Zorlu başbakan olsaydı

Zorlu, rekabetin her işin başı, en büyük motivasyon kaynağı ve oyunun kuralı olduğunu, rekabet olmadan hiçbir şeyin olamayacağını kaydetti. Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda ekonomide rekabetin olmasının beklenemeyeceğini, çünkü üretimin olmadığını, sanayinin çok zayıf olduğunu anlatan Zorlu, Türkiye'nin gümrük duvarlarını kaldırdıktan sonra güçlendiğini ve milyarlarca dolar ihracat yapan bir ülke haline geldiğini söyledi. Zorlu, "Keşke gümrük duvarlarını çok daha önce kaldırsaydık. Çünkü o günlerde herkes iç pazarda bire mal edip üçe satıyor, rekabete girmediği için kendini geliştiremiyordu. Biz bile bir deseni 6 sene sattık. Yenisini yapmamıza gerek yoktu. Yenilikçi olmazsanız dünyayla rekabet edemezsiniz" diye konuştu. 2002 yılına kadar her 3-4 senede bir ekonomik kriz yaşandığını dile getiren Zorlu, şöyle konuştu: "3-4 senede bir kriz yaşamasaydık, Türkiye'nin milli geliri 10 bin doları geçerdi. Bugün Türkiye Avrupa'nın dayanıklı tüketim malları üssü oldu. Rekabet işte budur. Uzak Doğulular Türkiye'den şikayet ediyor. Türkiye'nin özelleştirmeleri yapması lazım. Devletin üretimden çekilmesi lazım. Sat kardeşim. Ben başbakan olsam hepsini bir ay içinde satarım." Avea Genel Müdürü Cahit Paksoy da "Küresel pazardan daha fazla pay almak için en önemli koşul rekabet gücüdür. Türkiye'nin emek yoğun mal ihracatından teknoloji, sermaye yoğun mal ihracatına geçmesi lazım" diye konuştu. Telekom sektöründe de rekabet koşullarının iyileştirilmesinin ardından Türk sanayicisinin daha uygun maliyetlerde hizmet alacağını aktaran Paksoy, Türkiye'nin aylık konuşma ortalamasının 66-67 dakika Avrupa'da ise 300 dakika civarında olduğunu anlattı.