Zirve Yayınevi davasında 40 ay sonra tahliye
Abone olZirve Yayınevi davasında örgüt suçlamasıyla tutuklu bulunan 8 sanıktan 4’ü tahliye edildi.<br/>Zirve Yayınevi davasının 94. duruşmasının iki...
Zirve Yayınevi davasında örgüt suçlamasıyla tutuklu bulunan 8
sanıktan 4’ü tahliye edildi.
Zirve Yayınevi davasının 94. duruşmasının ikinci bölümünde
sanıklardan emekli Kurmay Albay Mehmet Ülger, “Özel yetkili
mahkemelerin adil yargılama yapmadıkları ortaya çıkmış durumdadır.
Bu mahkemeler haklı nedenlerden dolayı kaldırılmıştır. Özel yetkili
savcıların nasıl hak mahrumiyeti yaptıkları tespit ve tescil
edilmiştir. Sadece adil yargılanmak istiyorum. Savcı Zafer Hazar
tarafından sanık savunmaları hiç okunmamış ki, mütalaasında hiçbir
şekilde yer vermemiştir. Bu davada gizli tanık ve tanıklar mahkeme
tarafından ve savcı tarafından yönlendirilmiştir. Sahte deliller
üretilmiştir. Haydar Yeşil’e ait olduğu iddia edilen hard-disk
TÜBİTAK’a gönderilmemiştir. İlker Çınar’a ait ses kayıtları
başkalarına aitmiş gibi gösterilerek bir kısım bölümler
çıkartılmıştır. Ses kayıtlarına eklemeler yapılarak sahte belgeler
üretilmiştir. Ses kayıtlarının incelemesi Emniyet Müdürlüğü’nde
görevli polislere yaptırılmıştır. Bu polisler taraflı olarak rapor
hazırlamışlardır. Adalet Bakanlığı’na suç duyurum üzerine Malatya
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmıştır. Ses
kayıtları TÜBİTAK tarafından incelenmeli. İl Jandarma Komutanlığı
personelinin hiç ilgisi ve alakası olmamasına rağmen bu olay İl
Jandarma Komutanlığı’nın üzerine yıkılmıştır. İşte en büyük
ahlaksızlık budur. Emre Günaydın’ın olay yerinde düşmesinden sonra
kaldırıldığı hastanedeki kamera ve görüntü kayıt sistemi Cumhuriyet
Başsavcılığı’nın emri üzerine Emniyet Müdürlüğü tarafından
kurulmuştur ve görüntü silinmişse bu kurumca silinmiştir. Ancak bu
kayıtların silinmesi olayı benim üzerime atılmıştır. İlker Çınar’ın
askeri mahkemede yargılanarak cezaevine girişi ile ilgili evraklar
Savcı İsmail Aksoy tarafından saklanmış ve adil yargılama
yapılmamıştır” dedi.
“İSTİHBARAT ÇALIŞMASI YAPAN KİŞİYİ TESPİT ETTİK, ANCAK SAVCILIKTA
BİR SONUÇ ÇIKMAYINCA YURT DIŞINA KAÇTI”
Emekli Albay Ülger, “Cemaat bu cinayeti masum insanların üzerine
yıkıyor. İlker Çınar’ın TUSHAD kuryesi Ahmet Erdoğan’ı teşhis
ettiği dosyada belirtiliyor. Bu şahsın mahkemede dinlenilmesini
talep ediyoruz. İlker Çınar için yurt dışı yasağı konulmasını talep
ediyorum. İlker Çınar benim mahkemeyi yanıltmam için 16 klasör
sunduğumu iddia etmiştir. Ancak bu 16 klasör maktullerin
bilgisayarlarından çıkan belgelerdir. Bu bir cinayet davası
değildir. Bu dosya dahil edilenlerin tasfiye edilmesi davasıdır.
Binbaşı Haydar Yeşil tanıdığım en namuslu subaylardan birisidir.
Fethullah Gülen cemaati ile ilgili çalışma ve kimin Alevi, kimin
Sünni diye tespit yapanları ortaya çıkardığı için bugün burada
yargılanıyor. İl jandarma olarak istihbarat çalışması yapan kişiyi
tespit etmek için dönemin valisinden öğretmenlerin listesini
istedim, vermediler. Savcılıktan talepte bulunduk, ancak bir sonuç
çıkmadı ve o şahıs yurtdışına kaçtı. O şahısla ilgili olarak
Emniyet Müdürlüğü’ne yazı yazmıştık. O yazı içeriği gizli tanık
İlker Çınar’a verilmiş. Dönen dolap çok büyük. Aleyhimize konuşması
için zorlanan Uzman Çavuş Aykut Saka, konuşmadığı için uygunsuz
fotoğraflarla şantaj yapıldı ve ordudan atılması sağlandı”
iddialarında bulundu.
