocuğuna din dersi okutulmasını istemeyen aile, 2001 yılında
İstanbul Valiliği'ne başvurmuş . Valilik ret cevabı veriyor. İdare
Mahkemesi'nden de sonuç alamayınca bize geldiler. 2 Ocak 2004'te
açtık davayı. AİHM'nin 9. maddesi çok açık. 'Herkes vicdan ve din
özgürlüğüne sahiptir' deniyor ve bu hakkın ibadet, ayin yapma ve
kendi inançları doğrultusunda öğrenme ve uygulamayı da kapsadığını
belirtiyor. Bir de Ek Protokol'ün 2. maddesi var: 'Anne ve babanın
dini eğitim ve öğretimin kendi dini inançlarına göre yapılmasını
isteme hakkı' bulunuyor. Hatice Köse ve Ali Kenanoğlu
arkadaşlarımızın Türkiye'de açtıkları başka davalar var. Hatice
Köse, çocuğunun din dersi almasına itiraz edince, ilk sömestrde 5
olan müzik, resim, beden eğitimi notlarını 1'e düşürdüler. Davadan
sonra bu çocuğun yeteneği mi bitti. Bu tür baskılarla
karşılaşıyoruz.
Almanya'da Türk çocuklarına Müslümanlık öğretiliyor.
Tabii, hocalarını biz gönderiyoruz. Almanya Alevi Federasyonu
Berlin'de 2 yıldır Alevi çocuklarına Alevilik dersi veriyor.
AİHM'den 3 Ekim'de nasıl bir karar bekliyorsunuz? Prof. İbrahim
Kaboğlu, Alevilerle ilgili başvurunun esastan incelenecek olmasını
yorumlarken, hukuki sürecin, 'devlet, kamu okullarında tek bir dini
öğretemez' şeklinde sonuçlanabileceği düşüncesinde. Türkiye
açısından ileride nasıl bir durum doğacak?
Davanın aşamalarının ne olacağını bilemiyoruz. Alevilerin itirazı
yönünde çıkacak bir karar ileride Büyük Daire'den de geçerse din
dersi anayasal zorunluluk olmaktan çıkacak. Okuma-yazma Anayasa
güvencesi altında değil ama din öğretiminde buna gerek duyuluyor.
Sorun burada. Böylece devlet dinselleştiriliyor.
Türkiye'nin üçte biri Alevi ama 350 AKP'li arasında tek Alevi
yok
Aleviler neden rahatsız, Sünni İslamın siyasallaşmasından mı?
Humeyni, Taliban nasıl birilerini yok ettiyse Türkiye'de de 10-15
yılda birileri birilerini yok edecektir. Ve yok edilecekler
arasında Aleviler var.
Alevilere yönelik neden tehdit olsun?
Bizim mücadelemiz tehditten kaynaklı değil. Biz bu devlette Türkü,
Kürtü, Çerkezi, Lazı, Alevisi Sünnisi özgür ve eşit olarak yaşamak
istiyoruz. Biz Türkiye'de azınlık değiliz, ülke nüfusunun üçte
birini oluşturuyoruz. Düşünün, iktidar partisinin 350 kişilik
parlamento grubunda temsil edilmiyoruz.
AKP'de Alevi milletvekili yok mu?
Çok şükür yok. Olmaması bizi rahatsız eden bir şey değil ama
AKP'nin ne kadar ayrımcı olduğunu göstermesi açısından önemlidir.
Diyanet'te de temsil sorunu yaşıyoruz. Bütçeden yardım alamıyoruz.
O Diyanet, 87 bin caminin elektriğini, suyunu, imamını karşılıyor
ama Türkiye'de resmi olarak tek cemevi yoktur. Bizim savunumuz şu:
Devlet Diyanet'i lağvetmek zorundadır. Diyanet laik bir ülkede
olmaması gereken bir kurumdur.
Diyanet kalkarsa dini etkinlikler tümüyle tarikatların eline geçmez
mi?
El insaf! Fethullah Gülen'in dünyada kaç okulu var, Türkiye'de
Kuran kursları, vakıf okulları denetlenebiliyor mu? Gülen'e yakın
olan bir kişi günlerdir açıklıyor, 10 milyar dolara hükmediyorlar.
