Zona nedir? Kalp krizi ve apandist ile karıştırılıyor
Abone olDermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Özlem Ekiz, zaman zaman şiddetli ağrı sebebiyle kalp krizi, apandist ve mide ülseri ile karıştırılan 'zona' ağrısına dikkat çekerek tedavisi hakkında bilgi verdi.
Halk arasında ‘gece yanığı’ olarak bilinen zona hastalığı
hakkında önemli bilgiler veren Ekiz, Sağlık Bakanlığı’nın
verilerine göre, Türkiye’de nüfusun yaklaşık yüzde 15’inin
yaşamları boyunca en az bir kez zona olduğunu, her yaşta
görülebilen bu ağrının stres, bağışıklık sisteminin zayıflaması,
kronik sağlık sorunları, romatizmal hastalıklar, dengesiz beslenme
sonucu ortaya çıkabildiğini vurguladı.
Doç. Dr. Özlem Ekiz, “Zona veya halk arasında bilinen adıyla
gece yanığı, su çiçeğiyle aynı virüsün sebep olduğu bir enfeksiyon
hastalığıdır. Suçiçeği enfeksiyonu sonrası virüs, sıklıkla
gövdedeki sinir köklerinde, herhangi bir belirtiye neden olmadan
yıllarca vücutta kalır."
"Genellikle vücut savunma sisteminin zayıflaması durumunda tekrar aktifleşerek zona hastalığına neden olur. Hastalar, bir çok başka hastalığa benzer şikayetleri oluşması sebebiyle çoğunlukla da oluşan ağrı nedeni ile doktora başvururlar. Hastalığın bir sonraki evresinde ortaya çıkan deri döküntüsü başlayınca da bir dermatoloğa (cildiye uzmanına) başvurma veya yönlendirilme gereği duyarlar.”
En önemlisi: Stres
Zonanın genellikle 50 yaş üzeri erişkin hastalarda ortaya çıktığını
ancak herhangi bir yaşta da görülebildiğini kaydeden Doç. Dr. Özlem
Ekiz, şu bilgileri verdi:
“Yaşlılarda, şiddetli fiziksel ve duygusal stres geçirenlerde,
immün (bağışıklık) sistemini zayıflatan (lösemi, lenfoma v.b)
hastalığı olanlarda, immün sistemi baskılayan ilaç alanlarda zona
hastalığı daha sık görülür. Ayrıca bazı romatizmal hastalıklar gibi
kronik sağlık sorunları olanlarda, dengesiz beslenme veya başka
tedaviler için kullanılan ilaçların yan etkileri sebebiyle de zona
hastalığı ortaya çıkabilir”
Kabarcıklar çıkana kadar anlaşılmıyor
Genellikle hastada ilk bulguların, tek taraflı, belirli bir alanda,
yanıcı batıcı tarzda ağrı başlaması olduğunu söyleyen Dr. Ekiz, “Bu
ağrı bazen o kadar şiddetli olmaktadır ki, döküntüler ortaya
çıkıncaya kadar kalp krizi, apandist, renal kolik dediğimiz
böbreklerdeki sorunlara bağlı ağrılar ve bazen de mide ülseri
ağrısı ile karıştırabilir. Bu bulguları takiben 1-7 gün içinde,
aynı bölgede kırmızı bir döküntü başlar ve o alana yayılır. Zamanla
içleri sıvı dolu küçük kabarcıklar ortaya çıkar. Çok nadiren de
olsa hastalık döküntü olmadan da oluşabilir ve bu durumda tanı
konması oldukça zorlaşır. Suçiçeği hastalığı geçirmeyen risk
altındaki (bağışıklık sistemi zayıflamışlar, yenidoğanlar ve bazen
de gebelerde) kişilerde dikkatli olmak gerekir. Nadir de olsa bu
kişilere bulaşabilir ve suçiçeğine neden olabilir” diye
konuştu.
Zona nasıl tedavi edilir?
Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Özlem Ekiz hastalığın tedavisi
konusunda şu bilgileri verdi: “Virüsün gelişimini engelleyen
antiviral tabletler yanında sınırlı durumlarda bazen antiviral
kremler de önerilir. İçi sıvı dolu kabarcıkların tedavisinde bazen
antibiyotik veya antiseptik solüsyonlar da kullanılabilir. Zonada
kabarcıklar 2-3 hafta içinde düzelebilir. Tedavideki amaç ağrılı
süreci azaltıp, iyileşmeyi hızlandırmaktır."
"Burada tedavi ilk 3-4 gün içerisinde başlar ise etkili olur. Özellikle vücudun tek tarafında yeni başlayan şiddetli ağrı durumunda zona hastalığı açısından dikkatli olmak, hastaları bir dermatoloğa yönlendirip vücudun tüm hatları ile deri muayenesini yapmak, hastalara gereksiz tetkik yapılmasının ve vakit kaybedilmesinin önüne geçilmesi açısından çok önemlidir.”