Duruşmada konuşan Binbaşı Haydar Yeşil ise şunları söyledi:
“Bu dosyanın soruşturma ve kovuşturmasını yapan savcı, hakim ve
emniyet mensupları paralel yapı nedeniyle ya görevlerinden alınmış
ya da görev yerleri değiştirilmiştir. Malatya İl Jandarma
Komutanlığı’nca operasyon yapılan kişilerden ve halen bu
operasyonlar nedeniyle yargılananlardan kurgu tanıkların iftira ve
hakaretlerine göz yumulmuştur. Emre Günaydın’ı azmettirmekle
suçlanan Ruhi Polat halen dosyada müşteki olarak aranıyor, Suat Er
adlı şahıs ise mütalaanın verildiği duruşmada tanık olarak
dinlenmiştir. Yargılamanın yapıldığı günden beri istemiş olduğumuz
HTS kayıtları verilmemiştir. Dosyadaki HTS kayıtları montajlanmış
ve sahte belge üretilmiştir. Ses kayıtlarını içeren sahte içerikli
çözümler yapılmıştır. İlker Çınar’ın yargılanıp cezaevinde kalması
ile ilgili belgeler mahkemeden saklanmıştır ve herhangi bir
soruşturma yapılmamıştır. Savcının devletin arşivinden gelen
belgeler için ‘sahtedir’ demesi düşündürücüdür. Delil
değerlendirmesi yapılmadan mütalaaya geçilmiştir. 17 Aralık
hadisesinin ardından yangından mal kaçırırcasına hemen mütalaa
verilmiştir. İlker Çınar’ın 17 Şubat tarihli ifadesindeki çok
sayıdaki paragraf kes-yapıştır yapılarak mütalaaya eklenmiştir.
Türkiye’de sanıkları suçüstü yakalanıp da 7 yılda bitmeyen başka
bir dava var mıdır? Tanıktan 17 kez ifade alınan başka bir dava var
mıdır?”
Sanık Ruhi Abat ise, kendisinin 1998 yılında bilimsel makale olarak
kaleme aldığı “Dinler Arası Diyalog Noktası” adlı makalesi
nedeniyle bu davaya dahil edildiğini belirterek, “Bizden ses
örnekleri alınmadan ses kayıtları çözümü yapılmıştır. ‘Kes yapıştır
Hayrettin usulü’ ses kayıtları çözümü yapılmıştır. 1998 yılında
henüz kurulmamış olan AK Parti’yi düşürmek ve görevini
yaptırmamakla suçlanıyorum” dedi.
Abat, can güvenliği nedeniyle korunduğu bir dönemde terör örgütü
üyesi olarak suçlandığını belirterek, Malatya Valiliği’nden can
güvenliğinin korunması ile ilgili kararın istenilmesini de talep
etti.
Cumhuriyet Savcısı Zafer Hazar, mahkeme heyetinden tüm sanıklar
için tutuklamanın devamına karar verilmesini talep etti.
Mağdur avukatlarından Murat Dinçer, dava kapsamındaki cinayet
dosyası ile örgüt dosyasının birbirinden ayrılmasını talep
etti.
Emekli Albay Mehmet Ülger’in avukatı Saim Tuğrul, “Eğer İlker Çınar
doğru söylüyorsa, çok değerli yargının üst düzey görevlilerinin
hepsini askeri mahkeme kararının altında imzası var. Bunların
hepsinin örgüt üyesi olarak yargılanması gerekiyor” dedi.
MİSYONERLİK BELGELERİNİ İSTEDİ
Duruşmaya ara veren mahkeme heyeti, daha sonra kararlarını
açıkladı. Mahkemenin vermiş olduğu ara kararlara göre Ergenekon
davası kararının istenilmesine, kovuşturmanın genişletilmesi
talepleri için taraflara 15 gün süre verilmesine, davanın asıl 5
sanığı olan Emre Günaydın, Abuzer Yıldırım, Cuma Özdemir, Salih
Gürler ve Hamit Çeker için adli kontrol tedbirlerinin
uygulanmasına, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen
kriminal oda soruşturması dosyasının istenilmesine, Gölcük’te ele
geçirilen CD için hazırlanan evrakların istenilmesine, Malatya ve
Mersin İl Jandarma’da istihbarat birimlerinin bulunup
bulunulmadığının, görev sınırlarını coğrafi olarak belirlenip
belirlenmediğinin, Emniyet Müdürlüğü sınırları içerisinde görev
yapıp yapamayacaklarına, misyonerlikle ilgili bir görevlendirmenin
olup olmadığının, istihbarat bilgilerinin MİT ve devletin başka
kurumları ile paylaşılıp paylaşılmadığının, ASAF adı altında
misyonerlik faaliyetlerinin izlenip izlenmediğinin, bu izlemenin
yasal olup olmadığının sorulmasına, MİT’ten misyonerlikle ilgili
faaliyet bilgilerinin gönderilip gönderilmediğinin istenilmesine
karar verildi.
40 AY SONRA TAHLİYE
Mahkeme heyeti, 40 aydan beri tutuklu olan Astsubaylar Abdullah
Atılgan ve Murat Göktürk, Uzman Çavuş Mehmet Çolak ve Levent Ercan
Gelegen hakkında tahliye kararı verirken, emekli Albay Mehmet Üler,
Binbaşı Haydar Yeşil, Öğretim Üyesi Ruhi Abat ve Varol Bülent Aral
hakkında ise tutuklamanın devamına karar verdi.
Mahkeme heyeti, 95. duruşmanın 18 Ağustos 2014 tarihinde
yapılmasına karar verdi.
(İHA)