Diyanet nesine engel olacak bu örgütlenmenin.Hangi denetimden
bahsediyorsunuz.
İnancı ölçmek Milli Eğitim'in haddi değil
Cemevlerine niye destek sağlanmıyor? Alevilik, Müslümanlık dışı mı
sayılıyor?
Bunu ölçmek Milli Eğitim'in haddi değil. Bürokratlar barometre mi
ki, insanların dini inançlarını ölçsün. Siz kendinizi Alevi görür
ve İslamın içinde sayarsınız. Bir başkası İslamın dışında yaşar.
Kimseyi ilgilendirmez. Aleviliğin Anadolu'ya özgü olduğu ve
İslamiyetin sonradan geldiği yaygın bir inanıştır. Bu işin teolojik
yönüdür. Devletin yapacağı inançlara saygı göstermek ve dini eğitim
konusunda kimseyi zorlamamaktır. Biz olayı bir din meselesinden öte
Türkiye'nin demokrasi sorunu olarak görüyoruz.
Alevilik ile Sünni Müslümanlığın ayrıştığı alanlar neler? Temel
ayrışma Tanrı'ya inancın yorumunda mı?
Alevilerin Tanrı'ya bakışı çok farklı. Tanrı'nın insanda olduğuna
inanırlar. O yüzden derler ki, ne ararsan kendinde ara, hacda
Mekke'de, Kâbe'de değil. Aynayı tuttum yüzüne, Ali göründü yüzüme.
İslamiyette böyle bir şey yoktur. Tanrı insandır dediğinizde
kâfirlik noktasına düşersiniz. 'Enel hak' dediği için Nesimi'nin
derisi yüzülmüştür.
Aleviler, laik ve demokratik cumhuriyet için hep güvence olarak
görülür. Neden?
Biraz da tersinden bakın, laik cumhuriyet bizim güvencemiz olsun
artık. Maraş katliamından Sivas'ta yakılışımıza, Gazi Mahallesi'nde
kurşuna dizilişimize kadar neler oldu. Biz artık yakılmadan,
kıyılmadan, kurşuna dizilmeden yaşamak istiyoruz.
Sivas Katliamı'nda Hizbullah kuşkusu
Sivas'ın acıları küllenmedi.
Kim ne derse desin, Sivas katliamı, içinde devlet görevlilerinin de
olduğu organize bir katliamdır. Türkiye'nin orta yerinde bir şehrin
tam 7 saat boyunca 'Cumhuriyet burada kuruldu, burada yıkılacak'
diye bağırılarak teslim alınmasına devlet ses çıkarmamışsa başka
türlü düşünemezsiniz.
Madımak Oteli yakılmadan önce 'Asker Bosna'ya' sloganları üzerine
askerlerini çeken alay komutanının ardındaki güç, devlet gücüdür.
Yıllar geçtikçe yeni bilgiler ortaya çıkıyor. Anma toplantısı için
Sivas'a gittiğimizde katliam günü Batman'dan, Konya'dan iki otobüs
dolusu insan getirildiğini anlattılar. Bir başka kaynak 3 gün önce
bana dedi ki, 'Vicdan azabı çekiyorum. Olayın olduğu günün akşamı
bir otobüs dolusu insanı Romanya'ya götürdük.' 'Bu ifadeyi yazlı
verebilir misin?' diye haber gönderdik, bir daha ses çıkmadı.
Bunlar ne tür kuşkuları akla getiriyor?
Hizbullah... Katliamı düzenleyen örgütler ele geçirilmedi. 33 kişi
yakıldı. '33 idam cezası veriyoruz. Bu meseleyi kapatın' diyorlar.
Solingen'e bakın, Almanlar unutturuyor mu. 5 yurttaşımızın
yakıldığı yer kamulaştırıldı, çınarlar dikildiy, her yıl anma
töreni yapılıyor. Madımak'ta ise belediye ruhsat verdi, et
lokantası açıldı. 60 yaşında bir kadın valiliğe dilekçe vermiş,
'Madımak'a karanfil bıraksam suç olur mu?' diye. Bu korkunun olduğu
yerde Sivas katliamını nasıl unutabilirsiniz?
Söyleşi: Derya Sazak
Kaynak: www.milliyet.com.tr