Zor günlerin adamı Cindoruk!

Hadi ÖZIŞIK hadi.ozisik@internethaber.com
DP lideri Mehmet Ağar emanetçisini bulmuş. "Hüsamettin Abi" modeli, olağan kongreye kadar sürecekmiş!
DP Genel Başkan Yardımcısı Salim Ensarioğlu, "Zor günlerin adamı" diyor Hüsamettin Cindoruk için!
Öyle mi gerçekten? Demirel'in emanetçiliğini yaptı diye Cindoruk "zor günlerin adamı" mı oldu şimdi?
Elbette hayır!
Cindoruk'un "zik zak"larına baktığımızda, DP için "taze kan" olamayacağı görülecektir. Cindoruk, geçmişte Demokrat Parti'den Hürriyet Partisi'ne geçerek, arkadaşlarını yalnız bırakmıştır. Aynı Cindoruk'u bu sefer Adalet Partisi kesmiyor; son durak Demokratik Parti.
DYP'de bir süreliğine "iyi bir emanetçi" olan Hüsamettin Bey, Çiller'in liderliğini içine sindirmemiş ve Demokratik Türkiye Partisi'nin yolunu tutmuştur daha sonra.
Hem de iktidardaki partisinin içini boşaltarak!
Şimdi söyler misiniz, "misyon" veya "abi"lik bunun neresinde?
"Zor günde" bırakıp kaçan, ya da "bölen" bir Cindoruk, olağan kongreye kadar DP'ye nasıl bir katkı sağlayacak?
Bilen varsa beri gelsin!
Özeti şu:
Cindoruk çare değil!
Peki kim?
Ağar hiç değil...
4,5'larda olan DP'nin kurtuluşu için "yeni bir isim" şart.
Çiller'in döneminde İstanbul İl Başkanlığı yapan Süleyman Soylu, çok genç olmasına rağmen, uzun vadede DP'yi yeniden şahlandırabilecek bir isim. Çünkü Soylu'nun geçmişi temiz, babası Hasan Soylu gibi bu partinin her kademesinde görev almış birisi.
Üstelik saygılı!
Celal Adan ve onun gibi düşünenler, Soylu'yu küçümseyeceklerdir.
Bu normaldir!
Koltuğu veya siyasi geleceği tehlikeye düşenler bunu hep yapmıştır.
Hatırlayın!
Tayyip Erdoğan'ı da böyle küçümsemişlerdi.
Hatta, "Ondan muhtar bile olmaz" demişlerdi.
Sonuç ortada.
Kim ne derse desin, DP tabanı Soylu'yu istiyor.
CHP tabanının Sarıgül'ü istediği gibi.
Gerisi teferruattır.
DP'liler tahammül edebilirlerse, daha doğrusu kendilerinden biri olan Soylu'yu içine sindirebilir ve ona destek olurlarsa, uzun vadede DP'nin yeniden şaha kalkmaması için hiçbir neden yok.
Deneyin göreceksiniz!

TRT'de İbrahim Şahin dönemi
İbrahim Şahin yakından tanıdığım bir isim. Çalışkan, dürüst, mesai mefhumu düşünmeyen biri.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın "beyninin yarısı" idi Şahin... Günceli yakalayabilen, bürokratik engellere tahammül edemeyen, teknoloji ile barışık, "İnternet dostu" bir isim.
O şimdi TRT'nin başında...
"Hayırlı olsun" dedim telefonda...
Teşekkür etti...
Hızlı başlamış Şahin...
"İşinin ehli" olanları önemsiyor...
"Torpil"e karşı...
Gözü kara...
Anladığım o ki, TRT'de çok yakında müthiş bir değişim yaşanacak.
Hoşuma gitmeyen tek şey (!) TRT'nin web sitesinin bize rakip hale getirilecek olması.
Hayırlı olsun!

Devlet pazarlık yapar mı?
Doğu ve Güneydoğu insanı ne zaman yatırım istediyse, devlet ekranı hep aynı cevabı verdi:
-Hele şu terör bitsin.
Geçen gün bana sordular:
-Devlet teröristle pazarlık yapar mı?
Yapmaz gibi görünen devlet, bugünlere pazarlık yapa yapa geldi aslında.
-Terör bitsin!
Ne yani, terör devam ettikçe bölgeye bir şey yapılmayacak mı?
Yapılmadı işte!
Hep laf...
Demirel, "Kürt realitesini tanıdı"
Mesut Yılmaz, "AB yolu Diyarbakır'dan geçer" dedi...
Çiller "Bask modeli" önerdi.
Erdoğan "Kürt sorununu" tanıdı.
Ne oldu peki?
Hiç!
Neden?
-Hele bir terör bitsin!
Bu pazarlık değil de nedir Allah aşkına?