Zeybekci işçi eylemlerinin maliyetini açıkladı
Abone olEkonomi Bakanı Nihat Zeybekci, otomotiv sektöründeki işçi eylemlerinin maliyetini açıkladı: 500 milyon dolar!
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, otomotiv sektöründeki
eylemler nedeniyle ihracattaki kaybın yaklaşık 500 milyon dolar
olduğunu söyledi.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Bursa'daki otomotiv işçilerinin
iş bırakma eylemi ile ekonomiye etkisini değerlendirdi. TOFAŞ, Ford
ile Oyak Renault'ta, kanuni süreler içerisinde işçi sendikalarıyla
işverenlerin bir araya gelerek, tamamen uzlaşmayla sonuçlanan örnek
bir toplu sözleşmenin imzalandığını anımsatan Bakan Zeybekci, toplu
sözleşmenin geçerli olduğu sürenin yarısına bile gelinmeden eylemin
yapıldığına işaret etti.
'KAYBEDEN TÜRKİYE OLMUŞTUR'
Hiçbir hukuki gerekçesi olmadan iş yerinin işgal edilerek üretimin
durdurulduğuna dikkati çeken Zeybekci, "Grev değil, altını
çizerek söylüyorum; Türkiye'nin ihracatında ilk üçte yer alan
otomotiv sektörümüzde yaşanan bu gelişmeler bizi bir çok açıdan
endişelendirmiştir. İş yeri güvenliği, iş güvenliği, ekonomimizin
güvenliği anlamında, ihracatımızın seyri ve uluslararası yatırımda
tercih edilen Türkiye’nin yatırım ortamının güvenliği anlamında
Türkiye'nin yararına olmamıştır. İşçi kardeşlerimiz ve işvereninde
yararına olmamıştır. Her açıdan kaybeden Türkiye olmuştur" diye
konuştu. Eylemin ihracata zarar verdiğini, bir hafta önce yapılan
hesaplamalarda zararın 320 milyon dolar olduğunu kaydeden Zeybekci,
"Şu anda doğrudan ihracatta kaybımızın yaklaşık 500 milyon dolar
olduğunu hesap ediyoruz. Yan sanayinin etkilenmesiyle de bunun uzun
süre etkilerinin devam edeceğini düşünüyoruz" diye
konuştu.
'İŞVERENİN ZARARLARI TAZMİN HAKKI DOĞAR'
Türkiye'nin, dünyada otomotiv üretici ülkeleri sıralamasında ilk
10'da yer aldığını, Avrupa Birliği pazarında etkin üretici haline
geldiğini ifade ederek şunları kaydetti:
"Türkiye bu avantajlarını kullanırken, rekabette çok hızlı bir
şekilde öne doğru giderken, bir anda Türkiye'nin böyle bir eylemle
karşılaşmış olmasını, dünya pazarında rekabet eden Türkiye'nin bu
şekilde önünün kesilmeye çalışılmasını manidar buluyorum. Burada
şunu söylemek istiyorum; herkes sorumluluğunu iyi bilmeli, işveren,
hükümet sorumluluğunu iyi bilmeli ama sendikalar da sorumluluğunu
iyi bilmeli. Ben, 'işçi kardeşlerimiz sorumluluğunu bilmeli'
demiyorum, diyemem çünkü neden? Birey olarak insanlara bunu
söyleyemezsiniz ama işçi kardeşlerimizin mensubu olduğu bir sendika
var. Sendikalar hem iş güvenliğini hem de iş yerinin güvenliğini
düşünmek zorunda. Böyle hukuksuz bir eylemde sendikalar çok ucuz
bir kurnazlık içine girdi. Bu eylemin sebebi eğer değillerse,
eylemin taraftarları değillerse bunu bir şekilde
halledebileceklerine ben inanıyorum. İşçi için işveren, işveren
için işçi velinimettir. Bu ikisi bir araya geldiği zaman da ülke
için muhteşem bir nimet ortaya çıkar. Sendikaların bu ucuz
kurnazlığında, işverenlerin hukuksuz eylemden dolayı uğradıkları
zararları tazmin hakları doğar. Bunu sendikalardan veya işçilerden
tazmin etme hakları doğar. İşverenlerimizin veya şirketlerimizin
işçileriyle ilgili böyle düşüneceklerini zannetmiyorum ama sendika
orada bu hengamenin içinde ülkenin kaybettiği ve hep beraber çok
üzüldüğümüz bu eylemde on binlerce sendika üyesini istifa
ettirilerek kendilerini bir anlamda kendisini sorumluluktan
kurtarma çabası içinde idi, 'o çabayı böyle hukuksuz eylemi
engellemek için gösterselerdi ülke için çok iyi olurdu' diye
düşünüyorum.